Kadmus ailesi ile; Ares ile Afrodit’in en gözde kızı
güzel Harmonia’nın torunuydu Laius...
Büyük torun olduğu için tahtın bir sonraki varisi olarak görülüyordu...
***
Tahtı hile ile Laius’tan almak isteyenler, çok genç olan Laius’i; bulunduğu Thebes’i terkedip, Olympos’ta kalmaya zorladılar...
***
Laius o sırada Pelops Kralı’nın yanında yaşıyordu...
Kralın gayr-ı meşru oğlu Chrysippus’u kaçırarak, onu cinsel arzuları için kullandı...
Henüz çok gençti Chrysippus...
Laius ile ilişkilerinin ortaya çıkmasından çok korktuğu için intihar etti...
(Mitolojik öyküde olay Laius’un günahını temsil eder... Günahın karmik bedelini Laius sonra çok ağır ödeyecektir...)
***
Daha sonra Jocasta adlı bir kadınla evlendi Laius...
Kolay çocuk sahibi olamadılar...
Laius bunun üzerine ünlü kahin Delphi’den onu iyileştirmesini istedi...
Ancak kahin onu iyi etmektense, asla çocukları olmaması gerektiği konusunda onlara tavsiyede bulundu...
***
Doğacak çocuk onlara şanssızlık getirecekti...
İlerde doğması muhtemel oğulları, önce babasını öldürecek, sonra annesiyle evlenecekti...
Kahin bu konuda çok emin konuşuyordu...
Laius kahinin sözlerini dikkate aldı ve o günden sonra karısı Jocasta ile ilişkiye girmekten kaçındı...
***
Ne var ki; Jocasta “kahin”in uyarılarını bilmediği için, kocasını bir gece sarhoş etti ve onunla sevişti...
Bu ilişkiden bir oğulları oldu...
***
Çocukları olacağının anlaşılması üzerine Laius karısına “kahin”in tüm söylediklerini aktardı...
Çift çok korkmuştu...
Yeni doğan bebeklerini çobanlara verdiler ve bebeği Cathaeron dağında ölüme tek etmelerini söylediler...
Ancak çobanlar bebeğe acıdılar ve onu Periboae ile Polybus’a verdiler...
Babak onların yanında büyümeye başladı...
ÖDİP’İN BİLMEDEN BABASINI ÖLDÜRMESİ...
Çoban karı koca, çok sevdikleri çocuğun adını “Ödip” koydular...
Ödip; onların biyolojik çocuğu olmadığını bilmiyordu...
Onları gerçek ailesi zannediyordu...
Ne var ki ebeveynlerinin hiçbirine benzemiyordu...
***
Bir gece evlerine gelen sarhoş bir misafir, gerçeği Ödip’in yüzüne vurdu...
Ödip, öğrendiği gerçek karşısında şok olmuştu...
Çok rahatsızdı...
Gerçek köklerini öğrenmek için; “Kahin Delphi”ye gitti...
Daha sorusunu bile soramamıştı ki; orada bulunan Apollo’nun kadın peygamberi Pytia çok sinirlendi ve ona;
-“Tapınağı derhal terk et...” diye bağırdı...
***
Pytia bununla kalmadı, Ödip’e “bir gün bilmeden babasını öldürüp, annesiyle evleneceği” kehanetini yüzüne söyledi...
Bu dehşet verici bir haberdi...
Ödip çok korkmuş ve sarsılmıştı...
Olabildiğince uzağa gitmeye karar verdi...
***
Bu arada Kral Laius için; Thebes’de işler kötüye gidiyordu...
Açıklayamadığı bir korkuya kapılmıştı kral...
Karısı ve kendisinin üzerindeki lanetin geçip geçmediğini merak ediyordu...
Bir kez daha Kahin Delphi’ye danışmaya karar verdi...
***
Kral Laius ve yardımcıları, yollarının üzerinde genç bir adamla karşılaştılar...
Genç adamdan yoldan çekilmesini istediler...
Genç adamın ismi; Ödip’ti...
Kaderinden kaçmak üzere, yollara düşmüştü...
Ödip yoldan çekilmeyi reddetti...
Arabanın tekeri, Ödip’in ayağını ezdi...
Yolda karşısına çıkan araba ve ayağını ezmesi Ödip’i çok sinirlendirdi...
Laius’u öldürdü...
Laius ölürken, “kaderinin geldiğini, onu öldüren gencin gerçek oğlu olduğunu” bilmiyordu...
Keza Ödip de öz babasını öldürdüğünden bihaberdi...
ÖDİP’İN BİLMEDEN ANNESİYLE EVLENMESİ...
Bu arada Kral Laius’un yıllar önce genç Chrysippus’u cinsel istismarı sonucu ölümüne sebep olmasının intikamı için, şehirde yeni tezgahlar kuruluyordu...
Kurulan tezgahta oğlunu ve kuzenini kaptıran Credon; cevap verilmesi istenen bir bilmeceyi bilen yiğit adama, kız kardeşi Jocasta’yla evlendireceğini açıkladı...
***
Cevaplandırılması istenen bilmece şöyleydi:
“Hangi yaratık; sabah dört ayağı üstünde; öğlen iki ayağı üstünde; akşam üç ayağı üstünde yürür...”
Ödip şansını denedi ve doğru cevabı verdi...
Doğru cevap; “İnsan”dı...
“İnsan, bebekken emekler, büyüdüğünde dik yürür ve yaşlılığında bastonla yürürdü...”
***
Doğru cevabı veren Ödip; bilmeden öz annesiyle evlendi...
Annesi Jocasta da, Ödip’in öz oğlu olduğunu bilmiyordu...
Sadece kocasının kahin Delphi’ye giderken, yolda öldürüldüğünden haberdardı...
Ödip gerçek ebeveynlerinin kimliklerinden haberdar olmadığı için öz babasını öldürmüş, öz annesiyle evlenmişti...
FREUD’UN OİDİPUS KOMPLEKSİ TEORİSİ...
Freud’un psikanalitik teorisine göre; “karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsinden ebeveyni saf dışı etme” konusunda, çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantezilerin toplamının adıdır Oidipus Kompleksi...
Erkek çocuk ile anne; kız çocuk ile baba arasındaki durumu anlatır...
***
Freud’a göre, her çocuğun ilk aşkı karşı cinsteki ebeveynidir...
Erkek bebeğin sürekli annesine şımarması, babasının annesiyle ilgilenmesinden rahatsız olup ağlaması veya araya girmesi buna örnek olarak gösterilir...
***
Erkek çocuk genelde güçlü bir otorite olan rakibi babadan çekindiğinden, kendisini her iki ebeveynden de uzaklaşmak zorunda hisseder...
Annesinden çekinen kız çocuk ise, hayran olduğu güçlü babasına daha çok yaklaşır...
Freud’un bu teorisinin adının “Oidipus Kompleksi” olması; Yunan mitolojisindeki yazdığımız öyküden dolayıdır...
BABALARIN GÜNAHLARINI ÇOCUKLARIN ÇEKMESİ...
Oysa; Ödip öz babasını öldürür, öz annesiyle evlenirken, ebeyvenlerinin kimliklerinden habersizdi...
Yunan Mitolojisindeki öykünün vermek istediği mesaj; Öldürülen baba Kral Laius’un; zamanında işlediği günahla ilgilidir...
***
Cinsel istekleri için çok genç yaşta kullandığı Chrysippus’un, intiharına yol açan günahı; bir gün kendi öz çocuğunun onu öldürmesiyle sonuçlanacaktır...
Mitolojik öykünün gerçek mesajı ve anlamı;
“Günahların mutlaka bir bedelinin olduğu ve babaların günahlarını çocukların çekebileceğini” anlatmasıdır...
***
Ödip’in mitolojideki hikayesi; Freud’un teorisinden ziyade, “Günahların; işleyenlerin çocukları tarafından bile ödenmeden bitmeyecek karmik bedellerini” anlatmasından dolayı değerlidir...
Türkiye’de sürekli okunması ve ders alınması gereken bir öyküdür Ödip’in hikayesi...