AK Parti değil AKP demeye devam ediyorum...

Allah rahmet eylesin...

Bir ünlü televizyoncu PKK’ya “Pe-Ke-Ka” derdi...

PKK’lılar ve ona yakın kesimler örgütlerini Pe-Ke-Ke diye okurlardı...

Geri kalan kesim ise PKK’yı “Pe-Ka-Ka” şeklinde adlandırırdı...

Ünlü televizyoncu da kendince ortasını bulmuş; Pe Ka Ka’ya Pe-Ke-Ka demeye başlamıştı...

***

Ben baştan neye alıştıysam, o terminolojiyi kullanıyordum...

Pe-Ka-Ka diye başladığıma göre, örgüte ne anlam yüklersem yükleyeyim Pe-Ka-Ka demekten vazgeçmezdim...

***

Suriye lideri Esad’da; hep Esad dediğim gibi...

Eskiden Esed dendiğini hiç duymamıştım; dolayısıyla hiç Esed demedim...

Niye Esed deniyor; bunu da bilmek ve öğrenmek istemedim...

***

Kelimelerin okunuşu üzerinden aidiyetler yaratmak duygularıma tercüman olmuyor...

İlk alıştığım biçimde seslendiriyorum...

Öyle de devam ediyorum...

Esad demem; Hafız Esad’ı sempatik görmem ve “desteklemem” anlamına gelmiyor...

Tersi de ha keza ...

***

Karşı çıktığım mesele; konunun; samimiyetten uzaklaşan bir “dayatma” halini alması...

Ben yıllarca Esad’a “Esad” demişim...

Haberin Devamı

Şimdi siyasi durumdan mütevellit yeni bir okuma çıktı diye Esed demeyi kalbimden hissetmiyorum...

İçimden hissetmediğim hiçbir şeyi yapmıyorum...

***

Yıllardır Pe-Ka-Ka dediğim örgüte; Pe-Ke-Ka, veya Pe-Ke-Ke demek içimden gelmediği gibi...

Türkiye’de AKP’ye “uzlaşı” mesajı ulaştırmak isteyenler, AKP demeyi bırakıp AK-Parti ifadesini kullanmaya başlıyorlar...

Aslında yıllarca söylemeyip; uzlaşı aradığında AK Parti demeye başlamak, “Ben yıllarca siz Ak Parti istiyorsunuz diye AK Parti demedim... AKP diyerek sizi gıcık etmek istedim... Şimdi artık gıcık etmek istemiyorum, uzlaşmak istiyorum...” demek gibi bir şey...

***

Açık konuşayım...

Ben kimseyi gıcık etmek için AKP demedim ki, gıcık etmeyi sonlandırmak için AKP demekten vaz geçeyim?..

AKP demeye başladığımda; AKP yetkililerinin; “illa kendilerine AK Parti denmesini istediklerinden haberdar bile değildim...”

Neden sonra haberdar olduğumda ise, benim alışkanlığım açısından iş işten geçmişti...

Ben AKP kelimesini AKP’ye özellikle bir düşmanlık olsun diye kullanmıyorum...

Haberin Devamı

Dilim böyle alıştığı için kullanıyorum...

***

“İlla ki AK Parti demeliyim” şeklinde AKP’li olmadığım için AKP diyorum...

Böyle alıştığım için, hiçbir partiye özel bir yakınlığım olmadığı için kendi terminolojimde AKP ifadesini özgürce kullanıyorum...

***

Denebilir ki;

AKP desen ne?..

AK Parti desen ne?..

İfade değil ki aslında önemli olan...

Samimiyettir esas mevzuu...

Yıllardır AKP dediğime; AK Parti dersem...

Kendimi samimi bulmam, kendi samimiyetsizliğimden hicap duyarım...

Pe-Ka-Ka’ya Pe-Ke-Ke dediğimde hissedeceğim gibi...

Yıllardır Esad dediğime Esed diyerek, kendime politik bir tanımlama yapmayacağım gibi...

AKP’lilerin kendilerini AK Parti’li olarak adlandırmalarına; partinin sahibi olduklarına göre elbette ki saygım sonsuz derecede baki...

***

Ne ki ben AK Parti’li değilim...

Kendime öyle bir aidiyet biçmiyorum...

AKP diyerek; bu partiye karşı içimde sakladığım gizli bir garezin tezahürünü de yürütmemekteyim...

Eleştirdiğim ancak bel altı vurmadığım tüm partilere karşı kendi objektif mesafemin bir yansıması “AKP” ifadesi...

Haberin Devamı

***

CHP’ye Ce-Ha-Pe demekten zevk aldığım da vaki..

MHP’ye Me-Ha-Pe demeyi tercih ettiğim gibi...

Samimiyet ve niyet hayatın kendisi...

Sahici olmak, samimi niyet ve samimiyet...

AKP olmuş; AK Parti olmuş; ne fark eder ki?..

*****

APO’NUN SİLAHLARI BIRAKMA ÇAĞRISI VE 5. PARTİ...

Seçimlerden önce, etkili bir kesim Meclis’te 5. bir partinin oluşacağını söylemeye başlıyor...

5. parti söylemi, hızla yayılıyor ve hangi partinin içinden çıkacağı üzerine toto oynanıyor...

***

İlk günlerde AKP’li küskünlerden çıkacağı söylenen 5. parti, seçimlerde AKP yüzde 49.5 oy alınca tedavülden kalkıyor...

Bir ara CHP deniyor...

Sonra MHP konusu gündeme geliyor...

***

Şöyle söyleyeyim...

Seçim sonuçlarına göre, 5. partinin AKP’den ayrılacak milletvekilleriyle başlayıp, başka partilerden katılımlarla yürüyeceği ilk günler ağırlıklı bir ihtimaldi...

Ancak bu ihtimal seçim sonuçlarıyla ortadan kalktı...

***

5. partinin esas olarak CHP’den ayrılacak etkili bir isim ve arkadaşlarıyla oluşabilmesi ihtimali de “çok az da olsa” mevcuttu...

Haberin Devamı

Ancak bu ihtimal de şu anda geçerli değil...

Herkes MHP üzerinden 5. partinin oluşabileceğini düşünüyor...

Bizce o parti MHP de değil...

***

5. partiye CHP’den katılım olabilir...

Ancak 5. partinin esas filizleneceği yer şu anda HDP görünüyor...

Apo geçtiğimiz Nevruz’da yani 21 Mart’ta, Diyarbakır meydanında toplanan kalabalığa gönderdiği mektupta; “KCK’nın toplanarak; PKK’nın silahlı eylemi bırakması çağrısını görüşmesini” istiyor...

***

Ancak bu görüşme yapılmıyor... PKK silahları bırakmıyor...

Olabilir...

Ancak PKK’nın silahlı eylemleri, göründüğü kadarıyla AKP’ye tek başına seçim kazandırıyor...

PKK’da silahlı eylem kararı nasıl alındı bilinmiyor...

Fakat silahlı eylemlerin AKP’ye yaradığı bir sır değil...

***

Şimdi HDP içinden bir kesim bu durumu sorgulamaya başlıyor...

Bir süre sonra “Dolmabahçe mutabakatına uyalım PKK’nın silahları bırakmasını isteyip, görüşmelerden yana tutum izleyelim” diyenler çıkabilir...

***

Apo’nun sahneye yeniden çıkmasıyla, HDP içinde dalgalanmalar 5. partiyi doğurabilir...

Kaderin ironisine bakın ki, böyle çıkacak bir 5. parti; “Tayyip Erdoğan’a Başkanlık yoluyla birlikte, başka özgürlükleri açacak bir Anayasa değişikliğini bile savunacak duruma gelebilir...”

“Seni Başkan yaptırmayacağız” demekten, nerelere kadar gidebiliyor siyaset birkaç ay içinde?..

Hayat “olmaz denilenin olduğu” insan iradesinin ötesinde böyle bir şey işte...

DİĞER YENİ YAZILAR