“Kürt açılımı”nın tartışıldığı dönemde bu gezinin sadece ekonomik hedefleri olduğu asla söylenemez. Davutoğlu’nun PKK ile ilgili birçok konuyu ele aldığı kesin
Başbakanlık Başdanışmanı olduğu günlerde Prof. Ahmet Davutoğlu’nun temel önermelerinden biri “komşularla sıfır problem” di. Türkiye’nin son dönemde komşularıyla “sıfır” olmasa da epey az problemli olduğu söylenebilir ve bu noktaya gelinmesinde Davutoğlu’nun payı asla inkâr edilemez. Hele onun Türk dış politikasına “stratejik derinlik” getirme çabalarının çok sayıda etkili kişi ve odağı hayli rahatsız ettiği ve onların yoğun engelleme çabalarına maruz kaldığı düşünülürse pekâlâ bir başarıdan söz edebiliriz.
Davutoğlu Dışişleri Bakanı olduktan sonra “komşularla sıfır problem” den bir adım ileri gidip “komşularla maksimum ilişki” arayışını öne çıkarıyor. Ve bunun ilk ciddi deneme alanının Irak olması epey ilgi çekici.
Açılım suskunluğu
Bağdat yolunda Davutoğlu biz gazetecilere uzun uzun, Başbakan Erdoğan’ın 2008 Temmuz ayındaki Bağdat ziyaretinde kurulması kararlaştırılan Türkiye-Irak Yüksek Düzeyde Stratejik İşbirliği Konseyi’ni anlattı. Fransa ile Almanya arasındaki ilişkiyi andıracak bir şekilde Irak ile birçok alanda entegrasyonu (bütünleşme) hedeflediklerini söyledi. Buna bağlı olarak önümüzdeki Ekim veya Kasım ayında Erdoğan’ın yanında sekiz icracı bakanla Bağdat’a yeniden gelip Irak Başbakanı Nuri el Maliki ve sekiz bakanıyla ortak kabine toplantısı yapacağını, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile birlikte söz konusu toplantının hazırlıkları için bu geziye çıktıklarını sözlerine ekledi.
Türkiye’nin tam da “Kürt açılımı”nı tartıştığı bir dönemde böylesi bir gezinin sadece ekonomik hedefleri olduğu asla söylenemez. Üstelik Davutoğlu’nun, her ne kadar fazla ön plana çıkmasa da, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’dan sonra, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a hemen hemen eş ölçüde bu açılımın en kilit isimlerinden biri olduğu düşünülürse bu gezide PKK ile ilgili birçok hayati konunun ele alındığı kesin. Nitekim Davutoğlu Bağdat’ta hem KDP kökenli Dışişleri Bakanı Zebari ile, hem de KYB kökenli Başbakan Yardımcısı Berham Salih ile görüştü; her iki etkili Kürt politikacı Davutoğlu onuruna ayrı ayrı yemek verdi. Ne var ki Davutoğlu, açılımın derinlemesine ele alındığı son MGK toplantısına katılmış olan diğer isimler gibi, açılımın içeriği konusunda hiç ama hiçbir şey söylememeye özen gösterdi.
Terörü paranteze almak
Bununla birlikte onun ısrarla çizdiği “Mezopotamya’yı yeniden bereketli bir havzaya dönüştürme” vizyonunun PKK ve her türden terörist faaliyetle doğrudan ilişkisi olduğu tartışılmaz. Şöyle ki böylesi bir vizyonun önündeki en büyük engelin terör olduğu düşünülürse, bunun bir parçası olmak isteyen herkes bir şekilde terörle mücadele etmek durumunda kalacak ve bu vizyonun hayata geçmesi durumunda terörün zemini ortadan kalkıp, PKK ve benzeri yapılar tam olarak tasfiye edilemeseler bile “parantez içine” alınabilecekler.
Bugün itibariyle bu vizyonun gerçekleşebilmesi pek kolay olacağa benzemiyor, en azından bunun için epey bir zaman ve emeğe ihtiyaç olduğu açık. Her ne kadar Irak Kürtleri Türkiye’nin PKK ile mücadelesine “geçmişe göre daha fazla” destek veriyor olsalar da bunun gerekli olan “mutlak destek” ile ilişkisi olduğu söylenemez.
Bununla birlikte eğer Türkiye Kürt sorununu çözme yolunda belli bir mesafe kaydedebilirse Irak’la, özellikle de Irak Kürtleriyle sorunlar da büyük ölçüde çözüm yoluna girebilir. Özetle, tipik bir tavuk-yumurta ilişkisi söz konusu.
‘Terör sorununu detaylarıyla görüştük’
Davutoğlu, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’yle görüştükten sonra ortak basın toplantısı düzenledi. Zebari toplantıda, “PKK’nın sebep olduğu gerginlikten sonra iyi ilişkiler kurduk. Görüşmelerimizde iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin yanı sıra su sorununu da ele aldık. Terör çok büyük bir sorundur. Sayın Davutoğlu ile bunu detaylı şekilde ele aldık. Terörle mücadele için kurulan üçlü mekanizmanın çalışmalarını ele aldık. Irak yönetimi ve kuzeydeki bölgesel yönetim terörle mücadele konusunda alınan bütün kararları tatbik edecek ve bu kararlara bağlı kalacak. Bu işbirliğinin daha da geliştirilmesi için çalışıyoruz” diye konuştu.
Demokratik açılımlar Türkiye’nin iç meselesi
ANKARA - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bir günlük ziyarette bulunmak üzere Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’la birlikte Irak’a gitti. Davutoğlu, hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. antı mahiyetinde devam etmektedir.”
Mahmur Kampı
Davutoğlu, kapsamlı görüşmeler yapacaklarını, bir taraftan Irak’taki son gelişmelere ilişkin istişarelerde bulunacaklarını, diğer taraftan da gelecek aylarda Bağdat’ta yapılacak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının hazırlık çalışmalarını yürüteceklerini söyledi. Bu temaslardan sonra gelecek ay içinde Irak’tan bir heyetin Türkiye’ye gelmesini beklediklerini ifade eden Davutoğlu, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyinin ekim ayında toplanmasının öngörüldüğünü bildirdi.
“Mahmur kampının kapatılması” konusunun Bağdat temaslarının gündeminde olup olmadığının sorulması üzerine de Davutoğlu, güvenlikle ilgili konuların, bahsettiği mekanizmalar çerçevesinde zaten tartışıldığını belirtti. Davutoğlu, “O çerçeveye giren her konu ele alınacak. Önümüzdeki dönemde de Türkiye ile Irak arasında güvenlik işbirliğinin en üst düzeye çıkması için de altyapı çalışmaları sürecek” dedi.
Bir gazetecinin, “demokratik açılım konusunun, Bağdat temaslarının gündeminde yer alıp almadığı” sorusu üzerine Davutoğlu, “Demokratik açılımlar konusu ise Türkiye’nin iç meselesidir” dedi. Davutoğlu, demokratik açılımlar konusuna ilişkin Türkiye’nin kendi içinde güçlü bir siyasi iradeye, gelişmekte olan güçlü bir toplumsal mutabakat zeminine ve görüş alışverişi zeminine sahip olunduğunu kaydetti.
Davutoğlu’nun yeni Mezopotamya vizyonu
Haberin Devamı