İnsanlar sen istediğin kadar hayatındalar;
Göz yumduğun kadar dürüstler...
Onları affettiğin kadar iyiler...
Robin Sharma
***
1. Kendisine bile bakmaktan aciz, alkolik, yokluk içinde bir annenin evlilik dışı dünyaya gelen çocuğuydu Patricia.
***
2. O kadar yokluk içindeydiler ki annesi 3 çocuğuna bakabilmek için çoğu zaman kapı kapı dolaşıp yemek dileniyordu.
***
3. Beş yaşına geldiğinde annesi diğer iki kardeşini yanında tutarken hiç açıklamadığı bir sebepten ötürü Patricia’yı çocuk bakım yurduna verdi.
***
4. Daha sonra Patricia İtalyan göçmeni bir çift tarafından evlat edinildi ve adı Marie olarak değiştirildi.
***
5. Sadist çift, küçük kızı evin mahzenine kapayıp, ona sistematik bir biçimde işkence etti.
Çiftin toplum içindeki saygın konumu, küçük kızın yaşadıklarını çevreden kolaylıkla gizledi. Babanın balıkçılık işletmesi vardı. Kızlarına çok güzel kıyafetler, oyuncaklar alıyorlardı. Ama akşam olup da eve kapandıklarında disiplin adı verilen eziyet seansları başlıyordu. En ufak bir hatada küçük kıza sistematik işkenceler uygulanıyordu.
***
6. Marie on yedi yaşına geldiğinde depresyondan felç geçirdi.
Kas spazmları ve boğularak ölmesine sebep olabilecek denli yoğun astım krizleri geçiriyordu. Halüsinasyon da gördüğü için doktorlar ona yanlışlıkla şizofreni teşhisi koydular.
***
7. Bundan sonraki, dile kolay, on yedi yılı akıl hastanesinde geçti.
Umutsuzluk ve çaresizlik içinde kıvranan Marie, yemek yiyemiyor, fazla kımıldayamıyor ve intihar etmeyi sıkça düşünüyordu.
***
8. Otuz dört yaşına geldiğinde doktorlar Marie’nin durumunu yeniden değerlendirdiler.
Onun şizofren olmadığına, ağır depresyon geçirdiğine ve panik atak yaşadığına karar verdiler.
***
9. Arkadaşlarının ve kendisini seven birkaç sağlık görevlisinin yardımıyla Marie hastaneden çıktı. Artık yaşamını nasıl sürdüreceğine kendisinin karar vermesi gerekiyordu.
Terk edilmiş, işkence görmüş, tacize uğramış, hayatının otuz dört yılı ziyan olmuştu. Kızgın, öfkeli, umutsuz olmak onun en doğal hakkıydı. Yaşamının sorumluluğunu üstlenmeden, devlet yardımıyla hayatının sonuna kadar yaşayabilirdi, ama o, bu yolu seçmedi.
***
10. Marie üniversiteye girdi ve mezun oldu.
***
11. Evlendi. Harvard Üniversitesi’nde mastır yaptı.
Daha sonra; “Harvard bana dünyaya geniş bir pencereden bakma şansı ve yeniden deneme cesareti verdi” diyecekti.
***
12. Psikiyatrik hastalarla çalıştı, konferanslar verdi ve biyografisini yazdı. Elli sekiz yaşındayken, 17 yılını geçirdiği hastaneye yönetici olarak atandı.
***
13. Haber ajansları onun yeni görevini haber yaparken, o zaferinin açıklamasını şöyle yaptı;
“Eğer affetmeyi öğrenmeseydim, bir adım bile gelişemezdim. Yaşamım ziyan edilmiş bir yaşam olurdu ve bugün bu hastaneye yönetici olarak dönemezdim.”
***
14. 1986 yılında Marie’nin hayatı “Nobody’s Child” isimli bir TV filmine konu oldu.
*****
ÖZEL İNSANLARIN HAYATLARININ SIRLARI...
“Çok az kişinin ulaştığı başarıları elde edebilmek için, çok az kişinin cesaret edebildiği şeyleri yapın...
***
Yaşamlarımızın sonuna geldiğimizde, çok azımız daha fazla para kazanamadığımız için pişmanlık duyar...
Gerçek anlamda pişmanlığımız, görmek isteyip de göremediğimiz yerler, üzerinde yeterince emek harcamadığımız insanlar ve ilişkiler, almaktan korktuğumuz riskler içindir...
***
Daha huzurlu ve anlamlı bir yaşam sürmek istiyorsan, daha huzurlu ve anlamlı şeyler düşünmelisin...
***
Bahane üretmek konusunda kusursuz olan insanlar; başka bir konuda kendilerini kusurlu saymazlar...
***
Mutluluğun sırrı basittir...
Yapmayı sevdiğiniz bir şey bulun...
Tüm zihin gücünüzü ve enerjinizi bu sevginize yöneltin... Bolluk yaşamınıza akacak, tüm arzularınız yerine gelecektir...
***
Aldıklarınızın değil; verdiklerinizin üzerine inşa edilen bir hayat gerçek mutluluğu getirir...
***
Yarının iyileştirmenin tek yolu; bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir...
***
Umarım sen en iyisini yaparsın...
Umarım seni şaşırtacak şeyler yaşarsın... Umarım daha önce hiç hissetmediğin şeyler hissedersin...
Umarım değişik bakış açıları olan insanlarla tanışırsın...
Umarım gurur duyacağın bir hayatın olur... Umarım en başından başlayacak gücü bulursun...
***
İnsanlar eğer hayallerinize gülmüyorsa;
Hayalleriniz yeterince büyük değil demektir...”
(Robin Sharma)