Bu ülke o kadar uzun zamandan beri acı çekiyor ki bu acıyı durdurma ihtimali bile bizde, büyük bir sevinç ve çoşku yaratıyor.
Bu sevinç, bazen bizim bütün bir resmi görmemize bile engel olabiliyor.
O ‘ihtimal’ karşılığında sormaktan ve sorgulamaktan vazgeçiyoruz. Ama sorgulamaktan vazgeçtiğimiz anda da bizi sevindiren ‘ihtimali’ tehlikeye atabileceğimizi düşünüyorum.
***
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta Güneydoğu’da yaptığı konuşmalardaki cümleleri işte bana tam bu duyguyu veriyor:
“Diyoruz ki artık silahları gömün, silahları bırakın.”
“Biz size diyoruz ki, sıkılı yumrukların olduğu bir toplum barış toplumu olmaz.”
“Biz barış, huzur, kardeşlik ortamını tesis etmek için samimiyetle çalışıyoruz ve bu samimiyetin karşısında samimiyet bekliyoruz.”
“Savaş kolaydır, barış zordur!”
“Biz zora talibiz.”
“Biz bu ülkede artık ölümleri değil, sevinçleri konuşmak istiyoruz.”
“Biz bu ülkede artık silahların değil, fikirlerin, siyasetin konuşmasını istiyoruz.”
Bu cümleler beni umutlandırsa da bir yanımı da korkutuyor.
***
Haksızlık etmek istemiyorum…
Herkesin umutlu olduğu, barış sürecinin başladığına inandığı bir dönemde benim ürkmem belki gerçekten tuhaf.
Ama ben amacı tam belli olmayan bir ‘devrime’ çok fazla güvenemiyorum.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gerçek amacı ne acaba bu umut dolu cümleleri söylerken?
Hedefi gerçekten nedir?
Nasıl bir barış planı var kafasında?
Herkesin barış içinde eşit ve özgür yaşayacağı demokratik bir sistem mi istiyor?
Yoksa barış karşılığında demokrasi hayalinden mi vazgeçeceğiz?
Neden Erdoğan’ın bu muhteşem barış atağı bütün ülkeyi kapsayan bir demokrasi atağına dönüşmüyor?
***
Barış gibi büyük bir cesaret isteyen bir işi yapmaya talip olan bir lider neden aynı cesareti bir darbe anayasasını bütünüyle değiştirmekte göstermiyor?
Neden Kenan Evren’in Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası aynen devam ediyor?
Neden 301. Madde hala kaldırılamıyor?
Neden hukuku siyasetin denetimine sokacak adımlar atılıyor?
Neden demokratik ülkelerde bir örneği olmayan, bütün gücü tek bir adamın elinde toplayan bir “başkanlık sistemi” icat edilmeye çalışılıyor?
***
Barış girişimlerini vicdanı olan, gençlerin yaşamasını isteyen herkes destekler.
Buna bütün kalbimle inanıyorum.
Ama demokrasisiz bir barışın kalıcı olmayacağına da inanıyorum.
İnandırıcı ve kalıcı bir barış demokrasiyle birlikte gerçekleşebilir ancak.
Neden barış için Erdoğan’ın gösterdiği cesaret ve istek demokratik hamlelerde gözükmüyor?
Benim aklıma takılan soru bu.
Beni ürküten eksiklik bu.
Ben barışı ve demokrasiyi birlikte istiyorum, ikisinin ancak birlikte varolabileceğini düşünüyorum.
Bu ikisi birlikte yürümediği sürece, başkalarını bilmem ama ben hep tedirginlikle izleyeceğim olanları.
Amacı olmayan devrime güvenmiyorum
Haberin Devamı