Birbirimizi sevmeye ısrarla direniyoruz

Haberin Devamı

Bizim bir huyumuz var, direnmek.

Ama acılara, haksızlıklara, zulümlere, zalimlere karşı direnmek değil, böyle bir direncimiz hatta hiç yok.

Anlamaya, gerçekleri görmeye, meselenin özünü kavramaya karşı direncimiz çok büyük.

Çok tuhaf ama böyle.

Gücümüz var ama gücümüzü nerede kullanacağımıza dair doğru karar verme yeteneğimiz yok sanki.

***


Barack Obama ikinci kez başkan seçildi Amerika’da.

Neden Amerikan halkı Obama’yı seçti?

Amerika’nın seçim tarihi, ekonominin darda olduğu zaman yapılan seçimlerde koltuklarını kaybeden başkanlarla dolu.

Barack Obama’nın yüksek işsizlik oranı ve ekonomideki durgunluğa rağmen hatta ekonomideki en ağır buhranlardan biri varken ikinci kez seçilmesi şaşkınlık verici aslında…

Obama’ya kimler oy vermiş okudunuz mu?

Beyaz erkeklerin büyük çogunluğu Romney’ e oy verirken, Afrika ve Latin kökenli Amerikalıların dörte üçünden fazlası, diğer etnik gruplar, Yahudi Amerikalı kadınlar Obama’yı tercih etmiş.

Neden sizce?

İtilip kakılan, sesini duyuramış olan, hayatını sahip olduğu kimlikle iyi yaşayamamış olduğunu düşünen, değişim isteyen herkes Obama’nın bunu yapacağına inanıyor çünkü…

***


Obama’yı zafer konuşmasını yaparken gözlerimi bir an olsun ondan ayırmadan izledim.

Ona baktıkça o olmak istedim…

Michelle’e ‘seni hiç bu kadar çok sevmemiştim’ derken Michelle olmak istedim…

Kızlarının mutlu gülümsemelerini gördükçe o kızlar olmak istedim…

Obama konuştukça Amerikalı olmak istedim.

Obama, Chicago'daki McCormick Place'de yaptığı konuşmasıyla beni gerçekten etkiledi…

Yeterince heyecanlı ve mutlu gözükmüyordu kendisi için ama onu dinleyenleri heyecenlandırmayı başardı.

Konuşurken, dinleyende bir “özdeşleme” duygusu yaratabiliyor çünkü rahatça.

Neler söyledi?

On yıllık savaş döneminin sona ermekte olduğunu söyledi.

‘Bu ülkenin diğer tüm ülkelerden daha fazla serveti var, ama bizi zengin yapan bu değil. Tarihteki en kuvvetli orduya sahibiz, ama bizi kuvvetli yapan bu değil. Üniversitelerimize, kültürümüze tüm dünya imreniyor ama dünyanın bizim kıyılarımıza gelmeye devam etmesinin nedeni bu değil. Amerika'yı istisnai yapan, dünyadaki en fazla çeşitliliğe sahip milleti bir arada tutan bağlar, ortak kaderi paylaştığımıza dair, bu ülkenin sadece birbirimize ve gelecek nesillere karşı belli yükümlülüklerimizin olduğunu kabullenmemiz halinde işleyebileceğine dair inanç. Amerika'yı büyük yapan bunlar' dedi…

'Geçirdiğimiz tüm sıkıntılara, Washington'ın tüm hayal kırıklıklarına rağmen, gelecek hakkında, Amerika hakkında hiç bu kadar umutlu olmamıştım. Sizden de bu umudu sürdürmenizi istiyorum' dedi.

Bu sözleri duyduğumda şunu düşündüm, işte bizim ısrarla direndiğimiz şey bu…

Çeşitliliğimize rağmen aramızda bağlar olduğunu ısrarla kabul etmememiz…

Bize benzemeyeni sevmememiz…

Bize benzemeyenle eşit olmayı istemememiz.

Herkesin kendi “kimliğiyle” bir araya gelip ortak bir toplumsal hayalin peşinde koşmasını anlayamamamız.

***


Obama’yı ve Amerikalıları izlerken o kadar imrenmek zorunda değildik aslında, biz de öyle bir toplum olma hayalinin kenarına kadar gelmiştik, başbakan vazgeçmeseydi bugün biz de herkesin kendi kimliğine sahip çıkabildiği, o kimlikle özgür ve eşit olduğu, adalete güvendiğimiz, gelecek için umut beslediğimiz bir toplum olacaktık.

İnsanlar Obama’ya imrendikleri ve hayran oldukları kadar Erdoğan’a da imrenip hayran olacaklardı.

Olmadı…

Erdoğan çeşitliliği kucaklarsa seçim kaybedeceğini sanırken,dünyanın birinci gücü Amerika, başkanını bu bu kriterle seçiyor…

Obama’yı dinlerken hangi yoldan geri döndüğümüzü bir daha görüp, bir daha üzüldüm…

Keşke artık bu kadar direnmesek, birbirimizi sevmek için…

DİĞER YENİ YAZILAR