AKP’nin yenilgisinin koordinatları

Haberin Devamı

AKP lideri Erdoğan, seçimden iki gün önce, Cuma akşamı NTV’de canlı yayınlanan mülakatta 29 Mart için iki çıtaları olduğunu söylemişti: Belediye seçimleri için 2004’deki yüzde 42, İl Genel Meclisi seçim sonuçları içinse 2007 Genel seçimlerindeki yüzde 47. O zamana kadar hep yüzde 42’yi telaffuz etmiş olduğu için 2007’yi de ölçü olarak alacağını söylemesi şaşırtmış ve sonuçlardan emin olduğunun bir işareti olarak görülmüştü. Hiç de öyle olmadığını anladık. İktidar partisinin her iki çıtanın da altında kalması, özellikle 2007’nin 8 puan gerisine düşmesi, onu 29 Mart’ın bir numaralı mağlubu olarak ilan etmemiz için yeterlidir. Ama 29 Mart’ta ortaya çıkan birçok başka sonuç AKP’nin mağlubiyetinin göründüğünden daha ağır olduğunu kavramamıza katkıda bulunabilir. Bunların bazılarını sıralayacak olursak:

MUHALEFET AKP’YE YETİŞTİ: Erdoğan başarısızlığın derecesini azaltmak için CHP ile MHP’nin toplamı kadar oy aldıklarını söyledi. Evet her iki muhalefet partisinin toplam il genel meclisi oyları yüzde 39.16, AKP’ninse yüzde 38.82. Ancak 22 Temmuz 2007’de AKP yüzde 47 iken CHP ve MHP’nin toplamı ancak yüzde 35 ediyordu. Yani aradaki 12 puanlık fark daha iki yıl dolmadan kapanmış oldu. Buna DTP ve SP oylarını da eklersek muhalefet iktidarı hayli geçiyor. Halbuki 22 Temmuz sonrası AKP’lilerin hayali her iki seçmenden en az birinin oyunu alabilmekti.

ÇOK SAYIDA BELEDİYE KAYBETTİ: İktidar partisi bu seçimde iki büyükşehir, 11 il ve 36 daha az ilçe belediyesi kazanabildi. 2004’de kendisinde olmayıp 29 Mart’ta başarılı olduğu iller şunlar: Trabzon, Mardin, Elazığ, Ardahan ve Niğde. Buna karşılık Adana, Antalya, Van, Aydın, Şanlıurfa, Manisa, Balıkesir, Uşak, Isparta, Zonguldak, Sivas, Siirt, Sinop, Karabük, Giresun, Yalova, Tekirdağ ve Osmaniye’yi kaybetti. İlginç olan 18 başkanlığın birçok partiye (7 MHP, 6 CHP, 2 DTP, 1 BBP, 1 DP) ve bir bağımsıza (A.Eşref Fakıbaba) dağılmış olması. Yani her bölgeden oy alabilen yegane parti olma iddiasındaki AKP, her bölgede, farklı partilere belediye kaptırdı.

BELLİ BÖLGELERDE SIKIŞTI: 29 Mart’ın haritasına bakıldığında iktidar partisinin kısmen Marmara ve Karadeniz, ama esas olarak İç ve Doğu Anadolu’ya sıkışmış olduğu görülüyor. Her ne kadar seçimi kaybettiği yerlerin büyük çoğunluğunda ikinci parti olsa ve bazı yerlerde çok az oy farkla başkanlığa ulaşamasa da bu harita AKP’nin “Türkiye partisi” olma iddiasında epey zorlandığını ve bundan sonra daha da zorlanabileceğini gösteriyor.

KÜRT POLİTİKASI ÇÖKTÜ: Erdoğan beş yıl önce Diyarbakır’ı almayı çok istemişti. 22 Temmuz genel seçimlerinin hemen ardından yine ilk hedef olarak Diyarbakır’ı gösterdi. Bir ara bölgedeki popülaritesi zirve yapan AKP lideri, nedense peş peşe yanlış strateji ve taktikler uygulayarak kapısına gelmiş fırsatı tepti. Sonuçta göz koyduğu Diyarbakır ve Batman’da oy kaybına uğramakla kalmadı, Van ve Siirt’i de DTP’ye kaptırdı. AKP’nin kapatma davası sürecinde hep 29 Mart’ta Güneydoğu’yu kazanma iddiasını bir koz olarak kullanmış olduğu da düşünülürse hasarın çapı daha iyi anlaşılabilir. Mardin dışında (ki onun da önemli ilçelerinin çoğu DTP’de) Güneydoğu belediyelerinde olmayan AKP’nin DTP’yi muhatap almama politikasını daha fazla sürdürmesi mümkün görünmüyor.

MERKEZ PARTİSİ OLMA İDDİASI YARA ALDI: Güneydoğu’yu alamayan AKP Batı’da da çok büyük bir şoka uğradı. Kaybedilen 18 ilin 15’i Batı Karadeniz, Ege, Akdeniz ve Trakya’da yer alıyor. Ayrıca İstanbul, İzmir başta olmak üzere önemli Batı illerinde yeni merkez ilçeler kazanılamadığı gibi, birçoğu da kaybedildi. Örneğin İzmir’de ilçe sayısını 7’den en az 10’a çıkarmayı düşünen AKP bu ilde sadece bir ilçe aldı. İstanbul’da da Sarıyer, Kartal, Maltepe başta olmak üzere çok sayıda ilçe CHP’ye kaptırıldı. Sonuçta AKP’nin 29 Mart’ta, RP’nin 1994’teki performansının biraz aşabildiğini söylersek 15 yıl boyunca merkeze taşınma adına harcanan emeğin birçoğunun heba olduğunu fark edebiliriz.

DÖRT KOLDAN ÇEMBERE ALINDI: 22 Temmuz sonrası ortaya çıkan “tek partili demokrasi” görüntüsü 29 Mart’ta iyice dağıldı. Bu seçimden çok ağır yaralar alan AKP’nin karşısında, yine bu seçimden güçlenerek ve özgüvenle çıkan dört ayrı rakip var: Özellikle büyükşehirler ve Batı bölgelerinde CHP; geleneksel olarak İç ve Doğu Anadolu’da, ama esas olarak Batı Karadeniz ile Ege-Akdeniz bölgesinde MHP; Güneydoğu’da DTP ve Milli Görüş hareketinin köklerinin olduğu tüm seçim bölgelerinde SP. AKP’nin önünde şu seçenekler var: Ya muhalefetin bir blok oluşturmasına engel olacak, ya içlerinden biri ya da birden fazlasıyla geçici veya kalıcı ittifaklar yapacak ya da dört cephede birden bunlarla mücadele edecek.

SANDIKTAN YENİLEBİR OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI: Kuruluşundan kısa süre sonra girdiği ilk seçimden tek başına iktidarla çıkan ve daha sonraki iki seçimde de oylarını artıran AKP’nin yenilmezlik imajı 29 Mart’ta sona erdi. Siyasi hayatımızda bir kere inişe geçen partilerin kolay kolay kendilerini toparlayamadıkları biliniyor. AKP benzer bir akıbete uğramamak için çok çalışmak, kendini yenilemek, bu arada hükümet işlerini, özellikle de ekonomiyi iyi idare etmek ve muhalefetle dört cepheden savaşmak zorunda. Bütün bunlar için gerekli olan enerji ve yaratıcılığı bulup bulamayacağını yarın tartışmak üzere.

YARIN: AKP NEDEN KAYBETTİ? BUMDAN SONRA NE YAPILABİLİR?

DİĞER YENİ YAZILAR