Bir insan hangi halet-i ruhiye sonucu gammazcı olur bilmiyorum...
Hayatını gammazlamak üzerine kuranların başlarına neler geldiğini, geleceğini ise az çok bilebiliyorum...
Zaman zaman bu köşede, isim vermeden kendisine “Hanımefendi” diye hitap ettiğim, insanların hayatlarını “iftirayla hayat karartma” üzerine uzmanlaşmış bir, “gizli ajan” var...
***
Hanımefendi; son günlerde yine boş durmuyor...
Hayatı boyunca çevresine topladığı etki ajanı tetikçilerle; gizlice yaptığı iftira yoluyla gammazlama yöntemine yeniden sarılıyor...
Yeni Akit gazetesinin internet sitesine yerleştirdiği bir tetikçinin üzerinden, “yıllardır, aileme, çocuklarıma, televizyonculuk kariyerime, gazeteciliğime iftira attığı, hayatıma ve özgürlüğüme kast ettiği yetmiyormuş gibi; yine kirli tezgahlarla beni hedefe oturtmaya” çalışıyor...
***
Kendi; deşifre olduktan sonra; bunu artık o kadar zavallı yöntemlerle yapıyor ki; arkasında pabuç gibi izler görenlerin ağzını açık bırakıyor...
Hanımefendi’nin anlamak istemediği konu; “bu davranışların, her geçen gün kendisini düştüğü bataklığın içine iyice çekmekte olduğu...”
Her yaptığı davranış “ağır suç” ve “kirli bir tezgahı” deşifre olduğundan; yakında yıllarca çalıştığı kurumun bütün birimleri; Hanımefendi’nin kirli işlerinin mazideki bütün sonuçlarından ister istemez haberdar oluyor...
***
Bu gerçek; Hanımefendi’yi daha derin bataklığa sürüklüyor...
Kimse artık bu devirde soğuk savaş yıllarındaki gibi; insanların iftira ve gammazlama yoluyla hayatlarını karartmaya yönelik davranışları yemiyor...
Çünkü devir değişiyor...
Her şey ortaya ve açığa çıkıyor...
***
Bütün sırlar ortaya dökülüyor...
Hanımefendi; devrin değiştiğini; artık insanları “yanlış algılar yoluyla manipüle edemeyeceğini” insanların duruma uyandığını fark edemiyor...
*****
HANIMEFENDİ’YE YAKIN GEÇMİŞTEN ÇARPICI NOTLAR!..
Hanımefendi’ye “hafızasını tazelemek için” birkaç soru sormam bu durumda elzem hale geliyor...
***
Hatırlıyorsa eğer; 2011 yılında başlatılan önemli bir davayı ve soruşturmayı yanlış tarafa yönlendirici, yayınları, belgeselleri bulunuyor çok yakın çevresinin...
Bu davranışı “ağır bir suç...”
İnsanlara iftira atarak hedefe oturttuğu suçsuz insanlar, yıllarca çoluklarıyla çocuklarıyla, ağır mağduriyetler yaşıyorlar...
***
Yargıyı yanlış yönlendirmeye, suçluları örtmeye, suçsuzları hedefe koymaya çalışan Hanımefendi ve yakın çevresi kişisel ve mesleki nedenlerle “linç etmek istediklerini” yargıyı yanıltarak yok etmeye, uğraşıyorlar...
***
Yalan ve iftira dolu belgeseller yayınlayarak, suçsuz insanları “suçlu” gibi gösteriyor;
Bu insanlar haklı olarak itiraz edince de, bu itiraza;
-“Doğru haklısınız... Biz yanılmışız... Belgeselin bundan sonraki kopyalarında o bölümleri çıkartırız...” yollu cevaplar göndererek durumu kurtarmaya çalışıyorlar...
Sonra, o görüntüleri, iftira dolu metinlerle montajladıkları kopyalardan çıkarmak şöyle dursun; yanlarındaki etki ajanlarını, “aynı iftiralar üzerinden, suçsuz insanları mesleki olarak imha etmek için teker teker görevlendiriyor ve ağır bir linç kampanyası başlatıyorlar...
*****
”YARATILAN YANLIŞ ALGILARIN DOĞRU VERSİYONLARI...
35 yıllık bir gazeteci ve televizyoncuyu defalarca, “linç etmek” isterken...
Bir yandan da; uzaktan kumandayla yönlendirdikleri; program çalışanlarının oluşturduğu bir site üzerinden; o gazeteci ve televizyoncunun “eşi ve çocuklarıyla ilgili açıktan yalan ve iftira dolu” haberler yazdırmaya başlıyorlar...
Gazeteci ve televizyoncu bu haberlerin ertesinde aylarca çocuklarından uzak kalıyor, bir yandan linç ve soruşturmalarla uğraşırken, diğer yandan ayrı kaldığı 1 yaşındaki çocuklarına kavuşabilmenin ağır mücadelesini vermek zorunda kalıyor...
***
Aynı Hanımefendi ve çevresi; geçmişten garez duyduğu gazetecileri, son 5 yıl içinde defalarca hedefe koydurup, onları senelerce “cezaevine gönderilme süreçlerinin içerisine sokmakta” tereddüt etmiyorlar...
***
Kendileriyle ilgili yazdırdıkları kitap ve belgeseller tıpkı kendi yaptıkları belgeseller gibi, yalanlarla dolu...
Çok iyi biliyorlar ki, başka gazetecileri hedefe koyarak açtırtmaya çalıştıkları soruşturma ve dava bütün detaylarıyla ortaya çıktığında; kendilerinin “nasıl bir başrol oyuncusu” olduğu tüm çıplaklığıyla ortaya çıkacak...
***
Davaya konu o ağır dönemde, kimlerin hangi kanalda hangi görevlere geldikleri...
Hangi generalleri yeni Cumhurbaşkanı adayı diye lanse edip; ‘Türkiye’de yeni bir dönem açılıyor’ diye pohpohladıkları...
Görüntüleri kimselerin kopyalamayacağını zannedip, nasıl sildirdikleri...
***
Generallerle ve Amerika’lı çok üst düzey yetkililerle yapılan bir toplantının arasında; tuvalette, muktedir generalle ne konuştukları?..
Üst düzey gazetecilerin katıldığı bir diğer önemli toplantıda aynı general ve yardımcısından neler talep edildiği?..
Onlara “ne dendiği?..”
***
Yıkılması arzulanan hükümetin zorunlu istifasının ardından, göreve getirilen Başbakan’ı; vakt-i zamanında kendisini hapis yatmaktan kurtardığı için nasıl karşıladığı ve neler yazdığı; söylediği, pohpohladığı yalan ve iftira dolu bu belgesellerde yer almıyor...
Ancak tarih bu belgeleri, kaybetmedi, saklıyor...
*****
KUŞAKLARIN İŞLEDİĞİ GÜNAHLAR; ÇOCUKLAR VE TORUNLAR...
Hanımefendi’nin iki gün önce tesadüfen oğlunu ve torununu görüyorum yolda;
Sevimli, masum ve minik bir torunu var...
Nasıl masum çocuk; iki kuşak öncesinden kendisine nasıl bir bir “karmik bedel” yaratıldığının farkında bile değil...
Masum masum babasının arkasından yürüyor... Zavallı yavrucağın masum ve minik bedenine, zihnine ve ruhuna miras olarak neyi bıraktığının bile farkında değil Hanımefendi?..
***
O yavrucağa, nasıl bir karmik bedel aktardığını bile görmüyor...
Günahın farkında bile değil;
Hanımefendi yüzünden, bütün dinlerde yazan, kuantumdan Buda felsefesine kadar tüm bilge kişiler tarafından ifade edilen, ‘yaptıklarınızın çocuklarınız, torunlarınız tarafından ödenecek olan ağır karmik psikolojik bedelleri’ miras bıraktığının farkında değil...
***
Hanımefendi’ye değil...
Torunu olan o masum yavrucağa üzülüyorum...
Geçmiş kuşakların işledikleri ağır günahların, masum yavrulara yüklediği karmik maliyetten hicap duyuyorum...