‘Siyasal olanın amacı ya da varoluş nedeni özgürlüğün virtüözlük olarak görünebileceği bir mekân oluşturmak ve bu mekânı muhafaza etmektir.’ Hannah Arendt
Siyaset felsefecisi Hannah Arendt haklı vallahi. Zamanında Hitler’in iktidara gelmesinin hemen ardından Almanya’dan ayrılarak ABD’ye yerleşen Arendt haklı haklı olmasına ama teslim etmemiz gerekiyor ki bizim siyasal hareketliliğimize hiç uymuyor bu söyledikleri. Nedeni ise çok belli. Bizim diyarlarda siyasal olmak, bırakın özgürlük virtüözlüğünü, insan hak ve özgürlüklerinin başgardiyanı olmak demek. Bu aynı zamanda tutsaklığa tutsaklık katan bir mekânsallık anlayışıyla yeni güçler oluşturmak ve habire insanları baskı altında tutmak anlamına da geliyor.
Bunun faydası kime peki? Halka olmadığı kesin.
Kent Mitingi’nin söyledikleri
Geçtiğimiz pazar günü Kadıköy’de gerçekleşen İstanbul Kent Mitingi, birçok grubun ve insanın temeldeki sesini buluşturdu. Bu sesin en net okunur hâli genel olarak şöyle özetlenebilir: İstanbullu yaşam alanlarını geri istiyor! Ondan çalınanı, gettolaştırmak adına sınırlara itelenmeye çalışılan gerçek kentliliğini özlüyor... Kenti hemen her yerde soluyabileceği bir mekânsallık olarak geri istemenin koşulu ise hiç kuşku yok ki özgürlüklerimize dokunulmaması. Bunun başında da ev sakinlerinin evlerinden çıkartılmaması geliyor. Ancak iş bununla da sınırlı değil. İstanbullu kentliliğini doya doya yaşamak, parkıyla, oyun alanı, bahçesi, ormanıyla iç içe olmak istiyor.
Mitinge gelenlerin hemen hepsinde bu mekânsallığın bizim özbeöz hakkımız olduğuna dair bir inanç vardı. Şunu hemen hepimiz çok net biliyoruz ki binaları restore etmenin özünde yatan gerçek, insanların yaşam koşullarını iyileştirmek değil, kimilerini ve temsil ettiklerini kent dışına süpürmek. Bu da, yinelemek gerekirse, en temel insan haklarından birine yönelmiş bir ihlal demek; özgürlüklerimizi, dolayısıyla yaşamlarımızın en temel noktasını hedef alan bir ihlal.
Tanık olduğumuz ve adına “kentsel dönüşüm” denilen bu gerçek, ülkemizdeki karşılığı ile ne yazık ki yaşam alanlarının işgal edilmesi anlamına geliyor. Üstelik tüm bu hengâme, son günlerde net bir biçimde tanık olduğumuz ‘yok artık bu kadar da olmaz noktasındaki rant’ gerçeği üzerinden kendine yol çiziyor.
Ama hemen belirtelim:
Mitingde en göze çarpan net tavırlardan biri de halkın yolsuzluk ve rüşvet kotasını artık doldurmuş olmasıydı.
İlgililere özenle duyurulur.
Özgür mü özgür bir mekân hayali
Haberin Devamı