‘Tanıdığınız Narsist’ kitabından ve birkaç aşırı narsist örneğinden bahsettim size. Özellikle de bu dünyanın kralıyım tipindekiler çok tehlikeli... Onlar bizlere dünyayı gerçekten zehir edebiliyorlar. Ancak sorun, narsistler kadar narsist bağımlılarıyla da ilgili. Kısacası bu bağımlılar olmasa aşırı narsistler kendilerini bu dünyanın kralı sayamayacak.
Korunma yöntemleri!
Aşırı narsistlerden ‘korunma’ yöntemlerini şöyle sıralamış kitabın yazarı Dr. Joseph Burgo:
Öncelikle onların etkisi altında kalmamaya çalışın diyor ve bu tür narsistlerin yaşam felsefesini çok iyi kavramamızı öneriyor. ‘Onların hayatlarındaki temele odaklanın, yani kazananlar ve kaybedenlere, sonrasında gereken neyse onu yapın, onlardan uzaklaşın’ diyor. Elbette bu tür insanlarla yaşama devam etmek zorunda olanlar da var. Özellikle onlarla iş ya da daha da beteri duygusal ilişkileri sürdürmek durumunda kalanların işi gerçekten zor.
Doktorumuz, ‘iş ortamındaki aşırı narsistleri, onlara onay veren tavırlarla beslememek gerek’ diyor. Çok zorda kaldıysanız onlara şefkatli bir ebeveyn gibi yaklaşabileceğinizden, alttan alarak yolunuza devam edebileceğinizden bahsediyor. Neden derseniz onlarla çatışmaya girmek, onlardaki en temel refleks olan ‘suçlama, küçümseme ve infial hali’ni tavan yaptırmaya yetiyormuş!
Gelelim duygusal ilişkilere. Burada da durum çok parlak değil. Dr. Burgo burada sorulması gereken asıl sorunun şu olduğuna inanıyor: ‘Neden böyle insanları seçiyorsunuz?’ Doktorumuz bu tür aşırı narsist insanlara eğilim gösterenlerin genellikle kendilerinden kaçtıkları bir utançları (elbette çocuklukla ilgili) olduğunu saptamış. Kısaca yaralı insanlar, aşırı narsist insanlara doğru özel bir eğilim gösteriyorlar. Zira aşırı narsistlerdeki gerçeküstü duygular ilk etapta onlara çok rahatlatıcı geliyor. Acılarını, utançlarını unutuyor ve kendilerini aşırı narsistin dev aynası karşısında çok ama çok kısa süreliğine özel hissedebiliyorlar. Bir süre sonra ise neyin gerçek neyin gerçekdışı olabileceğini karıştırmaya başlıyorlar. İstismar edildiklerini anladıkları zamansa iş işten geçmiş oluyor. Bunu anlasalar bile kendilerine itiraf etmeleri uzun zaman alıyor.
Politikacılar
Benzer durumlar politikacılar için de geçerli. İnsanlar kendi yaralarına benzer yaraları kibir ve kazanma vaadiyle başarı grafiğine taşıyan ve sonunda bu dünyanın kralı benim diyen politikacılara zaman zaman daha yakın hissedebiliyorlar kendilerini. Özellikle bazı yaralı coğrafyalarda bu çok öne çıkıyor. Ancak bu, hiç kuşku yok ki, politikacıyla halk arasındaki gerçek bir iletişim anlamına gelmiyor. Çünkü aşırı narsist insanlar için kazananlar hanesindeki insanlardan başka umursanacak kimse yok. Onun yolunda soluk soluğa gitmeyi kabul ettiğinizdeyse (belki diğer politikacılar vb.) ilk etapta sorun çıkmıyor. Ama ne zaman, bu feci yolun sizin yolunuz olmadığını anlamaya başlıyorsunuz, o zaman iş kopuyor. Hemen çarkın dışına itiliyorsunuz; çünkü yerinizi doldurabilecek çok sayıda insan var.
Doktorumuz, ‘aşırı narsistin hayatının bir parçası olmak kendi hayatımızı ve utancımızı bir süreliğine unutturabilir’ diyor. Ama çözüm bu değil. Çözüm içinse cevap yalın: Kendi utancınızla yüzleşin ve kendinize dair bir farkındalık geliştirin! Zira dünyanın yeni aşırı narsistlere değil, kendisiyle barışık insanlara daha çok ihtiyacı var. Hemen hepimiz bir parça narsist olabiliriz (ki bu sağlıklı bir şey) ama iş, hastalık boyutuna vardığı zaman gerçekten çok tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor. Hem ikili ilişkilerde hem de daha geniş boyutlu ilişki ağlarında.
***
Şu aşırı narsistlerden çok bunaldık, öyle değil mi? Haydi kalkın filme gidelim! Yaşasın İstanbul Film Festivali.