Askerler sol partileri yasakladıkları için pişman mıdır?

Haberin Devamı

Gördünüz mü siz de?

Yüksek Askeri Şura’ya damgasını vuran fotoğraf diye verdi tüm internet siteleri…

Başbakan Tayyip Erdoğan önde, Genel Kurmay başkanı Necdet Özel onun arkasında, koridor boyunca, Kara, Hava, Deniz ve Jandarma Genel Komutanlığı’nı temsilen dizilmiş askerler Erdoğan’a selam duruyor. Başbakan Erdoğan kendinden emin bir şekilde karargahtan uğurlanıyor.

Bu fotoğrafa uzun uzun baktım.

Askeri vesayetin hayatın ve siyasetin içinde ufalıp yok olmuş hali çok hoşuma gitti.

Sonra askerleri düşündüm…Özellikle hapishanede olanları.

Onlar o fotoğrafı görünce ne düşündü ya da ne düşünecek acaba diye aklımdan geçirdim.

Çok şey merak ettim…

Mesela zamanında sol partileri yasaklamaktan şimdi pişmanlar mıdır acaba diye düşündüm.

Gelişmeleri analiz edebiliyorlar mıdır acaba?

Kürt korkusuyla Kürtlere, din korkusuyla dincilere baskı yapa yapa sonunda Kürt meselesini kırk bin kişinin öldüğü bir savaşa çevirmeye, din meselesini “dindar” diye dışlamaya çalıştıkları Ak Partiyi birinci parti yapacak hale getirmeye ne kadar pişmanlardır?

Bizim egemenler hep demokrasiyi reddedip zorbalıktan medet umdukları için her seferinde aynı sonucu aldılar ama buna hiç aldırmadılar.

Bugün güçlü bir sol parti olsaydı siyasetin içinde, neler farklı olabilirdi kim bilir?

Gerçek bir sol parti neleri değiştirebilirdi düşünsenize?

Sol partileri israrla ve inatla kapattılar, sonra Kemalistleri sol, örtülü faşizmin partilerini orta sağ diye piyasaya sürdüler.

Bu partiler savaşı kızıştırıp, yılda trilyonlarca lirayı insanların ölümü için harcayıp yatırımları durdurarak işsizleri çığ gibi patlatınca, solda bir parti bulamayan çaresiz insanların hepsi de kendi dertlerine kulak veren yeni bir partiden dertlerine deva olmasını istediler…

Ak Parti’nin yolu açıldı.

Askerler çok sesli bir demokrasinin önünde engel olarak durmasalardı, Kürt barışını sağlasalardı, askeri vesayeti bitirselerdi, kendi haksız iktidarlarını sona erdirirlerdi ama “saygıdeğer paşalar” olarak yaşayıp hayatlarının sonbaharında hapishanelere düşmezlerdi.

Hem demokrasiyi askıya alacaksın, savaşı kızıştırıp hukuk dışı kazançlar elde edeceksin, yatırımları durduracaksın, rüşvete yol vereceksin, gazetecileri döve döve öldüreceksin, Kürtlere işkence edeceksin, sonra AK Parti iktidara gelince ondan korkup insanlık dışı yeni planlar yapacaksın.

O yüzden şimdi o fotoğrafa bakarken aslında gerçeği bütünüyle bilenlerin onlar olduğunu düşünüyorum ben.

Askeri vesayetin bitmesi çok muhteşem oldu.Bu gerekli bir şeydi Türkiye için…

Ama askeri vesayetin bitmesi demokrasiyi getirmedi. Askerler çok çiçekli olması gereken bir bahçeyi postallarıyla çiğneye çiğneye gerçek bir demokrasi için gerekli gerçek ve sağlıklı partileri ezdiler.

Tek çiçekli bir bahçe olduk bugün. Askerlerin “en büyük düşman” olarak gördükleri Ak Parti tek gerçek ve büyük parti olarak kaldı ortada.

Dinden, dindarlardan, gerçek bir demokrasiden bu kadar korkmasalar, Başbakan Erdoğan’ın resmine hapishanede bakmak zorunda kalmayacaklardı.

Herkesin ders alması gerektiğini düşünüyorum doğrusu. Demokrasiden korkmak, toplumu kendi isteklerine göre biçimlendirmeye çalışmak, bunu yapanlar için hayırlı sonuçlar doğurmuyor.

İktidarını kaybetmekten korktuğunda sadece iktidarını değil, her şeyini kaybediyorsun.

Hukuk dışına çıkarak önlemeye çalıştığın gelişmenin gerçekleştiğini hiç ummadığın yerlerden izlemek zorunda kalıyorsun.

Bilmem anlatabildim mi?

DİĞER YENİ YAZILAR