1969 yazında hikâyenin kahramanı olan adam uzun bir seyahate çıkar...
Yolu Kaliforniya’dan geçerken dinlenmek için Hotel California’yı bulur...
Ufak sevimli bir oteldir Hotel California...
Sıcak bir havası vardır...
Onu bir odaya yerleştirirler...
***
Oteldeki ikinci gününde odasının hemen yanındaki odada kalan kızla tanışır...
Arkadaş olurlar... Birlikte gezmeğe başlarlar...
Kısa bir süre sonra birbirlerine âşık olurlar... Ve tatili Hotel California’da birlikte geçirmeye karar verirler...
Çok severler birbirlerini... Bütün bir yaz hep beraberdirler...
Otelin sıcak insanları, sevimliliği sadeliği onları çok etkilemiştir...
Unutamayacakları bir yaz yaşarlar geçirir ve bir sevgi yaşarlar....
***
Yazın bitiminde birbirlerine veda etmeden; bir karar vermek durumundadırlar...
Şöyle derler:
“Eğer 1 yıl sonra birbirimizi unutmaz ve yine bu kadar çok sevecek olursak, gelecek yazın ilk gününde (tanıştıkları günü kastederek) Hotel California’da buluşalım...”
O zamana kadar birbirlerini hiç aramayacaklardır...
Bu aşk bir yaz aşkı mı yoksa gerçek bir aşk mı diye anlamak için bu kararı alırlar...
***
Hikayenin buraya kadarki bölümünü dünya çapında bir efsane parça olarak yapan Eagles grubunun kurucusu ve parçanın söz yazarı Grenn Fley önceki gün Newyork’ta öldü...
Hayatımın parçasını yapan, rüyalarımda beni alıp “hayaller oteline götüren” adam önceki gün zatürreye bağlı rahatsızlık sonucu Newyork’ta yaşamını yitirdi... 17 yaşımın, hit parçası, gençliğimin rüyası, hayallerimin fantazyası, yaşamımın en fazla hayal ettiğim “oteli”nin söz yazarı, sonsuzluğa doğru kaydı...
Şimdi Grenn Fley’e şarkı sözü yazması için ilham veren Hotel California’daki aşkın, ikinci ve trajik bölümünü okuyalım...
***
Aradan tam 1 yıl geçer...
Adam sözleştikleri gibi 1 sene sonra otelde buluşmak için yola çıkar...
Tanıştıkları ilk gündür o gün...
Yol uzundur bitmek bilmez adam için...
Sonunda Kaliforniya’ya varır...
Otelin oraya geldiğinde kapkara bir bina bulur karşısında...
Otel bir gün önce yanmıştır...
Sevdiği adamla buluşmak için 1 gün önceden otele gelen kız arkadaşı, gece çıkan yangında ölmüştür...
Adam otele gelirken sevdiği kızla bir ömür yaşamayı, birlikte olmayı düşünürken, onu bir ömür kaybetmiştir...
***
Eagles grubun üyeleri hikâyeyi duyduğunda çok etkilenirler ve bunun için bir şeyler yazmaya karar verirler...
Hotel California dediğimiz o muhteşem şarkı böyle ortaya çıkar... Yaşanılan aşk hikâyesi mi daha etkileyicidir, yoksa o aşka yazılan şarkı mı?..
Bilinmez...
Bilinen Hotel California’nın yaratıcısı ölse bile, parça sonsuzluğa kadar yaşayacaktır...
HOTEL CALIFORNIA- KALİFORNİYA OTELİ... 2
On a dark desert highway, cool wind in my hair
Karanlık bir çöl otoyolunda, serin rüzgar saçlarımda
Warm smell of colitas, rising up through the air
Colitaların* sıcak kokusu, yükseliyor havaya
Up ahead in the distance, I saw a shimmering light
İleride biraz uzakta, parlak bir ışık gördüm
My head grew heavy and my sight grew dim
Başım ağırlaştı ve görüşüm bulanıklaştı
I had to stop for the night
Geceyi geçirmek için durmalıydım
There she stood in the doorway
Kapı girişinde duruyordu
I heard the mission bell
Görev zilini duydum
And I was thinking to myself
Ve kendi kendime düşünüyordum
‘This could be Heaven or this could be Hell’
‘Burası cennet de olabilir, cehennem de’
Then she lit up a candle and she showed me the way
Sonra bir mum yaktı ve bana yolu gösterdi
There were voices down the corridor
Koridor boyunca sesler vardı
I thought I heard them say
Sanırım şöyle dediklerini duydum
Welcome to the Hotel California
Kaliforniya Oteli’ne hoşgeldiniz
Such a lovely place
Ne kadar hoş bir yer
Such a lovely face
Ne kadar hoş bir yüz
Plenty of room at the Hotel California
Kaliforniya Oteli’nde bir çok oda vardır
Any time of year, you can find it here
Yılın herhangi bir zamanı, burada bulabilirsiniz
Her mind is Tiffany-twisted, she got the Mercedes bends*
Aklı mücevher dükkanlarına takılmıştı, Mercedes gibi kıvrımları vardı
She got a lot of pretty, pretty boys, that she calls friends
‘Arkadaşım’ diye hitap ettiği bir sürü hoş erkek vardı
How they dance in the courtyard, sweet summer sweat
Avluda nasıl da dans ediyorlar, tatlı yaz teri içinde
Some dance to remember, some dance to forget
Bazı danslar hatırlamak için, bazısı unutmak için
So I called up the Captain
Böylece kaptanı çağırdım
‘Please bring me my wine’
‘Lütfen şarabımı getirin bana’
He said, ‘We haven’t had that spirit here since 1969’
Dedi ki, ‘1969’dan beri o içkiyi bulundurmuyoruz’*
And still those voices are calling from far away
Ve hala o sesler çok uzaklardan çağırıyorlar
Wake you up in the middle of the night
Gecenin ortasında seni uykundan uyandırır
Just to hear them say
Ve sadece şöyle dediklerini duyarsın
Welcome to the Hotel California
Kaliforniya Oteli’ne hoşgeldiniz
Such a lovely place
Ne kadar hoş bir yer
Such a lovely face
Ne kadar hoş bir yüz
They livin’ it up at the Hotel California
Kaliforniya Oteli’nde herkes gününü gün eder
What a nice surprise, bring your alibis
Ne hoş bir sürpriz, mazeretlerinizi de getirin
Mirrors on the ceiling
Tavanda aynalar
The pink champagne on ice
Buz kovasında pembe şampanya
And she said ‘We are all just prisoners here, of our own device’
Ve dedi ki; ‘Biz burada sadece kendi icatlarımızın mahkumlarıyız’
And in the master chambers
Ve büyük salonda
They gathered for the feast
Ziyafet için toplanmışlar
The stab it with their steely knives
Çelik bıçaklarını saplıyorlar
But they just can’t kill the beast
Ama canavarı* öldüremiyorlar
Last thing I remember, I was
Hatırladığım son şey, benim
Running for the door
Kapıya doğru koştuğumdu
I had to find the passage back
Geçidi bulmalıydım
To the place I was before
Daha önce bulunduğum yere açılan
‘Relax,’ said the night man,
“Rahat ol” dedi gece görevlisi
We are programmed to receive
Bizler ev sahipliği yapmaya programlandık
You can checkout any time you like
İstediğin zaman çıkış yapabilirsin
But you can never leave!
Ama buradan asla ayrılamazsın!
HOTEL CALIFORNIA’YI İLK GÖRDÜĞÜMDE... 3
“Sınıfta kalırsan, en yakın arkadaşların önümüzdeki yıl bir sonraki sınıfa devam eder... Sen ise senden küçüklerle aynı sınıfta, kalmış öğrenci olarak devam edersin... Rezil olursun...”
Lise ikinci sınıftaydım...
Annemle babamın gerçek; fakat gerçek olduğu kadar berbat bir psikolojik savaş taktiğiydi üzerimde denedikleri...
Kabul etmem gerekir ki etkili olmuştu...
Son iki yılda okulla ve derslerle ilgimi kesmiş görünsem de, ne yapıp edip sınıfta kalmamayı becerdim...
Hiç çakmadan mezun oldum ama, yılın sonlarına doğru annemle babama “rezistansiyalist bir karşı tavır” koydum...
***
-“Hiç çakmadan bu okulu bitiriyorum...” dedim...
-“Ama bu yıl çok yorulduğum için dinleneceğim... Üniversiteye bir yıl sonra gireceğim...”
Üniversite sınavında toplam beş dakikada bütün cevapları c ve d şıkkı olarak işaretleyip çıkmıştım salondan...
Mümeyyizlerden biri dayanamamış sormuştu:
-“Bir sorunun mu var evladım?..”
-“Hayır...” demiştim;
-“Hiçbir sorunum yok... Biraz dinleneceğim Hocam...”
***
Eagles’ın “Hotel California” parçası, 1976’nın sonu, 1977’nin başında Türkiye’de piyasaya çıktı... Sabahın köründen gece yarılarına kadar briç oynuyordum...
Batı’da çıkan hit parçaları dinliyor...
Long playlar alıyor...
Kafama göre takılıyordum arkadaşlarımla...
***
Avare günlerimin hit parçasıydı Hotel California... Eagles’ın “Hotel California” parçasının üzerimde yarattığı duygusal tetiklenmeyle, Türkiye’nin o ağır atmosferinden kaçıp kurtulmak istiyordum... Saatlerce arkadaşlarımla odalarımıza kapanıp, sigara dumanından yuvarlaklar yaparak, hayallerimizi konuşuyorduk...
***
Parça, dünyada hit olmuştu...
Ben ve arkadaşlarımın üniversiteye giriş hazırlıklarına “katık olmuş“ parçaydı...
-“Üniversiteye giremezsem, kaçar giderim buralardan” diyordum...
-“Hotel California’ya...
Kim bilir ne kadar güzeldir o otel?..”
***
İki yıl önce Santa Monica’da Ocean Avenue’da günlük sporumu yapıyordum...
Küçük bir “The Hotel California” levhası gördüm... Önce pek oralı olmadım...
Sonuçta Kaliforniya’daydım...
Bir sürü otelin adı rahatlıkla Hotel California olabilirdi...
Eagles’ın gençliğimin rüyası olan parçası Hotel California’yla ilgisi olduğunu pek düşünmedim...
Dönüş yolunda merak dürttü beni...
Bu kez otelin önünden tam olarak geçmeye ve durup bir süre gözlemlemeye karar verdim...
Evet oydu... Bir gitar amblemi koymuşlardı otelin önüne...
“The Hotel California” diyerek, otelin Eagles’ın parçasında zikredilen otel olduğuna vurgu yapılmıştı... Daha bir sürü ince gönderme vardı o muhteşem parçaya...
-“Biz o oteliz” dercesine...
***
İhtişamlı bir otel değildi The Hotel California...
Kaldığım otel ondan çok daha güzeldi...
Ne ki ben The Hotel California’nın önünde takılıp kalmıştım...
Gitmek istiyor, gidemiyordum...
Orada 17 yaşımdaki gençliğimle başbaşaydım...
Hayallerimle...
Rüyalarımla...
Özgürlüğümle...
Gençliğimle...
Gençliğinde, yalnız başına Kaliforniya’ya kaçamayan gencin, bugün iki anneden, üç muhteşem çocukla Hotel California’nın önünde dolaşması bir ilahi tesadüf müydü?..
Yoksa yine kaçmak, özgür olmak, hayatı bildiğim gibi takılarak, istediğim gibi yaşamak mı istiyordum?..