Katliamlar; o anda bilinmeyen bir amaca hizmet ederler...

Hayat bana, hiçbir büyük terör eyleminin ve kitlesel katliamın “çok daha büyük ve gizli bir amacı olmadan yapılmadığını” söylüyor 35 yıllık gazetecilik mesleğinde...

Öncesindeki 5 yıllık sokak tecrübesinde...

40 yıllık bir siyasi yaşam birikimim var bu ülkede...

***

Türkiye’de siyasi birikim demek; kaçınılmaz olarak “terör tecrübesi” demek aynı zamanda...

Siyaset Türkiye’de ve genel olarak bu coğrafyada; “şiddetin temel araç olarak kullanıldığı bir düzenekte yapılıyor çünkü...”

Eğer siyasi bir tarihiniz varsa, “terörün ve kitlesel katliamların tarihine de vakıfsınız” demek...

1 MAYIS KATLİAMININ İLK GÜNLERDE ANLAŞILMAYAN NEDENİ...

Katliamlar; o anda bilinmeyen bir amaca hizmet ederler...

1 Mayıs 1977’de 36 kişi Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ı kutlamaya çalışırken, “bir katliama maruz kalıp öldüğünde;” bu kalleş saldırıyı yapanların meydanda toplanan yüzbinin üzerindeki insana 36 ölümle gözdağı verdiğini sanıyoruz ilk başlarda...

Solcu ve sendikacı kitlelere yönelik bir eylem pratiği yaşıyoruz...

Belirli bir kitleye yönelik olması, aklımıza sadece onun zıddının bu işi yapacağı düşüncesini getiriyor...

Haberin Devamı

Daha fazlasını düşünemiyoruz...

***

Çok sonraları; 1 Mayıs 1977’deki Taksim katliamının 12 Eylül 1980 darbesine giden patikanın en önemli kilometre taşlarından biri olduğunu anlıyoruz...

Kitleleri ölümle umutsuzluğa, yılgınlığa ve korkuya sevkederek; yeni kurulacak rejimin zemini bu eylemlerle oluşturuluyor...

Bunu çok sonraları anlayabiliyoruz...

KAHRAMANMARAŞ KATLİAMI’NIN USTACA GİZLENEN AMACI...

1977 Mayıs’ından 1.5 yıl sonra Kahramanmaraş’ta olaylar 19 Aralık 1978’de başlıyor... 26 Aralık 1978 gününe kadar bir hafta boyunca bir katliama dönüşerek sürüyor...

105 kişi ölüyor 176 kişi yaralanıyor Maraş katliamında... Bu da Alevilere dönük bir eylem biçiminde pratiğe geçiriliyor... Katliamın pratiği Alevi’lere dönük gerçekleşince, aklımıza zıt inançlar ve fikirler geliyor...

Oysa; Maraş’daki Alevi-Sünni çatışmasını, körükleyen katliam da; 1.5 yıl sonra, kurulacak yeni düzenin habercisi...

O zemini oluşturacak ikinci büyük kilometre taşı... Biz yine uyanmıyoruz...

Haberin Devamı

ÇORUM KATLİAMI’NIN SONRA ANLAŞILABİLEN GEREKÇESİ...

Nihayet üçüncü büyük provokasyon, kanlı olaylar ve katliam; 27 Mayıs 1980’de MHP’nin önde gelen isimlerinden Gün Sazak’ın öldürülmesiyle başlıyor... Bu olayın protesto gösterileri şeklinde başlayan olaylar Çorum’da bir Alevi-Sünni çatışmasına doğru sürüklendiriliyor...

Mayıs ayının sonundan Temmuz ayının başına kadar Çorum’da kanlı olaylar bitmek bilmeden sürüyorlar... 57 ölü ve 100’ün üzerinde yaralıyla; bize yeni bir algıyı ve duyguyu şırınga ediyorlar...

“Korkuyoruz, yılgınlık içindeyiz ve ne olduğunu, nereye gitmekte olduğumuzu bilmiyoruz...”

Amaç bu zaten...

Sadece iki ay sonra, 12 Eylül darbesi gelecek... Darbenin geniş kitleler üzerindeki kitlesel algısının “haklı ve vazgeçilmez olduğunun” gerekçelendirilmesi için, Çorum üçlü kitlesel zincirin son halkası olarak vazgeçilmez bir kilometre taşı...

***

Bizler, Çorum katliamının iki ay sonrasında 12 Eylül darbesi olduğunda bile, “Çorum olayları ve katliamıyla 12 Eylül darbesi arasında direkt bir bağlantı” kuramıyoruz...

Haberin Devamı

-“Zaten olaylar almış başını gidiyordu... Artık birilerinin bizi kurtarması gerekiyordu...” diyoruz...

12 Eylül darbesi öyle geliyor zaten...

Birileri bizi kurtarıyor!..

HÜLYA AVŞAR’IN “BİZİ KURTARACAK BİRİ YOK MU?..” SÖZLERİ...

Dün Ankara’da, garın önünde, barış gösterisi yapan insanların ortasına, muhtemelen canlı olan iki bomba bırakılıyor...

86 kişinin öldüğü, 200 kişinin yaralandığı bomba, insanların ortasında patlatılıyor...

***

Tıpkı, 1 Mayıs 1977’de İstanbul Taksim’de, tıpkı 18 Aralık 1978 Kahramanmaraş’ta;

Tıpkı Mayıs-Haziran 1980’de Çorum katliamında olduğu gibi, bütün Türkiye yasa boğuluyor...

Ancak daha önemlisi; kimse ne yapacağını bilemez halde, bir umut, bir teselli, bir kurtarıcı arıyor...

***

Katliamın ertesinde, beklendiği gibi “korkuyorum” mesajları geliyor sms’lerden...

Bir yılgınlık, bir korku, bir umutsuzluk, bir telaş ve ne olacağını bilememenin verdiği biçare haykırışlar seziliyor kitlelerde....

***

O sırada çok ilginç bir haykırış geliyor çok ünlü bir sanatçıdan...

Haberin Devamı

Bir arkadaşım Hülya Avşar’ın, “Birisi gelsin bizi kurtarsın...” diye tweet attığını söylüyor...

Arkadaşıma;

-“Hülya Avşar çok ilginç bir kadındır... Onun attığı tweet ve ettiği sözler genelde 79 milyonluk ülkenin 40-50 milyonluk kesiminin ortak duygusunu temsil eder...”

Aydınlar, entellektüeller Hülya Avşar’ın sarf ettiği sözlerden pek haz etmezler...

Ancak Hülya Avşar “geniş kitlelerin ve VASATIN VİCDANI niteliğindeki duygusal şiarları” bulup çıkarmakta çok usta bir ünlüdür...

***

-“Birisi gelsin bizi kurtarsın...”

Hülya Avşar’ın tweeti, kamuoyunda yavaş yavaş oluşmakta olan ortak duyguyu ve zemini anlatıyor...

Bu katliamlar, canlı bombalar ve kan gölüyle arzulanmakta olan, 12 Eylül’de olduğu gibi bir darbe olmayabilir...

Başka ve daha büyük bir ayrışmanın ya da planın parçası olması da muhtemeldir...

***

Ancak çok önemli bir değişikliğin, zeminini hazırlayacak bir algı operasyonu olduğu kuşkusuzdur...

Hiç şüpheniz olmasın esas amaç geniş kitlelerde;

-“Birileri gelsin, bir şeyler olsun ve bizi kurtarsın...” duygusunun yeşermesidir...

Katliamın esas ve görünmeyen nedeni;

“Hülya Avşar’ın sözlerinde vukuu bulan ortak duygunun insanlar üzerinde hakim olmasıdır...”

Sonrası?.. Sonrası; bu duyguyu milyonlar üzerinde hakim kılabilenler için; çok daha kolay olacaktır...

ACILAR...

Acılar; derin bir manevi gelişme için, her zaman birer vasıta olmuştur...

Büyük acılara katlanan kişiler; genellikle yüce kişiliklere dönüşen kişilerdir...

Yaşam tarafından incitilmiş olanlar, başkalarının acılarını anında fark edebilirler...

Zorlukla karşılaşanlar, yaşam tarafından alçak gönüllü hale getirilenlerdir...

Daha şevkatli ve daha gerçektirler...

***

Acıların kapımızı çalmasından hoşlanmayız... Ancak acılar; kalplerimizin çevresinde bağlayan kabukları kırar...

Kim olduğumuzu neden burada bulunduğumuzu ve dünyada işlerin nasıl yürüdüğü konusunda bizi saran yalanlardan korurlar...

DİĞER YENİ YAZILAR