Meslek hayatımda yıllarca meslek idolü olarak aldığım "gazeteci-televizyoncu"nun bambaşka görevleri olan "özel bir algı projesi" olduğunu anladığımdan beri; yoğurdu üfleyerek yiyorum...
***
Metin Solmaz; "Türkiye'ye ait 100 büyük yanılgı" isimli bir kitap çıkartıyor...
Doğru bildiğimiz şeylerin gerçekte öyle olmadığını anlatan yüz başlıktan oluşuyor kitap...
Doğru bildiğimiz yanlışlar içinde ilgimi çekenleri sizin için derledim...
*****
"KELEBEĞİN ÖMRÜ BİR GÜN DEĞİL..."
Yaklaşık 150 bir çeşit kelebek bulunuyor...
Kanatsızı, gece gezeni, hızlı açanı, zehirlisi, göç edeni, beş kilometre uzaklıktaki dişinin kokusunu alabileni bile mevcut...
***
Bu kadar çok çeşitli türü var kelebeğin...
Ancak bu kadar çeşidin içinde ömrü bir gün olan kelebek yok...
Ömürleri bir haftayla, bir yıl arasında değişiyor...
***
Kelebek olmalarında yani güzelleşmelerindeki amaç cinsellik...
Hayatlarının bu bölümünü eş aramak, çiftleşmek, yumurtlamak gibi devamlılıklarını sağlayan kritik işlerle geçiriyorlar...
Bazı kelebeklerin dişilerinde kanat bulunmuyor...
*****
"KIŞIN DONDURMA YENİR..."
Dondurma her daim yenir...
Yenmemesi gereken dondurma "dondurulmuş yağlarla yapılmış olanı; endüstriyel olanı; TV'de reklamı çıkanıdır..." Bakkallarda ve fast-food dükkanlarda satılanlarıdır...
Dondurmanın tek zararı şeker içermesidir...
Sadece bu yüzden fazla tüketilmemelidir...
*****
"CEREYANDA KALIRSAN ÇARPMAZ..."
Bu ülkenin sağlık inanışlarında hep bir temiz hava, hep bir açık hava düşmanlığı vardır...
Kapalı yer derken, sıkı sıkıya kapalı yerden bahsediyorum... Açık olan cam sevilmez...
Her iki yerde birden açık olan cam mazallah, "cereyan yapar..."
"Cereyanda kaldım, hastalandım..." denir...
***
İki pencere arasında esen rüzgarla, dışarıda esen rüzgar aynı işi yapar...
Hava yer değiştirir...
Dışarıda bir koku varsa onu içeri alır...
İçerde bir koku varsa, dışarı çıkartır...
Temel olarak odadaki hava dışarıdaki havayla yer değiştirir...
1980'ler Ankara'sında yaşamıyorsanız, yani dışarıdaki hava pis değilse, size ancak iyi gelebilir...
Boynunuz falan tutulmamışsa; cereyan ancak cereyan eder...
Asla aksırık, tıksırık ve sümüklü bir şeye neden olmaz...
Hatta temiz hava, öksürük nöbetlerine iyi gelir...
*****
YUVAYI ERKEK KUŞ YAPAR...
"Yuvayı dişi kuş yapar" fikrinin çok romantik bir fikir olduğunun farkındayım...
Ama maalesef hayır!..
Hatta tersine "yuvayı genellikle erkek kuş yapar..."
***
Her şeyden önce kuşlardaki yuva ile insanlardaki yuva arasında derin bir fark vardır...
Kuşlar; geçici ihtiyaçlarını görmek için, en başta yumurtlamak ve yavrularını belirli bir büyüklüğe getirmek için yuva yaparlar...
Yani yuva sahibi olmak, bir kuş için geçici bir durumdur...
Ve yuvada mümkün olduğunca az vakit geçirirler...
Açık hedeftir çünkü yuvalar...
***
Yuvayı kimin yaptığına gelince;
Doğada erkek cinsinin ömrü; bir oranda kendini dişiye beğendirmeye çalışmakla geçer...
Kuşların neredeyse tamamında yuvayı erkekler yapar ve dişilerine beğendirmeye çalışırlar...
Dişiler de yuvayı beğenirlerse gelir erkekle çiftleşir ve çoluğa çocuğa karışırlar...
*****
DEPREM YANILGILARI... EŞYALARIN ALTINA SAKLANALIM;
Masanın, yatağın, vesair şeylerin altı kesin olarak güvensizdir...
En doğrusu yanında cenin pozisyonunda durmaktır...
Böylece hayatta kalmanızı sağlayacak bir üçgeni oluşturmuş olursunuz...
***
NE OLURSA OLSUN DIŞARI ÇIKALIM;
Pek çok insan deprem sırasında panikle dışarı çıkarken, yahut balkondan atlarken yaralanıyor...
Dışarı kaçmalar, depremin vereceği zarardan daha fazla zarar verebiliyor... Hele kaçış rotasında kullanılan merdivenler ve asansörler hepten güvensiz yerler... Önemli olan dışarı çıkmak değil, güvende olmak...
Bu da önceden planlayarak olur...
***
KAPI KİRİŞİNE SIĞINALIM;
Bütünüyle anlamsız... Altına sığındığınız şey; her ne olursa olsun, altında ezilebilirsiniz...
Kapı kirişleri özellikle güvensiz yerlerdir...
***
DEPREMDE ARACIMIZDA KALALIM;
Depremde araçların içi de, ölümcül yerlerdir...
Bu birçok örnekle kanıtlanmıştır... Depreme; araç içinde yakalanırsanız, yapmangereken basitçe aracınızı durdurup yanına oturmak, yahut "cenin pozisyonunda" durmaktır...
*****
ERKEKLERİN BİR GÜN İÇİNDE SEKSİ DÜŞÜNME SAYISI...
Erkeklerin büyük bir hatayla; her 7 saniyede bir seksi düşündükleri rivayet edilirdi...
Oysa bu bir erkeğin günde 7000 kere seksi düşündüğü iddiasına yol açıyor ki, tamamen saçma...
Terri Fisher ve ekibi, Ohio State University'de 283 öğrenciyi kapsayan bir araştırma yaptılar...
***
Öğrenciler üç gruba ayrıldılar...
Gruplara; seks, yemek, yahut uyku düşündüğünüzde butona basın dendi...
Araştırma sonucuna göre, bir erkek günde ortalama 19 kez seksi düşünüyordu...
Kadınlar ise 10 kez düşünüyorlardı...
Erkeklerin; yemek ve uykuyu da kadınlara göre çok daha fazla düşündükleri, aynı araştırmada ortaya çıktı...
*****
BİRÇOK BALIK, FARELER VE KUŞLAR KADAR AKILLI...
Birçok balığın, değil üç saniye, aylar sonra hatırladığı muhtelif deneylerle kanıtlanmış durumda...
Birçok balık, fareler ya da kuşlar kadar akıllı...
***
Balıklar için bir çeşit suçsuzlar hapishanesi gibi olan "akvaryum" sahibi herkes bilir ki, balıklar yem verme saatinde yukarı çıkarlar...
Akıllarında 24 saat boyunca tutmasalar, nereden bilebilecekler yem saatini?..
Ayrıca yem kabını tanımaları da, hafızalarının süresine dair yeterli işaret verir...