Hillary arkasına Bill Clinton'ı almak yerine tek başına kampanyaya başlasaydı çok daha etkili olurdu...

New York’a gitmeden önce, arkadaşlarla Amerikan seçimlerini konuşuyorum...

Şu değerlendirmede bulunuyorum...

-“Kocası Amerikan başkanıyken ortaya çıkan seks skandalına rağmen, ailesinin ve kadınlığının onurunu kurtaran, üstüne bir de dört yıl Obama’nın yanıbaşında dışişleri bakanlığı yapan Hillary Clinton’u şanslı görüyorum ben... Favorim de, sempatim de Hillary Clinton’a...”

***

Ancak New York’ta seçim kampanyalarını ve adayların tartışmalarını izlemeye başlayınca, duygularım değişmeye başlıyor... Hillary Clinton; son yıllarda özel ve politik hayatında gösterdiği büyük performansa karşın, kendi içinde çok yıpranıyor...

Açık oturumlardaki hali, ses tonundaki gerginlik, üzerindeki baskı ve sinirli sayılacak vücut dili; Hillary’nin çok gergin olduğunu gösteriyor...

***

Yaşadığı bunca badireye karşın; yıllardır icraatın içinde olmak; Hilary’ye “seçmen üzerinde bunları aşmış bir kadın profilinden çok, yıpranmaya yüz tutan bir politikacı” imajı çiziyor...

***

Hillary arkasına Bill Clintonı almak yerine tek başına kampanyaya başlasaydı çok daha etkili olurdu...

Seçim kampanyasındaki rakipleri, Obama yönetiminin bütün icraatlarından Hillary’yi sorumlu tutuyorlar...

Haberin Devamı

O da bunları karşılayabilmek için, savunma pozisyonuna geçmek zorunda kalıyor...

Herkes saldırıyor...

Hillary ise savunuyor...

Sürekli savunmada kalan Hillary’nin “yeni projeleri”ni anlatmasına olanak kalmıyor...

***

Iowa ön seçimlerinde; Amerikalı demokrat bir kadın seçmenle arasındaki diyalog bu durumu çok güzel özetliyor...

Orta sınıftan seçmen kadın şöyle diyor Hillary’ye:

-“Demokrat adaylardan birine oy atacağım... Gösterilen performansa, söylenen vaatlere, açık oturumdaki tavırlara göre kararımı belirleyeceğim... İzin verirseniz Sayın Bakan (Hillary’ye dışişleri bakanlığı görevi dolayısıyla ‘Sayın Bakan’ diye hitap ediliyor) hiçbir önyargı olmadan size bir soru sormak istiyorum... İnsanlar üzerinde kaybettiğiniz güveni nasıl yeniden kazanmayı düşünüyorsunuz?..”

***

Hillary bu soruya;

-“Ne kadar güzel bir soru...” deyip; iltifat ederek başlıyor konuşmasına...

Hayatında geçirdiği tüm zorluklardan; şeffaflıkla çıktığını, çok uzun yıllardır tüm ailesi ve kendi hayatının bütünüyle kamuoyunun gözünün önünde olduğunu, buna rağmen dimdik ayakta kaldığını anlatıyor...

Haberin Devamı

Etkili bir anlatım...

Ancak; bir arkadaşım;

-“Bu seçimlerde kadınlar Hillary’yi çok sevmeyecekler... Erkeklerden oy alacak Hillary...” diyor...

***

Seçim kampanyasındaki bir görüntü arkadaşımın haklı olduğunu düşündürtüyor bana... Hillary yüzlerce seçmeninin önünde konuşma yapıyor... Arkasında kocası eski başkan Bill Clinton ile kızı Chelsea ayakta duruyorlar...

***

Bill Clinton’ın yıllar içinde epey yaşlandığını fark ediyorum...

Karısının konuşmalarını bulunduğu yerden ayakta alkışladığını görüyorum...

Bill Clinton’ın bu kampanyada “karısının arkasında görüntü vermesi” bir aile birliğini göstermekten çok, bana “skandal dolu geçmiş günleri” hatırlatıyor...

Arkadaşım;

-“Hillary bu seçim kampanyasına sadece kızıyla tek başına bir kadın olarak ortaya çıksaydı; çok daha etkili olurdu...” diyor...

Ona bütün aklım ve kalbimle katılıyorum... Hillary’nin piarcıları “Bill Clinton’la kimsenin inanmadığı sanal aile birliği” görüntüsünü vermek yerine, yalnız ve onurlu bir kadının tek başına mücadelesi imajını işleselerdi; ortalama Amerikan seçmeni üzerinde çok daha etkili bir kampanya yapmış olurlardı...

Haberin Devamı

BERNİE SANDERS; “TEK BİR KÜLODUM VAR...”2

Musevi kökenli sosyalist politikacı Bernie Sanders çok babacan ve kalender bir portre çiziyor seçmen gözünde...

Üç gün önce seçim konuşmasında iyice coşuyor Sanders...

-“Benim...” diyor...

-“O milyarderler gibi, altımda sürekli değiştirdiğim bir sürü külodum yok... Tek bir külodum var... Onu giyiyorum ve o bana yeterli geliyor... Amerika’da siyasi ihtilal başlamıştır...”

***

Sanders’ın burada kast ettiği kişi özel olarak Donald Trump...

Trump’ın zenginliği, kendisine bir avantaj olarak mı yoksa dezavantaj olarak mı dönecek bunu kendisi de bilmiyor...

***


Hillary arkasına Bill Clintonı almak yerine tek başına kampanyaya başlasaydı çok daha etkili olurdu...

Birkaç gün önce, şu ilginç tespiti yapıyor:

-“Bu seçimlerde lobilerin milyonlarca dolarlık desteğini almayan, seçmenin birkaç dolarlık küçük bağışları dışında hiçbir bağış almayan tek Başkan adayı benim...

Haberin Devamı

Bunun ne kadar önemli olduğunu biliyor musunuz?..

Diğer adaylara seçim kampanyalarında bu bağışlarda bulunanlar, seçimlerden sonra bu paraların karşılığını isteyecekler...

Bir tek benden kimse bir şey isteyemeyecek...

Çünkü kimseden tek kuruş bağış almıyorum...

Sadece kendi paramla kampanya yapıyorum... Ancak bunun öneminin anlaşılmadığının farkındayım...”

AMERİKAN SEÇİMLERİNDE TÜRKİYE NEREDE DURUYOR?..3

Gazeteciliğe diplomasi muhabiri olarak başladığım yirmi yaşımda, dışişleri bakanlığı koridorlarını arşınlarken, bütün Amerikan seçimlerinde Türkiye’nin “Cumhuriyetçi adayları desteklediği” gerçeğiyle karşılaşıyorum...

***

Diplomasi muhabiri olmanın o günlerde ilk koşulu; “Amerikan senatosunun Türkiye ile Yunanistan’a yardımları 7’ye 10 oranında yaptığı (Yunanistan’a 7; Türkiye’ye 10), buna da Türk diplomasisinin, hiçbir pratik sonuç alamayacağını bile bile karşı çıktığı” gerçeği oluyor...

***

Diplomasi muhabirinin ikinci öğrendiği gerçek ise, “Amerikan Başkanlık seçimlerinde Türkiye’nin daima ‘insan hakları ve demokrasi yerine ülkelerin stratejik önemine daha fazla yer veren Cumhuriyetçi adayları desteklediğini bilmek” oluyor...

***

25 yıl önce, gazetecilik kariyerimde diplomasi muhabirliğini de uluslararası muhabirliği de bırakıyorum...

Ülkeme dönüp televizyon programları, köşe yazıları, televizyon haberleri yapmaya başlıyorum...

Yirmi beş yıl içinde Türk dış politikasında Amerikan Başkanlık seçimleriyle ilgili bir şey değişiyor mu bilmiyorum...

***

Bildiğim, o zaman “biz Cumhuriyetçileri destekliyoruz” diye üstün körü bir ilgi gösterilir, ne adayların kimliklerine ne de neyi temsil ettiklerine pek bakılmazdı... Şimdi de adaylar üzerinde geniş kapsamlı aktif bir izleme yapıldığını hiç sanmıyorum...

DİĞER YENİ YAZILAR