Kadir Has Üniversitesi’nin bu yılki “Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması”nın sonuçları elimize ulaştı. 26 Aralık 2013 - 13 Ocak 2014 tarihleri arasında, 26 kent merkezinde ikamet eden, 18 yaş ve üzeri bin kişiyle gerçekleştirilen bu araştırmanın sonucunda elde edilen bilgiler 2014 yılında ‘Nasıl bir Türkiye bizi bekliyor?’ sorusuna da yanıt verebilir.
Buna göre yaşamakta olduğumuz en önemli husus şu: Türkiye’de muhafazakârlık artıyor. Tamam. Buna tanığız zaten. Sadece Türkiye’de değil dünyadaki eğilim de bu yönde. Burada asıl kafa kurcalayan husus, o muhafazakârlığın kendi ‘çoğunluğuna’ yaslanıp yaslanmayacağı sorusu. Kısaca, bu eğilimin, hükümetin (ya da hükümetlerin) demokrasi konusunda darboğaza soktuğu, daha doğrusu torba refleksiyle yasak getirdiği ifade özgürlüğü ihlallerini onaylayıp onaylamama sorusu, sorunudur.
Araştırmada buna dair, insanın içine su serpen bir sonuç var. Katılanlar, ‘Olası bir anayasa değişikliğinde ülkenin yönetim tarzının nasıl olması gerektiğini düşünüyorsunuz?’ sorusuna yüzde 76,7 ile ‘parlamenter demokrasi’ yanıtını vermiş. Bu da toplumumuzun çoğunluktan değil çoğulluktan yana olduğunun işaretini taşıyor.
Kaldı ki Gezi Parkı konusunda da verilen cevaplar hükümetin ‘çoğunluk’ politikasını gözeterek izlediği şiddet yanlısı tutumunun doğru olmadığını işaret ediyor. Hükümetin Gezi Parkı olayları sırasında izlediği politikalar için ankete katılanların yüzde 27,6’sı başarılı derken, yüzde 52,8’i başarısız cevabını vermiş. Gezi Parkı olaylarının temel nedeni sorusunu ise katılımcıların yüzde 30,2’si ‘Hükümet politikalarına tepki’, yüzde 29,8’i ‘Uluslararası güçlerin kışkırtması’, yüzde 21,8’i ise ‘Temel hak ve özgürlük talepleri’ biçiminde yanıtlamış.
Ya medya?
Aslında hükümet ve medya ilişkisi bağlamında son ‘yaşananlardan’ sonra medya konusuna hiç değinmemek gerekiyor ama yine de anketin sonuçlarını paylaşmakta fayda var.
2013 yazında Türkiye’deki Gezi olaylarında medyanın tutumuna başarılı diyenlerin oranı yüzde 22,3’te kalırken, başarısız diyenlerin oranı yüzde 47,4. Gösterilerin medyaya güvene etkisi sorusuna karşılık, yüzde 48,8 ‘Zaten güvenmiyordum, bir değişiklik olmadı’ derken, yüzde 27,4 ‘Güveniyordum, güvenim sarsıldı’ demiş. Medyanın güven konusunda, geçen yıllara oranla çok kan kaybettiği saptanmış bu araştırmada. 2012’de, güven 22,2 iken 2013’te yüzde 19’a gerilemiş.
Araştırmaya göre geçen yıla oranla düşmesine rağmen (2012 yılında yüzde 56,3) ordu yüzde 51,7 ile hâlen en çok güvenilen kurum olma özelliğini koruyor.
Cumhurbaşkanlığı ‘kurumuna’ duyulan güven yüzde 53,7’den yüzde 40,7’ye inerken, kolluk güçlerine güven de yüzde 47,3’ten yüzde 35,3’e inmiş. Hükümete güven yüzde 33,5 düzeyinde kalırken, yargıya olan güvende hızlı bir düşüş gerçekleşmiş. 2011 yılında 38,8 olan yargıya güven sırasıyla 2012‘de yüzde 37,2’ye, 2013‘te ise yüzde 26,5’e inmiş. En az güvenilen kurumlar arasında YÖK ve ÖSYM’nin de olduğunu belirtelim.
Araştırmaya göre Türkiye’de hâlen işsizlik en önemli sorun olarak görülüyor. Terör sorun olarak alt sıralara inerken, çözümü için sosyal politikaların, ekonomik önlemlerin vurgulanması dikkat çekiyor. Peki bu yıl Türkiye’nin en önemli sorunları arasına bilin bakalım ne girmiş durumda? Elbette yolsuzluk...
Ve dış mihraklar!
Hâl böyleyken ABD ve İsrail en büyük tehdit olarak algılanmaya devam ediyor. Suriye, İran ve Rusya’nın da bu listeye eklendiği görülüyor. Hükümetin Suriye ve Mısır politikaları desteklenmiyor. AB üyeliğinin gerçekleşmesi konusunda ise inançlar azalmış durumda. Ankete katılanların yüzde 49,4’ü Türkiye’nin dış ilişkilerinde kimseyle ittifak kurmaması ve yalnız hareket etmesi gerektiğini söylüyor.
Ve mutlu son: Ankete katılanların yüzde 67,2’si Türkiye’de yaşamaktan memnun olduğunu dile getiriyor. Buna eklenmesi gereken önemli bir not: Ankete katılanlar Gezi Parkı’nın siyasetin gidişatını değiştirdiğine inanıyorlar.
Yüzdeler seni söyler!
Haberin Devamı