‘Büyük düşünmek büyük hayal etmek (lazım)...’
Dünyayı bir kırmızı halıdan ibaretmiş gibi gösteren ve buna kainat olarak inanmamızı uman Emmy Ödül Töreni’ndeki şatafatlı sunucuların bir ara söylediği cümle. Bazı cümleler, barındırdıkları sözcükler ne kadar tılsımlı olursa olsun, bazen ne kadar da itici olabiliyor.
***
Oysa hayallerin açtığı bambaşka kapılar mevcut.
İstanbul Pera Müzesi’nde Eylül ayının başında açılmış bir sergi var. Pera Müzesi bu kez gençleri ağırlıyor. ‘Karşılaşmalar’ sergisi, Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olanların ve eğitimlerine devam eden lisansüstü öğrencilerin yapıtlarını içeriyor. Akdeniz’den esen bu rüzgâr bize birçok şey anlatıyor. Belki bu yüzden sergiyi gezerken ayrı bir sevinç duydum. ‘Demokrasisi bu kadar dumura uğramış, temelleri bu kadar büyük sarsıntılar geçiren bir ülkede hâlâ genç insanlardan böylesi yaratıcı bir ses yükseliyorsa umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor!’ diye düşündüm.
Resim, heykel, grafik, seramik, fotoğraf, geleneksel sanatlar ve sinema-televizyon gibi görsel sanatların bütün alanlarında üretilen bu yapıtlar, ortak kavramsal bir temadan çok, Fakülte’nin sanatla kurduğu çok yönlü eğitim modelini aktarıyor. Farklı farklı estetik ve tematik yaklaşımlar, disiplinlerarası köprülerin ve bundan doğan çoksesliliğin birer kanıtı. Dahası yetişmekte olan sanatçılarımızın da dünyayı algılama ve sorgulama pratiklerinin ipuçlarını sunuyor. Yapıtlar, ‘Bedenin Dönüşümü’, ‘Soyutlama’, ‘Kavramsal Yaklaşımlar’, ‘Dijital Evren-Reklam’ ve ‘Belgesel’ başlıkları altında bizlerle buluşuyor. Açıkçası beni en çok etkileyen bölüm ‘Bedenin Dönüşümü’ oldu. Handan Akarsu’nun Hatıra’sı, Berna Akça’nın Figür’ü, Bayram Armutçu’nun ‘Alâmet’i ve Müberra Delibaş’ın ‘Metastaz’ının önünde epey zaman geçirdim. Ancak, şunu teslim etmem gerekiyor: Sergi, bir bütün olarak etkileyici ve doyurucu.
Serginin kataloğundaki sunuş yazısında Rektör Prof. Mustafa Ünal ‘Pera Müzesi’nin Fakülte’nin merkez dışından merkeze yönelme eğilimine destek olduğunu’ ifade ediyor. Prof. Ünal’ın sözünü ettiği bu çaba gerçekten de çok önemli. Bu yüzden Pera Müzesi’ne teşekkürü bir borç biliyor ve bu tip sergilerin devamının gelmesini rica ediyorum. Elbette, Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde emeği geçen herkesi de kutluyorum. Kim ne derse desin yaşadığımız bu açmazlara en sahici cevap sanattan ve bilimden gelecektir.
16 Ekim’e kadar açık olan ‘Karşılaşmalar’ı kaçırmayın.
***
İletişim Yayınları’nın Genel Yayın Yönetmeni Nihat Tuna’yı kaybettik. Güzel, kıymetli, zarif bir insandı Nihat Tuna. İlk yayın yönetmenimdi. Abiydi. Başımız sağolsun.