55 yıl önce yılbaşı gecesi içi burkulan babam...

Geçen yıllarda; hayatın bu ülkede bu derece değişeceğini ummuyorum...

Değişeceğini söylüyorum...

Ancak gerçekten değişeceğine inanmıyorum...

***

Oysa bu yıl ailenin yılbaşı yemeğini organize etmeye çalışırken, hayatın Türkiye’de gerçekten değiştiğini fark ediyorum...

Ben bir yaşındayken annem 31 Aralık gecesi;

-“Bizde yılbaşı kutlanır...” diyor babama...

Annemin bu sözlerini duyan babam sabah evden çıkarken pek oralı olmuyor...

Bütün bir günü fakültede geçiriyor ve akşam dönerken, eve alınacak birkaç şey için Ankara Bahçelievler’de yiyecek içecek satan dükkanların bulunduğu mütevazi alışveriş merkezine uğruyor...

***

Burada; herkesin evine yılbaşı gecesi için özel yiyecek ve içecek aldığını görüyor...

İçi burkuluyor; bir fena oluyor...

-“Ben ailemi niye bundan mahrum ediyorum ki?..” diye kendi kendisine kızıyor...

Şarküteriye girip, pastırma, sucuk alıyor...

Yılbaşı gecesi için alışveriş yapmaya başlıyor...

Eve elleri dolu halde geliyor... Hiçbir şeyden haberi olmayan annem;

-“Bu ne hal?.. Niye aldın bunca şeyi?..” diye soruyor...

Haberin Devamı

Babam;

-“Herkesin hummalı hummalı alışveriş yaptığını gördüm... Sabahki konuşmadan sonra, herkesin yılbaşı alışverişi yaptığını görünce, içim burkuldu... Biz niye kutlamayalım ki diye kendi kendime sordum... Bunları aldım... Güzel bir sofra hazırla da biz de yılbaşını ailecek kutlayalım...”

***

Bu olay 1960 yılında meydana geliyor...

Babam; biraz büyüdüğünde anlatıyor bana bu anıyı...

55 yıldır, “mütevazi şekilde yılbaşını kutluyoruz ailecek...”

Çoğu yılbaşını ailemle geçirmeye özen gösteriyorum...

Lizbon’da, Paris’te, Atina’da ayrı geçirdiğim yılbaşılarda bile, saat 24 olduğunda annemle, babamla mutlaka konuşmaya çalışıyorum...


AİLEYLE; VİYANA VE PARİS’TE...

Bir yılbaşı, 30 Aralık günü, onları yılbaşı gecesi için Paris’e çağırıyorum...

Champs Elysee’nin üzerinde otelde, yer ayırtıp, caddedeki yılbaşı kutlamalarını izlemelerini sağlamaya çalışıyorum...

***

50. evlilik yıldönümlerinde; ise onlara bir sürpriz yapıyorum...

Pasaportlarını alıyorum, uçağa bindirip, “sürpriz bir kente Viyana’ya yılbaşı kutlamaya götürüyorum...”

Haberin Devamı

Aristokrasinin, klasik müziğin ve şıklığın başkentinde, 50. evlilik yıldönümlerinin keyifli geçeceğini düşünüyorum...

O yılbaşı, küçükler henüz dünyaya gelmemişler...

Ortada geleceklerine dair bir işaret de yok...

Viyana’daki o yılbaşımızın, üçümüzün aile tarihinde önemli bir yılbaşı olduğunu, belli belirsiz fark ediyorum...

Özel konular konuşuyoruz babamla, annemle, ailemizle ilgili...

RESTORANLARDA YILBAŞI KUTLAMASI TEDAVÜLDEN...

55 yıldır ailecek kutladığımız yılbaşı geleneğinde; sabahlara kadar çılgınca eğlenme modası hiç bize teğet geçmiyor...

Çeşit çeşit yemekler yeniyor...

Babam zaten rakı içmediğinden biraz şarap içiliyor...

Saat 24’de herkes masadaki yerinden kalkıyor, birbirine sarılıyor, öpüyor, iyi yıllar diliyor...

***

Dışarda kutluyorsak masada biraz daha oturuluyor...

Evdeysek bir miktar daha televizyon seyrediliyor...

Saat 02’ye gelmeden herkes yatağa gidiyor...

Amaç, yeni yılın mutluluk içinde beraberce geçmesi temennisiyle saat 24’de birbirine sarılıp öpüşmek, sevgiyi paylaşmak...

Haberin Devamı

O akşam biraz özel yemekler yiyip, biraz eğlenmek...

Yeni yılın mutlu geçmesi için ilk saatlerin enerjisini, yeni yıla umut olarak aksettirmek...

***

Bu mütevazi geleneğimizi yaşatmak için, haftalar öncesinden tanıdığım bildiğim restoranları arıyorum...

“Yılbaşı için ne yapacaklarını” soruyorum...

Özel bir talebim yok...

Tam tersi “özel olmayan taleplerim var...”

***

55 yıl önce yılbaşı gecesi içi burkulan babam...

Fazla şatafatlı mönü istemiyorum...

Ne çocuklar, ne yaşlı anne baba o mönülerden yiyebilirler...

Fazla bağırtı, çağırtı da istemiyorum...

Ne anne babanın beyni fazla şamatayı kaldırır...

Ne çocuklar, “büyüklere masal eğlencelerin” içine dalabilir...

Sakin ve sade bir yılbaşı gecesi arzuluyorum...

***

Fakat ne yazık ki bu sene artık “normal bir yılbaşı gecesi”ni de bulamaz hale geliyorum...

Tanıdığım restoranların hemen hepsi;

-“Biz yılbaşı gecesi kutlaması yapmıyoruz...” diyorlar...

-“Kutlama istemiyorum... Saat 24’de biraz müzik, çocuklar için de konfeti, gibi şeyler olmayacak mı?..”

Hepsi, sözbirliği etmişcesine aynı cevabı veriyorlar:

Haberin Devamı

-“Hayır... Normal yemek servisimiz olacak... Yemeğini yiyen gidecek...”

***

Saflığım bitmiyor sormaya devam ediyorum:

-“Yani gece 24’e kadar devam etmeyecek mi?.. Kalamayacak mıyız 24’e kadar?..”

-“İsterseniz kalabilirsiniz...” diyorlar...

-“Ama bir şey olmayacak, yemek servisi dışında...”

***

Bir, iki, üç...
Nereyi arasam aynı cevabı alıyorum...
Sonunda anlıyorum ki, “gece kulübü olmayan şık restoranlarda, yılbaşı kutlaması yavaş yavaş tedavülden kalkıyor...”
Sadece gece kulüpleri, özel eğlence mekanları, oteller yılbaşı kutlamalarına ev sahipliği yapıyorlar...
***
Babamın 55 yıl önce;
-“Hanım içim elvermedi... Gittim bir şeyler aldım... Biz de kutlayalım istedim...” dediği bir yılbaşı kutlamasını dışarıda kolay kolay bulamayacağız...
Olsun...
Paris’ten dönerken, büyük kızım Lancome’un La Vie Est Belle parfümünü alıyor...
Parfümü çok seviyorum...
“Hayat Güzeldir” diyor parfüm...
Parfümün esintisinden yılbaşı gecesine maaile ilhamlar çıkartıyoruz...
Uygun bir yer bulacağız biliyoruz...
La Vie Est Belle...
“Hayat Güzeldir...” hissediyoruz...

DİĞER YENİ YAZILAR