Filmin adını, Mantıksız Adam diye çevirmişler... Oysa Irrational Man, irrasyonel adam demek... İrrasyonel adam için; mantıksız adam demek; felaket bir tercüme...
Ayrıksı; ‘beklenmedik’ Türkçe’deki mükemmel ifadesiyle “arıza adam” ismi cuk oturuyor filme...
***
“Mantıksız adam” diye çevirerek filmin ve erkek kahramanının bütün albenisini yok ediyorlar...
***
Küçük kasabadaki üniversiteye felsefe profesörü olarak geliyor Abe Lucas...
Orta yaşlı, içki göbeği belirgin, romantik, looser görünümlü; ayrıksı, bunalımda, ölümü düşünen, Rus Ruleti’ni oynamaktan çekinmeyen; Abe Lucas’a; ‘arıza demek yerine’ ona mantıksız demek erkeğin cazibesini yok ediyor...
***
Felsefe profesörü, kadınların büyük çoğunluğunun ölüp bittiği, “arıza adam” deyiminin gerçek bir sembolü...
***
Üniversiteye daha gelmeden önce, hakkındaki aşk söylentileri okulu kırıp geçiriyor...
Kadınlarla yaşadığı sayısız ilişkiler, üniversitedeki kız öğrencilerine ‘hayır’ demediği grift aşk ilişkileri, profesörün okula girişiyle bir şehir efsanesi şeklinde bütün üniversiteye adım adım yayılıyor...
***
Evli kadın öğretmenlerden biri; profesöre açıktan kur yapıyor; onunla birlikte olmak için her yolu deniyor...
***
Okulun en parlak öğrencilerinden biri olan güzel Jill Pollard, yakışıklı erkek arkadaşı Roy’la birlikteliğine karşın, felsefe profesörünün ‘arıza’ kişiliğinden etkilenmeden edemiyor...
***
İlgisi önceleri karşılık bulamadığı bir aşka yelken açıyor...
O sırada hayatının bittiğini, hiçbir amacının kalmadığını, hayata ve evrene katkı sağlayamadığını düşünen profesörden ‘hayır’ cevabını aldıkça ‘obsesif bir ilgiye’ doğru kayıyor...
***
Woody Allen, kendi arıza kişiliğine paralel, filmlerinde ele aldığı arıza kişilikleri; çok zengin bir portre olarak işleyebilme becerisine sahip...
Yönetmenin kendi arıza kişiliğinden mütevellit, “arıza karakter çalışmaları”, filme sürükleyicilik katarken, kişilik analizindeki zenginlik filme derinlik veriyor...
ARIZA PROFESÖRE İLHAM VEREN OLAY...
Hayatın orta yaş amaçsızlığında, sürekli içen, alkolizmin sınırlarında dans eden, profesörün amacı ise yaşamına anlam katacak bir tutku yaşamak...
Halihazırdaki haliyle, kadınlarla cinsel ilişkiye bile girebilecek potansiyeli olmuyor...
***
“Arıza profesör” bir gün aniden hayatının seyrini değiştirtecek “ilham”ı hiç beklenmedik bir yerde ve olayda buluveriyor...
Film de; gerçek anlamıyla bu olaydan sonra başlıyor...
***
Filmi anlatıp; izleme keyfinize limon sıkmayacağım...
Ancak Woody Allen’in felsefe profesörü Abe’den; çağdaş bir “Suç ve Ceza” romanı ve filmi çıkartmaya çalıştığını söylemeden geçemeyeceğim...
***
Dostoyevski’nin romanının derinliği ve güzelliği, kahramanının “işlediği suçtan duyduğu azaptan kaynaklanır...”
Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”sının filmini; Rus yapımı olan orijinalinden seyrettiğimde, filmin temposuz sıkıcılığına, romana duyduğum saygıdan dolayı katlanabilmiştim...
***
Woody Allen’in “Arıza Adam” ismini taşıması gereken romantik komedisi ise, tam bir Hollywood projesi...
Doğal olarak basit, sürükleyici ve tempolu olmak durumunda...
Elbette bir Dostoyevski romanı ve filmi olmaktan çok uzaklarda...
***
Finali Dostoyevski romanından çok, sıradan romantik komedilere bezemesi de bu yüzden...
Yine de sonuçta bir Woody Allen filmi...
Arıza felsefe profesörü, genç sevgilisi ve kendisi için evliliğini bitirmeye hazır bir kadınla ilişkisi mevz-u bahis...
Hepsi de sinema izleyicisi için “dişi” konular...
***
İlgiyle ve heyecanla izlersiniz muhtemelen...
Ancak Dostoyevski’yi biliyorsanız ve zamanında üstadı hatmetmişseniz eğer; Filmin finalini ancak patlamış mısır eşliğinde, ciddiyetsiz ve kifayetsiz bir gevreklikte seyredebilirsiniz...
Woody Allen filmi; Dostoyevski gibi bitirseydi, yapım Doktor Jivago tadına belki bir nebze sürüklenebilirdi...
WOODY ALLEN VE DOSTOYEVSKİ...
Ama bu Rus edebiyatı değil...
Sabun köpüğü bir Hollywood hikayesi...
Filmin içinde Dostoyevski’nin adının bir kez geçirilmesi, Suç ve Ceza kitabına öylesine bir pan yapılması, filmin entelektüel kalibresi için yeterli öğe sayılıyor...
***
Rus adını Rus Ruleti’nde geçirirseniz, entelektüel kalibreye! bir de ölümcül bir heyecan katıverirsiniz olur biter...
“İzleyici profiline ve Hollywood senaryo matematiğine uygun bir çözüm...”
***
Finalman; Woody Allen ve Mantıksız Adam filmi için ne diyorum diye soruyorsanız eğer?..
Söyleyeyim... Hafif meşrep bir hafta sonu eğlencesi...
İlham aldığı aşikar olan Dostoyevski’nin Suç Ve Ceza’sı mı?..
Dostoyevski’yi bu satırların arasında irdelemek; “üstat”a saygısızlık...
Nerede felsefe profesörü olduğu söylenen Abe?..
Nerede fakir bir genç olan Raskolnikov ve ondaki vicdan?..