Önceki gün CNN Türk’te Cüneyt Özdemir’in 5N 1K programında yayınlanıyor bu konuşmam...
Rahmetli Ufuk Güldemir‘in televizyonculuk hayatına kattığı deyimle: “Kasetten canlı...”
Programda Cüneyt Özdemir ve Rasim Ozan Kütahyalı var...
Ahmet Kaya’ya yönelik protestoların bir süre sonra izleyiciler arasında PKK’ya küfre ve slogana dönüştüğü salonda ödülümü alırken, sahneden yaptığım konuşmanın tam metni şöyle:
- “Ben şimdi bütün sanatçı arkadaşlarımı davet etmek istiyorum...
Bu Türkiye Yunus Emre’den, Pir Sultan Abdal’a kadar herkesi yetiştirmiş bir ülke...
Bu Türkiye Bir Başkadır Benim Memleketim’i söylemiş bir ülke...
Ben bütün arkadaşlarımı Bir Başkadır Benim Memleketim’i söylemek için bu sahneye davet ediyorum...
Lütfen Sayın Mahsun Kırmızıgül buyurmaz mısınız efendim?..
Siz başlayın isterseniz...
Bir Başkadır Benim Memleketim’i söyleyecek ve herkese cevap vermiş olacaksınız...”
Okuyucular için birkaç parça not:
Kısa konuşmada söz ettiğim PİR SULTAN ABDAL:
16. yüzyılda yaşamış Türk Alevi ozanı ve şairidir...
Asıl adı Haydar’dır...
Yaşamımın büyük bölümü Sivas’ın Yıldızeli ilçesinin, Çırçır bucağına bağlı Banaz köyünde geçti...
Alevi bir şair olduğundan Hakk-Muhammed-Ali izinde yürümüştür...
Alevi gelenekleri ile dergah ortamında büyümüştür...
Dolayısıyla bir derviş olarak toplumu ilmiyle ve aklıyla bilgilendirmiştir...
Tekke ve tasavvufun kalıplarını aşıp, geniş bir halk kesimine seslenebilmiştir...
Medrese eğitimini Erdebil’de görmesine rağmen, diğer halk şairlerinin tersine divan edebiyatından hiç esinlenmemiştir...
Pir Sultan Abdal Aleviler arasında Yedi Ulular olarak bilinen “Yedi Ulu Ozan”dan birisidir...
Konuşmada referans yaptığım YUNUS EMRE’nin temel özelliği ise;
Halk diliyle yazılan tasavvuf edebiyatının en önemli şairi olmasıydı...
O kısa konuşmada bahsettiğim MAHSUN KIRMIZIGÜL ise;
O sırada salonda olan en ünlü Kürt sanatçıydı... İbrahim Tatlıses salona bir gelip bir gidiyordu... Mahsun Kırmızıgül’le o sırada küstüler ve pek beraber görünmek istemiyordu...
O gece rahmetli Savaş Ay onları barıştırmaya çalışıyordu...
İlk onun gelmesine uğraşmamın temel bir sebebi vardı...
Mahsun Kırmızıgül o günlerde bir özel televizyon televizyon kanalı tarafından, “gençlik yıllarında Almanya’daki bir konserde yeşil, kırmızı, sarı bir poşu taktığı için PKK’lı olmakla” suçlanıyordu...
Günlerce Mahsun Kırmızıgül’ün PKK’lı olduğu yayınını yapmışlardı...
Mahsun Kırmızıgül’le o gün 1.5 saatlik canlı yayın yapmış ve Kırmızıgül’e yönelik linç kampanyasını durdurtmuştum...
Yayından sonra, o televizyon kanalı, yayını şıp diye kesmek zorunda kalmıştı...
Kırmızıgül; “Hakkında yaratılmaya çalışılan PKK’lı algısına rağmen, Memleketim şarkısını söyleyerek, Kürt-Alevi bütün değerlerin ortak paydada buluşmasına olanak sağlayacaktı...”
O KOROYU RAHMETLİ SAVAŞ AY SAHNEYE TOPLADI KENDİ DE KORODA YER ALDI...
Memleketim korosunun sanatçılarını bana yardım etmek için rahmetli Savaş Ay topladı...
Mahsun’u yerinden kaldırıp getiren bizzat Savaş Ay’dı...
O gün orada Ahmet Kaya’ya siper olan Savaş Ay’ın “dostluk amaçlı olmayan herhangi bir koroya katılması mümkün olabilir miydi?..”
Öyle olmayan bir koroyu bizzat kendisi sanatçıları teker teker yerinden alıp getirterek oluşturur muydu?..
O geceki Memleketim korusu bir ölçüde rahmetli Savaş Ay’ın eseridir...
Onu rahmetle anıyorum...
BİR GÜN TÜRKİYE’DE MEMLEKETİM ŞARKISINI SAVUNMAK ZORUNDA KALABİLİRSİNİZ!..
O geceki konuşmanın kasetten canlı bandı CNN’de yayınlandı...
O konuşma yandaki sütunlarda...
Bir gün Türkiye’de “Memleketim” şarkısını savunmak zorunda kalacağımı söyleselerdi onlara “siz aklınızı peynir ekmekle mi yediniz arkadaş?..” diye sorardım...
Maalesef bugün bu savunmayı büyük bir ızdırap ve elem içinde yapmaktayım...
Memleketim şarkısını savunmak zorunda kalmaktayım...
Kader utansın!..
NOT: O geceki konuşmamın bandını, www.twitter.com/Reha_Muhtar adresindeki linkten izleyebilirsiniz...