Yanlış politikaların uygulayıcısı

Haberin Devamı

Hayri Kozakçıoğlu, Türkiye’nin ilk Olağanüstü Hal Bölge valisiydi. Ancak Kozakçıoğlu’nun OHAL valiliği performansı aslında tam bir fiyaskoydu. Sorun onun şahsından çok devletin ret, inkar ve asimilasyona dayanan Kürt politikasından ve baskıyı temel alan OHAL yaklaşımından kaynaklanıyordu. Öyle ki yerine atanan Necati Çetinkaya bu itibarlı görevi kabul etmek istememiş, bir yıl içinde de yerini Ünal Erkan’a bırakmıştı. Erkan’ın çocuklara şeker dağıtıp sokakta onlarla top oynaması da durumu kurtarmaya yetmedi. Ardından üç kişi daha bu makama getirildi ve 2002’de hiçbir şeyi çözmemiş, aksine sorunları daha da derinleştirmiş bir kurum olan OHAL Valiliği lağvedildi.

Kozakçıoğlu ile bundan yaklaşık 10 yıl önce, Vatan Gazetesi için hazırladığım Türkiye’nin Kürt Sorunu dizisi (daha sonra Metis Yayınları’ndan aynı isimle kitaplaştırıldı) kapsamında görüşmüştüm. Söyleşiye de yansıdığı gibi, hem kendi kişisel başarısızlığının, hem de devletin yanlış politikalarının farkında, yani hataları gören ama köklü bir özeleştiriye yönelmeyen, belki de yönelemeyen bir Kozakçıoğlu imajı kalmış hafızamda.

Bu girişin ardından Kozakçıoğlu ile yaptığım söyleşinin bazı bölümlerini hatırlatmak istiyorum.

- Kuzey Irak’taki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kuzey Irak bizim irademizin dışında, Batı ülkelerinin ve ABD’nin beyninde oluştu. Böyle olacağı 1991’de Birinci Irak Savaşı sırasında Amerikan yetkilileri tarafından söyleniyordu. Tepedekiler söylemiyordu ama orta pozisyonda bulunan kişiler bugünkü tabloyu o gün çiziyorlardı. Türkiye gibi büyük ve güçlü bir devleti bu bölgede pek fazla istemedikleri için aleyhindeki oluşumlara daima kucak açıyorlar... Şimdi AB de aynı hikaye. Görecekseniz ileride başka kriterler koyacaklar; şimdi Kıbrıs diyorlar, bir süre sonra Güneydoğu’yla, Kuzey Irak’la, hudutlarla ilgili pek çok kriter dayatacaklar. Yıllarca Irak’ın toprak bütünlüğü dedik de ne oldu? Kendin sağlayamayacaksan, Irak’ın toprak bütünlüğünü sonuna kadar savunmanın bir anlamı yok; savunsan ne olur savunmasan ne olur? Irak’ınkinden bütünlüğünden ziyade senin toprak bütünlüğün önemli.

- Ne yapmalı peki?

Kendi sorununu en iyi şekilde, başkalarının müdahalesine, isteğine, tavsiyesine kalmadan çözümleyeceksin. Vaktiyle Suriye’ye kızıyorduk, teröristleri Bekaa Vadisi’ndeki kampta besliyor, eğitiyor diye. Bekaa Vadisi Suriye’nin hakimiyetindeydi. Bugün ABD’nin pozisyonu da aynıdır. ABD silahıyla barınmasına göz yumduğu müddetçe PKK’lı neden gelip teslim olsun? Terör olayı kendine has bir yaşam tarzı çıkarmış. Orada 40-45 yaşında insanlar var, yıllardır dağdalar. Adamın mesleği, toprağı yok, diyelim ki silahını bırakıp geldi, ne yapacaksın adama? Var mı kanunda böyle bir şey? Yok. Bu bölge için ekonomi, eğitim, kültür ve diğer toplumsal alanları kapsayan komple bir özel program geliştirilmeli.

- Yasal siyaset imkanı da açılmalı mı?

Yasal siyasetten Türkiye’nin korkmaması lazım. İleride izin verin, korkmayın bir şey çıkmaz. Kimse Türkiye’de etnik ya da dini bir grubun tüm mensuplarının aynı kişiye oy verdiğini sanmasın. Adam diyorsa ki “bu bayrak benim bayrağım, bu devlet benim devletim, bu vatan benim vatanım, bölünmez”, ne isterse ver, hiçbir problem çıkmaz. Ama “ben bu bayrağı sevmiyorum, bu devleti istemiyorum” diyorsa versen de problem çıkar...

(Söyleşinin tamamını http://www.rusencakir.com/Turkiyenin-Kurt-Sorunu—-6/8 bağlantısından okuyabilirsiniz)

DİĞER YENİ YAZILAR