Siz bu satırları okuduğunuzda 2013’ün bendeki son notlarını okuyor olacaksınız.
Kentin göbeğini sarmalamış genç ve dinamik kalabalıktan kurtulur kurtulmaz kendimi kentin kuytusu diyebileceğim bir deniz kenarına attım. Şükür yahu. Neden mi? Artık an içerisinde gönül rahatlığıyla yaşlanabilirdim.
Beklediğim oldu. Yarım saat sonra, bir önceki hengâmeden eser kalmamıştı; yılın sondan bir önceki akşamında çay ve kaşarlı tost eşliğinde akşam denizini seyrediyordum. Seyrediyordum seyretmesine ama koca bir yılın izi peşimi bırakacak gibi değildi. Bu yıl içerisinde okuduğum kitapların kahramanları, rastladığım insanlar ve yaşadıklarımızın hayalleri bulunduğum kapalı mekânın camlarına yansıyor, içerideki hafif buğunun etkisiyle titreşen gölgelerden sızıp camdan hayalet bedenlere dönüşüyorlardı. Sirenler, biber gazları, pankartlar arasından sıyrılıp camdan heykeller gibi öylece duruyorlardı karşımda.
Baktım olacak gibi değil, zihnimi fonda çalan eski bir Zeki Müren müziğinin ritmine bıraktım: ‘Sorma ne hâldeyim...’
Tam ikinci çayımı istemek için arkamı dönmüştüm ki o sırada dinlenmeye çektiğim bedenime deminki cam bedenlerden biri dokundu. Genç, camdan bir el. Hiç duraksamadan ‘yılın ilk yazısına onu da kat, olur mu?’ dedi.
‘Kimi?’ dedim dalgın dalgın.
‘Bünyamin’i’ dedi.
Bünyamin Aygün, zorla içine çekildiğimiz o kirli savaşta, Suriye’de esir düşmüş bir muhabirdi. 34 gün önce El-Kaide ile bağlantılı güçler tarafından kaçırıldığı sanılıyordu ve Türkiye’nin ‘kim kime şimdi ne yapacak acaba?’ gündeminde, bu ülkenin yanlış mı yanlış dış politikaları bağlamında, yaşadıkları göz ardı edilen bir gazeteciydi.
‘Ben yılın ilk makalesine şiddetsiz bir yazıyla başlamak istiyorum,’ dedim.
‘Ama dünya şiddet dolu’ dedi cam gövde. ‘Şiddet, iktidar kavgası ve öfke dolu.’
‘Ne yapsak?’ dedim.
‘Yumuşak bir giriş yap’ dedi cam gövde. ‘Sonra da neysek onu yaz kardeşim. 2014, 2013’ten daha yumuşak geçmeyecek zira.’
Ben onun yalancısıyım. Bir de Zeki Müren’in şarkısının: ‘Sorma. Kederlerdeyim zaman zaman.’
Yine de son cümlemi böyle bitirmek istemedim. Dilerim 2014 bu ülkenin insanlarına, savaş, öfke, yolsuzluk, talan, rant ve iktidar kavgası değil yaşama sevinci ve mutluluk getirir.