Beşiktaş bu sezon ligde esas iki maçta kırılma yaşıyor...
Biri Kayseri’de Erciyes karşısında, diğeri Fenerbahçe maçında...
Her ikisinde de takım durup dururken 10 kişi kalıyor...
Dün Asteras Tripoli maçı, Beşiktaş için inanılmaz derecede rahat başlıyor...
İlk golü Demba Ba’nın muhteşem vuruşuyla buluyor...
İkinci golü Gökhan’ın penaltısından atıyor...
***
O sırada, bir yandan Tottenham-Partizan maçını izliyorum...
Beşiktaş maçı 2-0 galip götürürken, Tottenham 1-0 galip...
Maçlar böyle bittiğinde, siyah beyazlılar Türkiye’de; İngiliz temsilcisi karşısında berabere bile kalsa grubu birinci bitirecek...
Grubu birinci bitirmenin önemi, bundan sonraki tur için çok önemli...
Nispeten daha rahat bir rakip çıkacak ihtimal olarak Beşiktaş’a; eğer gruptan birinci çıkarsa...
***
Beşiktaş ilk golü yiyor o sırada maç 2-1 oluyor...
Yine bir sorun yok...
Maç 2-1 bitse de, Beşiktaş son maçında kendi sahasında Tottenham’dan bir puan alsa gruptan lider çıkacak...
Ancak o sırada ne oluyorsa oluyor ve Atiba; hakeme ikinci kez itiraz ederek ikinci sarıyı görüyor...
İnanılmaz bir durum bu...
Çünkü ilk pozisyonda da Atiba gereksiz yere itiraz ederek sarı kartı görüyor...
Hakem hatalı bir karar veriyor ilk pozisyonda bu doğru...
***
O pozisyonda hakem Asteras’lı futbolcuya elle oynadığı için sarı kart göstermesi gerekiyor...
Fakat göstermiyor...
Bu da doğru...
Ancak her şeye rağmen; Atiba ise sarı kart görecek kadar itiraza devam ediyor hakeme...
Niye böyle yapıyor Beşiktaş’lı futbolcu?..
Niye takımı iki sarı karttan göz göre 10 kişi bırakıp, birinci çıkmak için son maçta beraberlik yetecekken, bu şansı tepiyor?..
Bilmiyoruz...
***
Taktik bir faulden alınmıyor bu sarı kartlar...
Zorunlu bir rakip atağı kesme hareketi olarak da sarı kart görmüyorlar...
Ya niye görüyorlar?..
İtirazdan...
Bu kadar rahat başladığın ve rahat götürdüğün bir maçta, iki sarı kart görecek kadar gergin olmanın ne anlamı var?..
Bunun da cevabı belli değil...
***
Asteras takımı Beşiktaş’ın sikleti bir takım değil...
İstanbul’da da aynıydı...
Tripolis’de de aynı...
Böyle bir takım karşısında, iki maçta da kazandığın oyunu berabere bitirmen anlaşılır gibi değil...
Beşiktaş bu sezon çok iyi bir takım kurdu...
Çok iyi mücadele ediyor...
Ligde de Avrupa’da da zirvelerden inmiyor...
Ancak takımın gereksiz yere eksik kalması anlaşılır gibi değil...
***
Dün maçtan sonra Slaven Biliç’i izliyorum...
Muhabir soruyor:
-“Atiba için ceza düşünüyor musunuz?..”
-“Hayır...” diyor Biliç...
-“O bana küfür etmediğini söyledi... Ona inanıyorum... Birinci pozisyonda da hatalı olduğunu düşünmüyorum...”
Futbolcusunu koruması iyi bir şey Biliç’in...
Ancak futbolcusunu haklı görmesi pek doğru değil...
Atiba’nın böyle bir maçta ne olursa olsun iki sarı karttan kırmızı görmesi büyük bir hata...
Bunun hata olduğunu Hoca söylemeli...
-“Ama Atiba büyük bir futbolcu böyle hatalar futbolda olur... Ceza vermeyeceğim...” diyebilir Hoca... Bu anlaşılır...
Ama sarı kartların suçunu hakeme yüklemek, Beşiktaş’ın 10 kişi kalma sorununu çözmüyor...
Birisi Beşiktaş’a 10 kişi kalmamasını öğretmeli...
*****
DAHİLERİN ÖZELLİĞİ...
“Bu dünyaya güzellik katan tüm dahilerin ortak bir özelliği vardır...
Hayatlarını; kendilerini ‘özel’ yapan yeteneklerini geliştirmeye adamışlardır...
Einstein’i ele alalım...
Fizik konusunda kayda değer bir yeteneği olduğunu keşfedince, hayatının geri kalan kısmını bu yeteneğini geliştirmek için harcadı...
Biyoloji ya da kimya gibi alanlara yönelmedi...
Özünde bulunan güç üzerine uzmanlaştı...
En iyi yapacağı şeyi yapmayı sürdürdüğü ve yıllarca bu alanda ustalaşmak için, her şeyi yapmayı göze aldığından, sahip olduğu yüceliğe ulaşabildi...”
Robin Sharma...
*****
GALATASARAY’IN BAŞINA HİKMET KARAMAN GELMELİ...
Bir kez daha yazıyor...
Bir kez daha söylüyorum...
Ligde onuncu hafta geride kaldı...
İlk devrenin bitmesine yedi hafta var...
Galatasaray Avrupa defterini kapattı...
Fakat Süper Ligde 19 puanla üçüncü sırada...
Beşiktaş ve Fenerbahçe’yle arasındaki puan farkı sadece bir...
Bunun anlamı şu;
Galatasaray diğer iki ezeli rakibiyle beraber ligin zirvesini paylaşıyor...
***
Böyle bir tabloda her şeye rağmen Prandelli’nin sezon bitmeden Galatasaray’dan gönderilmesi hata...
Galatasaray en kötü bu sezonu kaybederdi...
Oysa Prandelli’yle bir sezonu bitirmek, daha mantıklıydı...
Prandelli eğer “ligden şimdiden kopmuş olsaydı”, ‘İtalyan Hoca’yla bu sezonru bitirmenin hiçbir anlamı kalmadı’ derdim...
Oysa Galatasaray ligde hala bir puan farkla zirvede...
Bir hafta önce, en yüksek puanı toplayan takımdı Fenerbahçe’yle birlikte...
***
Neyse...
Olan oldu...
Bundan sonrası için benim ilk önerim hiç tartışmasız “Hikmet Karaman...”
Neden?..
Çünkü Galatasaray; sezon ortasında, iki şöhretli İtalyan’ı arka arkaya gönderdikten sonra, uluslararası çapta büyük bir teknik direktöre imza attıramaz...
Uzun vadeli bir yabancı tenik direktörle bu saatte anlaşma yapılamaz...
Geriye tek bir şık kalıyor...
İstikbal vaad eden ve Türkiye liglerini iyi bilen, rakipleri iyi etüt eden bir Türk teknik direktörle, ligin geri kalan 24 haftasında mücadele etmek...
***
Bu teknik direktör Hikmet Karaman’dır...
Karaman “başaralı olursa, devam eder, başarılı bulunmazsa, lig sonunda görevine veda eder...”
Kesin olan bir şey var...
Bu saatte Galatasaray’a gelecek hiçbir yabancı teknik direktör, Hikmet Karaman kadar başarılı olamaz...
İki kere iki dört...
Hikmet Karaman’a bu şans verilmeli...