Haberin Devamı
Güldal Mumcu’nun İçimden Geçen Zaman kitabını gerçekten elimden bırakamadan okudum.
Anlatım dilini çok sevdim…
Çok gerçek ve okuyanı içine alan bir sıcaklıkla yazılmış. Ama kocası evinin önünde bombayla parçalanarak öldürülen kadın olarak aslında kendi içinde neler yaşadığını okuyucudan saklayarak yazmış Güldal Mumcu kitabını.
Kitabı yazan ve olayı yaşayan kadın çok güçlü ve çok akıllı ve çok dirayetli biri.
Güldal Mumcu’nun böyle biri olduğu çok açık zaten kitapta…
Tepkileri, kararları, güçlü duruşu…
Cenaze günü camiden sonra mezarlık da büyük kalabalıklar içindeymiş…
Ne çocukları Özgür ile Özge ne de ailenin başka fertleri içlerinden geldiği gibi davranıp hareket edebiliyorlarmış. İşte tam o sırada Güldal Mumcu çocuklarına dönüp usulca ‘Bakın çocuklar o bizim babamızdı. Ama aynı zamanda onu son yolculuğuna uğurlamaya gelen binlerce insanın da yazarıydı. Onlar bizi yalnız bırakmadılar. Bizim için buradalar. Bugün şimdi burada babanızla başbaşa bırakalım onları. Onu uğurlasınlar, sevgilerini sunsunlar, son görevlerini yapsınlar. Biz daha sonra hep gelebiliriz. Ayrıca hiç kimseye acısını paylaşmak için yüz binler gelmemiştir. Sizin acınızı paylaştılar… Sizde acı kalmadı artık’ demiş.
Özge de dönüp annesine ‘artık acı yok değil mi?’ diye sormuş.
“Sizde acı kalmadı artık.”
Çok etkileyici bir anne konuşması…
Çocuklarını teselli edebilemek için kendi acısını bastıran, çocuklarını koruyabilmek için kendi acısını bile rahatça yaşayamayan bir annenin konuşması.
Güldal Mumcu’nun bu konuşmaları duyan babası da dönüp kendi kızına ‘ne kadar değişik, ne tuhaf bir kadınsın sen’ demiş.
Çok güçlü bir kadın görüyorsunuz kitapta.
Ama bu kitapta insanı dehşete düşürecek gerçekler de var.
Uğur Mumcu 24 Ocak 1993’te öldürüldüğünden beri 12 hükümet, 8 başbakan, 16 içişleri, 15 adalet, 9 milli savunma bakanı, 10 emniyet genel müdürü, 10 istanbul emniyet müdürü değişmiş… O gün görevde bulunanlar dahil.
Ve bu suikast hala aydınlanmadı.
Aslında hikaye Ömer Çiftçi ile başlıyor…
DİSK başkanlar kurulu üyesi olan biri… SHP milletvekili.
Uğur Mumcu’yla aynı sokakta oturuyor.
Ve suikast günü odasının penceresini açtığında Mumcu, karşı apartmanın penceresinden Mumcu’ya sesleniyor ‘bugün dışarı çıkacak mısınız?’
Biraz da Kırmızı Koltuk programı hakkında konuşuyorlar.
Uğur Mumcu tedirgin oluyor bu tuhaf soru üzerine… Eşine anlatıyor. Sonrada giyinip gerçekten dışarı çıkıyor ve arabası infilak ediyor.
Ömer Çitçi bu son görüşmeyi Mülkiyeliler Birliği’nde anlatıyor.
Ama daha sonra Ömer Çitfçi bu görüşmeyi ve dediklerini yalanladığı gibi, araya Çiftçi’nin masum olduğunu söyleyen pek çok yakın tanıdık giriyor.
Avukat Halit Çelenk durup dururken ‘Ömer Çiftçi bu işi yapmamıştır’ diye demeç veriyor...
Cumhuriyet Gazetesi, ‘bu nedir’ diye soramıyor.
İlhan Selçuk ‘ailesi böyle inanıyor’ diyor DİSK Genel Başkanına…
Güldal Mumcu ise sadece o gün olanları anlatırken söz etmiş Çiftçi’den, hiçbir zaman ‘o yaptı’ dememiş.
Kim bu Ömer Çiftçi acaba?
Ne tuhaf değil mi?
Ailenin dostlarının olayın aydınlanmasına yardım etmemesi ya da Cumhuriyet Gazetesi’nin suikastin üzerine gidememesi hatta Uğur Mumcu suikastini neredeyse örtmeye çalışması.
Birçok önemli ayrıntıyı görmezlikten geliyorlar.
Kitapta böyle sayısız ipucu var.
Bu kitap, cinayetin haritasını veriyor bence…
Bir de ben nedense Uğur Mumcu’nun ağabeyi Ceyhan Mumcu’yu hep merak ederim.
Kimdir diye…
Bu kitapa bakınca da merak etmekte haklı olduğumu anladım.
TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu’nun, suikastle ilgili raporlarını tamamladığı tarih 4 Haziran…
Ceyhan Mumcu o gün Güldal Mumcu’yu arayıp ‘rapor tamamlandı... Biz üzerimize düşeni yaptık. Daha yapacak bir şey yok ‘demiş.
Ardından 1999’da Demirel’in avukatı olmuş Ceyhan Mumcu…
Suikast olduğunda başbakan olan ‘Kennedy’i bile vurdular,akıllarına koyunca yapıyorlar’ diyen Demirel’in…
Güldal Mumcu bu iki olayda da çok şaşırıp, çok kırılmış ağabey Mumcu’ya.
Ama ilişkiler tabii ki hep devam etmiş…
2012 Aralık ayındayız…
24 Ocak 2013de suikast olalı 20 yıl olacak.
Gerçek katiller hala ortada yok.
Ve herkes katillerin kimliğinin devletin içinde bir yerlerde gizli olduğuna emin…
Güldal Mumcu’nun İçimden Geçen Zaman’ını okuyun…
Ve görün ki, artık gizlenenlerin korkmaya başladıgı zamana gelmişiz...