Haberin Devamı
Bu yazıyı Galatasaray Beşiktaş derbisine saatler kala yazıyorum.
Maçı heyecanla bekleyen arkadaşlarımdan biri, sohbetederken ‘Galatasaray giderek enteresan bir takım olmaya başladı, oluşturulan kadroya bak sana neredeyse teknik adama ihtiyaç kalmadı… Sence bu iyi birşey mi?’ diye sordu.
Sneijder’li, Drogba’lı, Melo’lu, Muslera’lı, Eboue’li, Elmander’li, Burak’lı, Selçuk’lu kadroyu düşününce ne demek istediğini daha iyi anladım.
Galatasaray çoğumuzu şaşırtacak bir transfer atağı yaptı son günlerde gerçekten…
Ama ne olduğunu pek de anlayabilmiş değiliz.
Önce toplam maliyeti 25 milyon Euro’ya denk gelen Wesley Sneijder...
Şimdi 1.5 yılda 10 milyon Euro’luk kabarık bir faturası olan Didier Drogba…
Hatta söylentilere bakarsanız Manchester City’den Kolo Toure... Onun tutarı da nereden baksanız 7-8 milyon Euro…
Beşiktaş “FEDA” diyerek tarihi bir mali daralmayı yaşarken; F.Bahçe banka kredisine gösterecek teminat bulamadığı için Belhanda transferini günlerdir ertelerken; Trabzon en flaş devre arası transferini pilot takımı 1461’den A takıma çıkardığı gençlerle yaparken G.Saray’ın bu transferleri çoğu kişiyi şaşırtıyor.
Çünkü kulüplerin yıllık bilançolarına bakarsanız, üç aşağı beş yukarı hepsinin mali durumu aynı…
300’er milyon dolarlık borçları var.
Ama bu dörtlü arasında sadece G.Saray, dünya çapında yankı yaratacak transferler yapıyor.
Üstelik bu transferleri Fatih Terim’in de öyle fazla istediğini sanmıyorum çevrede konuşulanlara bakınca.
“Başkan transferi“ bunlar...
Peki iki yıldır dilinden düşürmediği “çilek” hayalleri yüzünden dalga geçilen Ünal Aysal, ne oldu da birdenbire G.Saray’ı çilek Tarlası’na çevirdi?
Harcanan bu paralar, önümüzdeki yıllarda G.Saray’ın mali tablosunu ne hale getirecek?
Çevremdeki en fanatic G.Saraylılar bile hem transfer haberlerine seviniyor, hem de G.Saray’ın bu transferleri hangi parayla yaptığını merak ediyor doğrusu.
Bence şöyle oldu:
G.Saray Başkanı Ünal Aysal’I bıraksalar, aynı oyuncuları sezon başında da transfer edecekti.
Çünkü küçülerek değil aksine büyüyerek mali krizi atlatabileceklerini düşünen biri o. Ancak o dönemde hem FatihTerim hem de Ali Dürüst bu astronomiktransferlere karşı çıktı.
Flaş yabancı transfer yapmayan G.Saray, çoğunluğu yerli yıldızlarla geniş bir kadro oluşturdu.
Ama sonuç istedikleri gibi olmadı. Takım, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finali zorlayacak durumda olmasına rağmen ligde arayı açamadı.
G.Saray (dünkü derbi hariç) 18 maçta 21 puan kaybetti… Kaybetmese bugün ortalıkta ne Beşiktaş kalmıştı ne de F.Bahçe açıkcası...
Sanırım Aysal bunun üzerine Terim’in “ucuz ama etkili” transfer arayışlarına karşılık “Parasını verip en iyisini alalım” düşüncesinin daha doğru olacağını anladı…
Bence büyük bir kumar oynamasına rağmen doğrusunu da yaptı.
Düşünün:
G.Saray, transferin ilk hamlesini Milano’da Inter Başkanı Moratti ile öğle yemeği yiyerek yaptı.
Onların Milano’da bulunduğunu duyan Milan’ın CEO’su Galiani de G.Saraylılar’la ayrıca görüştü.
G.Saray, Sneijder transferini gerçekleştiremese bile Avrupa’nın firma kulüpleriyle görüşecek, onlarla ciddi manada pazarlık edecek boyuta getirdi kendini.
Sneijder’ı “normal” bir transfer olarak görmek çok yanlış olur bence...
Sneijder sayesinde dünya medyasında çıkan G.Saray haberlerinin değerini sıradan bir PR şirketine hesaplatsanız, bu transferin G.Saray’a ve dolayısıyla Katar’a benzetilen Türk futboluna yaptığı muazzam katkıyı hemen kavrayabilirsiniz.
Sneijder 29 yaşında...
Türkiye’ye gelen diğer yıldızlara gore daha genç ve önün de daha uzun yıllar var… Onun Türkiye’ye gelmesi, başka yıldızların da bizim ligimizi seçmesini sağlayacak.
Nitekim Drogba ve Toure’ye kadar uzanan transfer listesi de bunun kanıtı.
Reklam ve imaj hakları, piyasaya çıkarılacak formalar, tribune çekilecek seyirci, Avrupa ve Türkiye’de yaratacağı sempati olarak bakarsak Sneijder transferine; Aysal harcadığı parayı fersah fersah çıkaracak gibi gözüküyor.
G.Saray’ı yeniden dünya markası haline getirmek isteyen Ünal Aysal yaptığı bu transferlerle FatihTerim’e de bir mesaj veriyor sanırım:
- Senin istediğin oyuncuları aldım ama futbol olarak karşılığını göremedim... Bu sefer benim istediğim yıldızları aldım, haydi artık bunları oynat ve bana hem Türkiye’de hem Avrupa’da başarı kazandır...
Ama bol çilekli pastadan Aysal’ın beklediği sadece şampiyonluk değil:
Herkese parmak ısırtacak derecede bir futbol ve Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalden ötesi.
Aysal futbol dünyasının otobanına girdi şu anda...
Bana önümüzdeki günlerde futbolda çok heyecanlı günler olacakmış gibi geliyor…
Umarım bu heyecanın faturası Fatih Terim’e çıkmaz…