Genç arkadaşlarımdan biri, 2. sınıf mecburi ders kitabında ‘okuduğunu anlama, sebep, sonuç’ cümlelerinin yer aldığı bölümde isyan etmiş. Yabancı Dil Bilmenin Faydası başlığı ile burada yer alan metin, burnuna nefis peynir kokusu gelen bir farenin öyküsüyle başlıyor. Fare, bu kokuyu hissediyor ve başını yuvasından çıkarıyor. Derken bir kedi sesi! Hemen içeri kaçıyor. İkinci gün yine aynı şey oluyor. Ve üçüncü gün, açlıktan bayılmak üzereyken başını yine uzatıyor ve bu kez bir köpek havlaması duyuyor. Fare buna çok seviniyor ve kendinden emin bir şekilde dışarı çıkıp peynire doğru seyirtiyor. O sırada odanın bir köşesinde saklanan kedi bir hamlede fareyi yakalıyor ve yavrusuna dönüp, önce genç arkadaşımı, ardından beni çileden çıkaran o cümleyi söylüyor: ‘Gördün mü yavrum yabancı dil bilmenin faydasını!’
Buradaki ‘subliminal’ mesaj(lar) neler?
Bugünkü halimize bakarak özetlemeye çalışayım.
1- Kimseye güvenmeyeceksin. Hele yaşama asla! Yaşamın sadece düşmanlardan ibaret olduğunu anla ve ona göre hareket et. Her şey bir taktik savaşı, unutma! Ona göre... Düşmanlar her yerde!
2- Yabancı dili düşmanlarını alt etmek için kullanacaksın. Her şey bir ölüm kalım savaşı. Hayatta sadece güçlüler ve güçsüzler vardır. Ha tabii bir de kurnazlar vardır. Güç, gücünü kurnazlıkla bezediğin zaman çok etkili olur. Zafere giden her yol mubahtır. Hile esastır. Çocuklarına da bunu aşılamayı asla unutma. Her şey bir taktik savaşı. Zamanını kolla ve düşmanını en zayıf anında yakala. Özellikle açlık ve tutsaklık, rakibinin en zayıf noktasıdır, tamam?
3- Gerekirse büyük düşmanı da avına alet et. Onun taktiklerini öğren. Mış gibi davran ve zamanı geldiğinde yola çık!
Kitabın en az iki defa okuyalım önerisini de gözeterek dördüncü varsayımıma şöyle varıyorum:
4- Anladın mı? Anlamadıysan bir kez daha oku! Eyyyy! Hayat çok zalim. Var olmak sadece hileyle mümkün. Unutma: Zafer, hangi yolla olursa olsun kazananındır!
***
Cumhuriyet yazarlarına, HDP’li milletvekillerine içten içe, açıktan açığa sevinenler, bu insanları buna layık görenler, bu halkı bir sağa bir sola çekiştirip duranlar, kanı kanla temizleyeceğini sananlar... Yukardaki metnin benzerlerini okuyarak büyüdükleri için mi böyleler dersiniz? Büyük bir olasılıkla.
Yine de umutluyum. Çünkü genç arkadaşım o küçük, zararsız gibi görünen enkaz halindeki paragrafı okuduğunda ne yapmış biliyor musunuz? Annesine gidip fare için gözyaşı dökmüş. ‘Bu zalimlik’ demiş, ‘bu ne büyük bir zalimlik.’ Üstelik kedileri de çok sever. Bu yüzden ‘benim tanıdığım kediler böyle değil ki!’ demekten de kendini alamamış. Ders kitaplarına, gündelik yaşama, ruhlara, canlara, politikaya giremeyen vicdan böyle bir şey işte. Üstelik yaş da tanımıyor. Kimisi yetmişinde, iktidar uğruna kendini ona buna satıyor, zavallılıktan çürüyor, idam intikam idam diye inliyor, kimisi yedisinde ayaklarının üzerinde durabiliyor ve yaşam diyor. Yaşam.
Seçim...Size kalmış.
***
Panel:
Dört mezun derneği (İstanbul Erkek Lisesi, Vefa Lisesi, Bornova Anadolu Lisesi ve Kadıköy Anadolu Lisesi) 9 Kasım 2016 Çarşamba günü 13.00 - 18.00 saatleri arasında Şişli Belediyesi Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde Proje Okulları yönetmeliği ve uygulaması hakkında bir panel düzenliyor. Bu önemli panel, herkese açık.