İstanbul’da başlayan hayatını, Avrupa’da, Afrika’da ve Güney Amerika’da, nihayetinde de ABD’de ivmelendirmiş bir kadın oturuyor karşımda. Biri Ekvador’da olmak üzere üç çocuk doğurmuş. Yaşamın bütün düğümlerinin zamanı geldiğinde açılıp birbirine ekleneceğine inanan, çok dilli, hayatı roman o insanlardan.
Meral Güzel’le insan ve kadın olmak noktalarında başladığımız sohbetimiz, bir tatil gününe geniş geniş yayılarak, geç bir öğle yemeği eşliğinde çok farklı yerlere doğru yönleniyor.
Yüksek lisansını Louis Pasteur ve Robert Schuman Üniversiteleri’nde Avrupa Topluluğu, Uluslararası Finans ve Uluslararası Franchising alanlarında tamamlayan Güzel, Saint Benoit Lisesi ve Marmara Üniversitesi İngilizce Ekonomi Bölümü mezunu.
Birçok programda yöneticilik yapmış. Tam olarak mesleğini sorduğumda ‘finans ve özel sektör geliştirme uzmanı’ diyor. Beni en çok ilgilendiren bölümse Dünya Bankası’nda çeşitli programlarda, özellikle de kadının ekonomik açıdan güçlenmesi alanında çalışmış olması.
Kadın Bankacılığı
Meral Güzel artık Türkiye’de ve ülkemizde bir ilk olarak, bir bankanın çatısı altında Kadın Bankacılığı kurucu müdürlüğünü üstlenmiş durumda. ‘Kadın Bankacılığı nedir?’ soruma bakın nasıl yanıt veriyor: ‘Evde aile bütçesini yönetip kararlar alan, daha fazla gelir kazanan, daha çok iş kuran ve iş büyüten kadına yönelik bir bankacılık bu. Kadın bankacılığı, bankaların kadın ekonomisini desteklemek amacıyla kurduğu programların tümünü kapsıyor.’
Buna benzer çalışmaların olduğunu hatırlattığımda, kadın bankacılığının kadını, bir seferlik kredi alan bir müşteri olarak değil yaşamın her alanına değebilecek bir bütün olarak gördüğünü söylüyor Güzel. ‘Bu bir sosyal yardım projesi değil’ diyor. Sadece kredi vermekle işin bitmediğini, kadının yeni yolunda ona danışmanlık hizmeti vermenin, ağlara girmesini sağlamanın, ortaklar bulma konusunda onlarla işbirliği yapmasına zemin sağlamanın önemine vurgu yapıyor. Aynı zamanda kadının ekonomiye sağlayabileceği katkıları da düşünerek yola çıkılması gerektiğini söylüyor. Kadının, hem kendini büyütürken hem de ülkesini büyüteceğine inanıyor. Güzel’e göre, kadınların parayla kurduğu çekingen ilişkinin sonlanması, onların özgürleşmesi için de önemli bir adım bu. Yastık altında ailesi için biriktirdiği para geleneğini, kendi iş gücü için hayata geçirecek bir kadının en önemli gerçeği, hiç kuşku yok ki, uzun vadede kendi ayakları üzerinde durabilmesi olacak. Yeni yollar, yeni kaynaklar bulması, güçlenmesi ve ekonomik anlamda özgürleşebilmesi...
Ancak sadece bununla da sınırlı değil ‘kadın bankacılığı’. Önce iş yapmak isteyen kadınlardan yola çıkacaklar, sonrasında ise toplumun mağdur bıraktığı kadınlara doğru yollarını çatallandıracaklar. Onlara gelemeyenlere, kendileri gidecek. Özellikle toplumsal baskı altında olan kadınlar bu listede başı çekiyor.
Meral Güzel, ülkesindeki kadının temeldeki sıkıntılarını biliyor. Özellikle kadın cinayetleri ve kadın gelinler konusunda son derece hassas. Yaşananlardaki en büyük açmazın, ekonomik özgürlüğe erişim yoksunluğunda odaklandığına inanıyor. Göze aldığı yolun çetrefil olduğunun da farkında. Yine de buna değeceğini düşünüyor.
***
Öğretmen Halil Serkan Öz, bu ülkede yangında, fırtınada, selde ve depremde ‘ilk kurtarılacak’ o insanlardandı. Onu da vasatlığın ve bu vasatlığın yarattığı şirretliğin elinden kurtaramadık. Ama...İnanıyorum ki Halil Öğretmen’in ve onun gibilerin öğrencilerine miras bırakacağı okuma listeleri, içine doğduğumuz, büyüdüğümüz ama ASLA onunla devam etmek durumunda olmadığımız bu vasatlığı, bir gün, er ya da geç silip süpürecek.