Otobüsler taşlanırken

Haberin Devamı

Sorun ne Afyon ne de başka yerler. Kısaca Afyon günah keçisi olamaz. Yaşananlar başka bir sinyal veriyor.

Televizyonlardan ‘her şey geçmişe göre daha iyi, eskiden günde 200 kişi ölürdü, bugün hiç değilse 10 kişi ölüyor’ tarzında tuhaf açıklamalarda bulunan, dahası ‘olup bitenleri ekranlara, gazetelere yansıtmayacaksınız’ diyebilen devlet yetkililerine bir sorum var.

En son Afyon’da yaşananlar olmak üzere diğer illerde benzeri biçimde yaşananlar karşısında söyleyebilecekleriniz nelerdir?

Neden derseniz şiddetin neredeyse bir amaç haline geldiği, bu uğurda uyguladığı hemen her türlü şiddeti ‘ama buna mecburuz’ diye sağa sola demeçler vererek açıklamaya çalışanların bugün Afyon’da yaşananları, doğuya giden otobüslerin taşlanmasını (ya da buna benzer bir sürü olayı) bir kez daha düşünmesi gerekiyor.

Özellikle kasabalarda ve küçük şehirlerin içinde kendine yol bulan, ırkçılığa varan bir milliyetçilikten beslenen ‘çoğunluk’ duygusunun yarattığı, ‘kendinden olmayana’ yöneltilmiş bir baskı var . Bir ölçüde kuytuda olmanın verdiği güçle kendinden geçen ve nerede, ne şekilde ortaya çıkacağı belli olamayan bu öfkeye iyi bakmak, onu iyi tanımak önemli.

Bu öfke tehlikeli. Bu öfke sakinleştirilmeli. Ama tam tersi yapılıyor.

Kendinden olmayana karşı girişilen bu öfkede, yılların ayrımcılık politikalarının atmış olduğu adımlar kadar, bugün sürekli yalpalayan bir terör politikasının sarılıp durduğu etiketlerin etkisi de mevcut. Her firede toplumdaki linç duygularını kaşıyan demeçlerin verilmesi, şiddet politikalarının meşrulaştırılmasına yönelik kararların alınması, ırkçılığın derinleşmesine yönelik tavırların sergilenmesi bunlardan bazıları.

Sonuçsa böyle oluyor.

Ve bu sonuç, bu toplumda yaşayan herkesi çok yakından ilgilendiriyor.

Yaşananları medya organlarına getirilecek yasakla bertaraf etmeyi planlayan hükümet, sorunu baskı politikalarıyla değil, ilk başta tasarlamaya çalıştığı gibi barışçıl yollardan çözme hususunda ısrarcı olsaydı bugün bunları konuşmuyor olacaktık. Barışı konuşuyor olacaktık. Kargaşa, nefret ve öfkeden beslenen ‘tüm’ şiddet odaklarının işine gelmeyen barışı!

Barış yolu bu uğurda şiddetin bütün yollarını tıkayabilir ve hepimize derin bir nefes aldırabilirdi.

Bu ülke insanının çoktan hak ettiği derin bir nefesti bu.

Ve bu ülke hâlâ bunu hak ediyor.

DİĞER YENİ YAZILAR