AKP’nin mi yoksa CHP’nin mi tabanı BDP’ye daha yakın?

Haberin Devamı

Dün “BDP tabanı AKP’ye mi, CHP’ye mi daha yakın?” diye sorarak başlattığımız tartışmayı (http://www.rusencakir.com/BDP-tabani-AKPye-mi-CHPye-mi-daha-yakin/2144) bugün soruyu tersine çevirerek sürdürmeyi deneyelim: AKP’nin mi yoksa CHP’nin mi tabanı BDP’ye daha yakın?

Bu soruyu dün sosyal medyada gündeme getirince kimi zaman birbirleriyle çelişkili gözükseler de çok değerli cevap ve yorumlarla karşılaştım. Çelişki aslında doğal çünkü bir dizi farklı faktör ve buna bağlı olarak son derece karmaşık bir olgular yumağı söz konusu. Dolayısıyla soruyu her bir faktörü ayrı ayrı ele alarak irdelemeye çalışalım.

Etnisite: Her ne kadar “Türkiye partisi” olma hedefini muhafaza etse de BDP için “Kürt partisi” demek yanlış olmaz. Dolayısıyla öncelikle AKP ve CHP tabanlarında Kürtlerin sayısına ve etkisine bakmak da yanlış olmaz. Şunu biliyoruz: Güneydoğu’da uzun bir süredir CHP varlığıyla karşılaşmak mümkün değil. Buna karşılık AKP hemen her seçim bölgesinde BDP ile yarışıyor. Sonuçta bölgede iki partinin tabanlarının birbirlerine hayli yakın olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle son çözüm süreciyle birlikte BDP’nin bölgede daha da güçlendiğini, AKP’den bu partiye kaymalar olduğunu da ileri sürebiliriz.

Buna karşılık metropollerde yaşayan Kürtler arasında CHP’nin, her geçen gün azalmakla birlikte belli bir varlığı söz konusu. Ne var ki Batı’daki Kürtlerin, özellikle 1980 ortalarından sonra göçmüş olanların, BDP’yi bir kenara bırakırsak, CHP’den çok AKP’ye (dün RP ve FP’ye) yöneldiği de biliniyor.

(Burada Refah Partisi döneminden bir gözlem aktarmak isterim: Güneydoğu’da propaganda yapan RP’lilerin seçmene “sizin Batı’daki kardeşleriniz bizi tercih ediyor” dediğine sıklıkla tanık oldum. Buna karşılık, aynı söylemin ters çevrilmiş hâliyle İzmir’deki bir seçim kampanyası sırasında karşılaştım. Burada çok güçlü olmayan RP Kürtlerin yoğunluklu olduğu mahallelere özel önem veriyor ve orada “bölgedeki kardeşleriniz bize oy veriyor, siz de verin” şeklinde telkinde bulunuyorlardı. İç içe geçmiş bu iki yaklaşımın büyük ölçüde doğru olduğunu ve AKP ile birlikte de kısmen sürdüğünü söyleyebiliriz.)

Din: Kürtlerin dindarlıkla ilişkisinin Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Kürt siyasi hareketinin son dönemde İslamiyete karşı dilinde bariz değişikliklere gitmesi nedeniyle BDP ve AKP tabanlarında zaten var olan yakınlığın daha da arttığı gözleniyor. Diğer bir deyişle, BDP iktidar partisinin elinden din kartını büyük ölçüde almışa benziyor.

Mezhep: Kürt siyasi hareketi içinde, özellikle de yönetim kademelerinde Alevi kökenlilerin, nüfusa oranlarının üstünde bir ağırlıkları söz konusu. İşte bu olgu BDP ile CHP tabanları arasında bir geçişkenliğe yol açıyor.

İdeoloji: Yine Alevilikle doğrudan bağlantılı bir şekilde solculuk da BDP ile CHP arasında belli ölçülerde bir köprü olabilir. Fakat başta CHP olmak üzere her iki partinin solculuğun yerine başka şeyleri öne çıkarttıkları, ideolojinin tali bir faktör hâline geldiği de açık.

İktidarla ilişki: Gezi Parkı direnişi, her ne kadar BDP ve CHP’nin yönetimleri farklı nedenlerle tereddüt yaşamış olsa da, bu partilerin tabanlarını belli ölçülerde bir araya getirdi. AKP iktidarını ciddi bir şekilde sarsmış olması nedeniyle her iki parti de, belli bir süre geçtikten sonra farklı anlamlar yükleyerek “Gezi ruhu”nu sahiplenmek istediler. Bu iki partiyle kısmi ilişkileri olan bazı Gezi direnişçileri de, yaşananlardan hareketle Gezi’den bir “muhalefet bloğu” çıkarabileceklerini düşündü. Fakat AKP iktidarına muhalif olmanın tek başına bu iki partiyi yakınlaştırmaya yetmediği muhakkak. Hatta BDP tabanında CHP’ye AKP’den daha fazla mesafeli olan hatırı sayılır bir kitle var. Benzer şekilde CHP içindeki ulusalcı damarın, Kürt siyasi hareketinin hükümeti rahatsız etmesinden memnun olmakla birlikte, onunla herhangi bir yakınlaşmaya asla gitmek istemeyeceği de açık.

Bütün bu noktaları aktardıktan sonra başlıktaki soruya net ve kesin bir cevap vermek mümkün değil. Ancak şu kadarını söylemek mümkün: CHP yönetimi Kürt sorunundaki tutumunu sürdürdürdüğü müddetçe tabanlar arasındaki cılız köprüler iyice yıkılır ve BDP ile AKP tabanları arasındaki mesafe, tavanda ne tür kavga ve çatışmalar yaşanırsa yaşansın, iyice kapanır.

DİĞER YENİ YAZILAR