‘Belli ki General delirmişti.’
Savaşı Bitiren Sinek, Byndis Björgvinsdottir
***
Mahir Ünsal Eriş’in akıcı üslubuyla dilimize çevrilen bir çocuk kitabı (yetişkinler de mutlaka okumalı) var elimde. İnsanların dikkat etmediği ya da umursamadığı karasineklerin, hep birlikte, zıvanadan çıkmış bir General’i nasıl dize getirdiklerini anlatan esrarengiz bir kitap bu.
Ekmek elden su gölden bir mabedin içerisinde millete savaş boruları öttüren General’i durdurmak için yola çıkan sinekler ordusunun, birlikten güç doğar diskuruyla yan yana durarak sona erdirdiği savaş, dünyadaki bütün saçmalıkların birlikte durabildiğimiz müddetçe sona erebileceğini de müjdeliyor! Sivil toplum hareketinin ne işe yarayabileceğinin pek güzel bir özeti...
İş bu kadarla da kalmıyor. Sinekler bu mücadelede elbette yalnız değil! Aslında bu kara kara sineklerin davet ettiği barış Nepal’deki keşişlerin - karasinekleri olduğu gibi kabul eden keşişlerin- yol göstericiliğiyle hayata geçiyor. Karasinekler, barış için yollara düştüklerinde, otobüste onlar yüzünden çıldıranlara keşişin biri hemen hepimizin düşünmesi gereken o cümleyi söylüyor:
‘Sakin olun.’
Dahasını da:
‘Küçük karasinekleri, narin çiçeklerden ya da rengarenk gökkuşağından daha fazla kafaya takmanıza gerek yok. Birazcık anlayış ve bir iki tatlı söz lütfen!’
Bunu derken insanlar için asıl huzursuzluk kaynağının karasinekler değil, onları savaşa, çatışmaya, düşmanlığa sürükleyenin ‘gerçekte’ ne olduğunu anlamaya davet ediyor. Belki şunu da söylemek istiyor: Sizin evlatlarınızı taaa uzaklardan hoparlörlerle savaşa çağıran General, ihtişamlı evinde oturmuş börekler çörekler yerken, asıl mutsuzluğunuzun kaynağı nasıl bu küçük karasinekler olabilir?
Belki şunu da söylemek istiyor:
Gerçek, inandırıldıklarınız değildir.
Belki şunu da:
Allah aşkına görün artık!
Savaşı Bitiren Sinek’i genç arkadaşlarımla tartıştığımızda, ‘ne dersiniz gençler herkes keşişler gibi düşünseydi dünya ne olurdu, dünyaya barış gelebilir miydi’ soruma ‘yok canım sadece her taraf karasineklerle dolardı’ diye verdikleri cevap beni epey güldürdü. Onlara ‘haylazlar’ diye çıkışsam da bu cevaptaki pırıltı göz kamaştırıcıydı, ne yalan söyleyeyim.
Ancak tahmin edeceğiniz gibi bu cevapla yetinmedik. Keşişlerin altını çizdiği şu cümleleri de uzun uzun düşündük. Sizlerle de paylaşayım:
Ne kadar sessiz olursanız o kadar iyi duyarsınız
Hayat uzun bir yolculuk değildir, tersine birçok kısa yolculuktan oluşur
Unutmayın ki her gün, her yer, kendi içinde bir yolculuktur.
Hemen belirteyim, bu şıkların dünya barışını sağlayıp sağlamayacağını bilmiyorum ancak kendi iç barışımızı sağlayabilmemiz ve etrafımızdaki zeki ya da kendini zeki sanan antisosyallere daha çok dikkat edebilmemiz için önemli maddeler olduğu kesin!