İletişim, kendimizi rahmete-sevgiye açmak demektir. Bu konuda Yaradanımız Kur’an-ı Kerim’ de bizlere şöyle seslenmektedir: “…Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin…” (Zümer , 53) Yaradanımız Yüce sevgisiyle bizlere ihtiyacımız olan bütün nimetleri sunmaktadır. Bizlere düşen bu nimetleri en güzel şekilde değerlendirmektir: Bizlere emanet olan evreni, dünyamızı, vatanımızı, ailemizi… korumak. Barış içinde, hep iletişimde olmak. Birbirimizi el üstünde tutmayı, incinmeyip incitmemeyi başarabilmek.
Bu değil midir Rabbimizin bizden istediği:
“İyilikle kötülük bir olmaz, sen kötülüğü en güzel şekilde sav. O zaman aranızda düşmanlık bulunan kimse, sanki samimi bir dost gibi oluverir (Fussilet, 34). Bu ifadelerde, yüksek sevgi ve anlayış gücünün insan ilişkilerinde gerçekleştirdiği muhteşem gelişmeye dikkatimiz çekilmektedir. Yüce Yaratıcımız her koşulda iyilikler üretmemizi önermekte ve böyle davrandığımızda düşmanımız olarak düşündüğümüz insanın, gün gelip dostumuz bile olabileceğini söylemektedir.
Çatışmalara girmeden sağlam ilişkiler kurabilmemiz, ilişkilere bakış açımızla ilgilidir. “Ben kazanırım, sen kaybedersin” düşüncesiyle değil; “ikimiz de kazanabiliriz, işbirliği sayesinde, ikimizden birinin galibiyet duygusu yerine, daha faydalı, farklı bir sonuca ulaşabiliriz” şeklinde düşündüğümüz zaman daha mutlu, sağlıklı ilişkiler kurabiliriz.
Hz. Muhammed, Allah’ın Selamı Onun Üstüne Olsun, bizlere şöyle seslenmektedir:
“Bir kişinin kardeşini üç günden fazla terk edip, küs durması helal değildir. İki Müslüman karşılaşırlar, biri bir tarafa, diğeri öbür tarafa döner. Halbuki bu iki müminin hayırlısı önce selam vermeye başlayandır”(Buhari, Edeb, 62). Durum her ne kadar olumsuz gibi görünse de iletişimin devamına yönelik iki taraftan birinin atacağı adım, kopmuş olan iletişim bağını tekrar canlandırabilecektir. İnsanlarla gerçek iletişim onların özlerini ortaya çıkarmaya, insanlıklarını güçlendirmeye yönelik eylemleri içerir.
Özümüzdeki güçle; bu farkındalıkla yaşadığımızda, aynı zamanda Yaratıcımızla da iletişim içinde oluruz. “Allah ol der, hemen oluverir” ayetinin bilinciyle bakarız hayata. Yaratıcımızın bize şah damarımızdan daha yakın olduğuna inanarak yaşarız. Hiçbirimiz yalnız değiliz. Hepimizin bir sahibimiz, Yaratıcısımız var. Yunus Emre bunu şöyle ifade ediyor: Ballar balını buldum kovanım yağma olsun.
Yunus ve Mevlana gibi bilgeler, varoluş amaçlarını Yüce Yaratıcıyla bağlantı içinde gerçekleştirdikleri için yaşam coşkuları üst düzeydedir. Yaşadıkları dönemde ve sonraki yüzyıllarda binlerce insanın yaşama sevinçlerini eserleriyle beslemişlerdir.
Yaşama sevinciyle dopdolu nice bayramlara…