PKK’nın zorla tasfiyesi mümkün mü?

Haberin Devamı

Hep tartışıyoruz: Kürt sorunu ile PKK sorunu arasında ne tür bir ilişki var? PKK, Kürt sorununun doğrudan sonucu ve dolayısıyla ürünü olmakla birlikte zaman içinde bu sorunun kaderinde önemli rol oynar hale geldi. Dün “önce terör (PKK) sorununu halledelim, sonra Kürt sorununa bakarız” deniyordu. Günümüz itibariyle bu strateji tam anlamıyla iflas etmiştir. Öte yandan “Kürt sorununu çözersek PKK’yı da halletmiş oluruz” gibi bir yaklaşım da geçerli değil. Hatta Kürt sorununu PKK’yı dışlayarak çözmenin iyice imkansız hale geldiği ileri sürülebilir. Yani Kürt ve PKK sorunlarının iç içe geçmiş olduğunu ve karşılıklı olarak birbirlerini etkileyip yer yer de belirlediklerini söyleyebiliriz. Dolayısıyla her iki sorunu bir arada ele almak ve olabildiğince birlikte çözmeye çalışmak gerekiyor.

Bununla birlikte Kürt sorununun çözümüne yönelik olarak bazı demokratik açılımlara zemin hazırlayabilmek için PKK sorununa öncelik ve ağırlık vermek gerektiği de ortadadır. Çünkü PKK’nın terör kartını güçlü bir şekilde kullandığı bir ortamda Kürt sorununa yönelik ileri düzenlemeler yapılmasını kamuoyunun çoğuna ikna etmek kolay, hatta mümkün olmayacaktır.

Habur’da suya düşen planlar

İşte hükümetin açılımını başlangıçta cazip kılan, çözümün zorunlu ilk aşaması olarak gördüğümüz “PKK’nın silahsızlandırılması” konusunda bir formül bulunmuş olduğu izlenmiydi. Sorduğunuz zaman hiçbir yetkili bu konuda sır vermiyordu ancak bir şeylerin pişirilmekte olduğunu da yalanlamıyorlardı. Sonuçta Washington, Bağdat ve Erbil’le yürütülen yoğun diplomatik trafik ve buna paralel olarak istihbarat görevlilerinin sürdürdüğü bazı örtük faaliyetler sonucu PKK’nın, ksımen baskı altında kalarak, kısmen de kendi rızasıyla silah bırakmaya yanaşacağı yolunda bir beklenti oluşmuştu. Habur’dan ilk gelişler de bunun başlangıcı olarak kayda geçti.

Fakat ülkeye dönen mülteciler ve PKK militanlarının bir şenlik havasında karşılanmasının doğurduğu tepkiler üzerine bütün plan ve hazırlıkların altüst olduğu gözlendi. Avrupa’dan yeni PKK’lıların ve Mahmur’dan yeni mültecilerin gelişi ertelendi. Bu sırada Öcalan, kendisinin devlet tarafından muhatap alınmayacağını kavramasıyla sürece müdahale etti ve yeni gelişlerin durdurulması talimatını verdi. Bununla da kalmadı, İmralı’daki yaşam koşullarının kötüleştirildiğinden de yakınarak, devletin kendisini, PKK’yı ve DTP’yi “tasfiye” etmek istediğini ileri sürdü. O andan itibaren de Türkiye bir yangın yerine döndürüldü. DTP’nin kapatılma davasının Anayasa Mahkemesi tarafından görüşülmesinin aynı günlere denk gelmesiyle sorun daha da büyüdü.

Yeni formül arayışı

Şu an için Öcalan, PKK ve DTP’nin, birbirleriyle uyumlu bir şekilde açılımın dışına çıkmış haldeler, hatta ona karşı duruyorlar. Hal böyle olunca, açılımın ilk aşaması olan “PKK’nın silahsızlandırılması” nasıl mümkün olabilecek? PKK’nın, rıza göstermemesine rağmen Kandil’den sökülüp atılabilmesi mümkün olabilir mi? PKK’yı Kuzey Irak’tan hangi güç zorla (silahla) çıkarabilir? Irak Kürtleri mi? Irak merkezi yönetimi mi? Amerikan ordusu mu? Yoksa TSK mı?

PKK’nın “zorla tasfiyesi” yıllardır gündemdedir ve değişik denemelerden sonra bunun mümkün olamayacağı ortaya çıkmıştır. Çünkü Irak Kürtleri PKK’ya karşı silah kullanmayacakları (aslında kullanamayacakları demek daha doğru olur), hatta başkalarına da göz yummayacaklarını her vesileyle tekrarlıyorlar. Irak merkezi yönetimin gücünün zaten olmadığını biliyoruz. Kendi derdiyle uğraşan ve Irak’tan bir an önce çıkıp Afganistan’a yoğunlaşmak isteyen ABD de, “anlık istihbarat paylaşımı”nın ötesinde askeri bir katkıda bulunmayacağını sürekli tekrarlıyor ve Ankara’ya ısrarla “bu iş sadece silahla olmaz” diyor. Geriye TSK’nın bizzat PKK’yı Kuzey Irak’tan temizlemesi kalıyor ki son kara harekatını hatırlayınca bunun gerçekçi bir beklenti olmadığı anlaşılıyor.

O zaman Başbakan Erdoğan ABD yolunda uçakta, neden Kandil ve Mahmur’un tasfiyesinden söz ederken kafasında nasıl bir formül vardı? Bilmiyorum, açıkçası kafasında artık herhangi bir çözüm modeli kalmış olduğunu da düşünmüyorum. Peki yeni bir formül geliştirtirilebilir mi? Şu koşullarda o da çok zor gözüküyor.

DİĞER YENİ YAZILAR