İstanbul jet-set’inin markası: Harvey Nichols

Aslında daha açılırken, tutacağı belliydi...

Haberin Devamı

Çok şık kadınlar Harvey Nichols’tan, kredi kartlarını hafifleten en yeni trendi ürünleri, gardıroplarına katacaklar, Manhattan’vari kafe-restoranında, Niçoise salatası yatağında ızgara somon yiyecekler, birer kadeh kırmızı şarap eşliğinde bol bol kaynatacaklardı...
Ender Mermerci ve kızları, Serra Merzeci, Selma Türkeş, Müge Canmutlu, Füsun Eczacıbaşı, Melisa Eliyeşil, Ronit Gülcan, Mine Kalpakçıoğlu, Ayşegül Dinçkök, Nedret Taciroğlu...
Bu kadarı yeter, peki bunlar size ne ifade eder?..
Sosyete ve jet-set sayfalarından fırlayan bu kadınlar, manken, televizyoncu, şarkıcı, oyuncu değil...
Onların adları kalantorların eşleri, eski eşleri, sosyetenin değişmez estetik güzelleri olarak geçer...
Estetikleri ve bakımları tıkırında, dünya sosyetesi kıvamında, New York, Paris, Londra standardında, İstanbul esanslı kadınlardır onlar...
Çoğu her zaman, bazıları zaman zaman ama hepsi bir zaman mutlaka Kanyon’da Harvey Nichols’dadır...
Hülya Avşar ya da Helin Avşar, ya da Cumhurbaşkanı veya Başbakan eşi ünlü bir hanımefendinin zaman zaman buralardan gizli alışveriş yaptığı haberleri duyulur...
25 bin liralık çantalar alan jet-set hanımların eşleri mali takipe takılır...
Cream de la cream yetmez, de la de la cream bir mekandır...
Dramatik değil, tamamen karizmatik bir yerdir...



Kanyon; lezzetli bir yemek, havalı bir atmosfer ve sinema keyfi


Pazar öğlen güzel bir yemek, arkasından vizyona yeni giren heyecanlı bir filmi seyretmek, alışveriş, D&R’da kitap ve DVD’lerin arasında kayboluş, bir kafede kahve, sohbet...
Hafta içi akşamlarında muhtemelen Konyalı, Kitchenette veya Wagamama’da bir yemek, suare için sinemadan bilet, biraz da açık havada muhabbet...
Bunlar Kanyon tipi yaşam tarzının olmazsa olmazları...
Her şey kalburüstü biçimde var Kanyon’da...
Ve fakat sinema salonları İstanbul’un en “in” mekanları...
Etiler, Ulus, Levent, Bebek, Avrupa yakası Boğaz sakinleri, Kanyon’da yeni vizyona giren filmleri izliyor...
TeknoSa, Sony, Apple gibi elektronik mağazaları...
Mandarina Duck, Accessorize, Paşabahçe gibi kadına yönelik ev ve aksesuar dükkanları...
Mothercare, Nataly’s gibi çocuk mağazaları...
Vakko, Bally, Network, Tiffany&Co, George Jensen, Max Mara, Jo Malone gibi markalar...
Intersport, D&R, Midpoint, Sasa, NumNum, Wagamama, Kitchenette, Sushico gibi mekanlar...
9 sinema salonu ile ünlü Hakkasan ve Konyalı restoranları var Kanyon’da...
Bunların bazıları ayrı ayrı yazıma muhtaç...


Hiç aşık oldunuz mu?

“Hiç aşık oldunuz mu?..”
Böyle sormuş Tuluhan (Tekelioğlu) “Ayaküstü Cevaplar” sergisinde ünlü ve ünsüz kişilere...
İlk tepkilerini yansıtmış röportajlarda... 6 plazma ekranın tepesinde ünlü, ünsüz kişilere sorulan sorular var:
“En büyük hayalin?..”
“Hiç aşık oldun mu?..”
“Kendinde eleştirdiğin taraf ne?..”
“En son aldığın hediye?..”
“Hayatında en çok ne olsun istiyorsun?..”
Bu sorulara ilk tepkiyle verilen ünlü ve ünsüz yanıtlar...
Nişantaşı Reasürans çarşısındaki sergi, çok ilginç...


Pazar için önerdiğim program


Ben İstanbul’dan çok uzaklarda, çok başka dünyalarda çok başka şeyler yapıyor olacağım bugün, ama İstanbul’daysanız size Pazar önerim şöyle:
Sabah duşunuzu alıp, sevdiklerinizle ister evde ister sevdiğiniz bir mekanda çok vakit geçirmeyeceğiniz bir kahvaltı edin...
Kahvaltıdan sonra Lütfü Kırdar’daki Contemporary İstanbul sanat etkinliğinde alın soluğu...
Amerikan Pop-Art’ının en önemli isimlerinden Tom Wesselmann’ın “Number Nine” adlı 550 bin euro, yaklaşık 1 milyon 100 bin YTL değerinde 267x300x53 santim boyutlarındaki alüminyum kolaj tekniğiyle yapılan dev eserini görebilirsiniz...
Tabii Burhan Doğançay’ın 2.7x5.0 metre ebadındaki eseri Stonewall’u da izleyicilere sunulacak...
1 milyon dolar isteniyor Doğançay’ın eseri için...
Almak için değil, görmek için gidebilirsiniz ve bu arada toplam 238 sanatçının eserlerini izlemek fırsatını bulabilirsiniz...
50 bin kişinin katılması bekleniyor Contemporary İstanbul’a...
Andy Warhol, Gerard Richter, Sam Francis, Semiha Berksoy, İnci Eviner, Kezban Arca Batıbeki gibi sanatçılar var etkinlikte...
Contemporary’nin anlamını merak edenler için söyleyeyim “yaşadığımız modern çağ” anlamında kullanılıyor...
İstanbul bu etkinlikle dünyanın sayılı sanat merkezlerinden biri olmaya hazırlanıyor... Akşama doğru ancak biter İstanbul Contemporary...
Sevdiğiniz ya da sevdiklerinizle güzel ve keyifli bir yemek, belki bir kadeh kırmızı şarap size hayatı sevdirecektir...
Akşam önereceğim film Ben Kingsley’le Penolope Cruz’un oynadığı, muhteşem film Elegy’ye (Aşkın Peşinde) gidin...
65 yaşında entelektüel bir profesörle, 34 yaşındaki öğrencisinin içinizi ürperten aşkını göreceksiniz...
Bu filmi merak ediyorsanız Cuma günü Vatan gazetesindeki köşemdeki yazıya mutlaka bir göz atın...
Filmden çıktığınızda sevdiğinize sarılın, ya da yoksa tatlı bir şarkıyı içinizden mırıldanın...
Yaşamın ne kadar güzel olduğunu bu pazar akşamında hissedeceksiniz...
Keyifli pazarlar...

DİĞER YENİ YAZILAR