Belçika’daki operasyonların Türkiye’deki Kürt açılımıyla (diğer adıyla “demokratik açılım” ) doğrudan ilişkisi olduğu açık. İki yönlü bir ilişki söz konusu: Öncelikle Belçikalı (ve Avrupalı) siyasetçilerin, zaten uzun bir süredir mesafe koymakta oldukları PKK yanlısı kişi, çevre ve grupları açılımla birlikte iyice karşılarına almakta olduklarını söyleyebiliriz. Şöyle ki PKK yanlılarının, Türkiye’de Kürtlere yönelik baskı ve asimilasyon politikaları yürütüldüğü iddiaları Avrupalıların gözünde, açılımla birlikte iyice zayıflamış durumda. Kürt sorununun yasal ve demokratik yöntemlerle çözülme imkan ve iradesinin şekillenmesiyle birlikte Avrupalılar Kürt siyasetçilere “çözümün adresi burası değil Türkiye” diyebilir duruma geldiler. Bir süredir tıkanmış olmasına rağmen açılım Avrupalılar üzerinde bu kadar etkili olabiliyorsa, belki bir bakıma onlara PKK’lıları dışlama bahanesi yaratıyorsa, bir de sürecin olumlu gelişmesi halinde işler iyice değişecek demektir.
Operasyonlarla açılım arasındaki diğer ilişkiye gelecek olursak: Hatırlanacağı gibi Habur’dan ülkeye giriş yapan grupların hemen ardından Avrupa’dan bir grup PKK’lının İstanbul’a gelmesi söz konusuydu. Hatta DTP İstanbul il örgütünün gelenleri karşılamak için miting yapma isteği hayli tartışmaya yol açmıştı. Fakat yasal ve yasadışı Kürt siyasi hareketinin Habur görüntülerinin ülkenin batısında yarattığı tepkileri ciddiye almaması ve hükümetin de geri adım atmasıyla süreç birden kesiliverdi. Ve Öcalan’ın İmralı’dan verdiği talimatla ülkeye dönüşler durdu, Avrupa’dan gelmesi beklenen gruptakiler de bavullarını açmak durumunda kaldılar.
Şunu söylemek istiyorum: Eğer Habur’dan yapılan ilk giriş krize neden olmasa, ülkeye dönüşler devam etse dünkü operasyonlar büyük bir ihtimalle yaşanmazdı. Çünkü dün operasyonlara muhatap olan isimlerden bazıları (belki Remzi Kartal ve Zübeyr Aydar da dahil olmak üzere) ülkeye dönmüş olur, daha önemlisi gerinliğin yerini yumuşama, belirsizliğin yerini çözüm umudu alırdı.
Hareketin kalbi Türkiye’de
Belçika’daki operasyonların PKK’yı diplomatik, siyasi ve ekonomik açıdan ciddi bir biçimde sarstığı ortadadır. Örneğin Roj TV stüdyosunun mühürlenmiş olması örgütü propaganda açısından, en azından bir süre için epey zorlayacaktır. Diğer yandan, PKK’nın ekonomik merkezinin Avrupa olduğu düşünülürse, zaten mali açıdan sorunlar yaşadığı ileri sürülen örgütü iyice köşeye sıkıştıracaktır. Operasyonun PKK’ya vermesi muhtemel zararları sıralamayı kesip çok önmeli bir hususun altını çizmek gerekir: PKK’nın bir ayağı Avrupa’da, diğeri Kuzey Irak’ta olabilir fakat kalbi kesinlikle Türkiye’dedir. Bu her iki ayağın başına gelenler PKK’yı ciddi olarak yaralayabilir ama asla öldürmez. Bu nedenle önce İtalya, ardından Belçika’da yapılan ve diğer Avrupa ülkelerine sirayet etmesi hiç de şaşırtıcı olmayacak operasyonları çok yakından takip etmeli, fakat ana odağın Türkiye olduğunu hiç unutmamalıyız.
Öte yandan yıllardır Avrupa’da büyük ölçüde rahat koşullarda varlık göstermiş olan PKK’nın bu operasyonlara cevap verme imkanı kesinlikle vardır. Bu açıdan PKK’nın nasıl bir cevap arayışına gireceği ve Avrupalıların bunlara ne karşılık vereceği de önem arz ediyor. Bir diğer hayati nokta da, PKK’nın Avrupa’daki yeni koşullara ne derece uyum sağlayabileceğidir. PKK’lıların eski rahatlarını sürdüremeyecekleri kesin ancak kimse onların Avrupa’dan çekip gitmesini de beklemesin. Hele Avrupa ülkelerinde hatırı sayılır bir Kürt nüfusunun bulunduğu düşünülürse, Avrupalı yönecilerin PKK’yı ne kadar isteseler, imkanlarını ne kadar seferber etseler de bağırlarından söküp atmaları imkansızdır.
Tekrar açılıma dönecek olursak şimdi soru şudur: Avrupa’daki operasyonlar açılım sürecinin lehine mi, aleyhine mi işler? PKK’lılar, “tasfiye” endişelerinin bu operasyonlarla doğrulandığını öne sürebilirler, ki bir ölçüde haksız da sayılmazlar. Ama Avrupalıların da kendilerine sırtlarını dönmelerine tepki olarak Türkiye’deki zaten yürüyemeyen açılım sürecini daha fazla sabote etmeye kalkarlarsa yanlış yapmış olurlar.
Özetle Avrupa’daki operasyonların, ilk öfkeli tepkilerin ardından, PKK’nın Kürt açılımına yeniden sarılmasına neden olursa şaşırmayalım.
Açılım durdu, Avrupa’da operasyonlar başladı
Haberin Devamı