İnsan dediğin başlangıçta iki kollu ve iki bacaklı bir çalıyı andıran, diri yapraklı olabileceğine inanılan, zamanla çiçeklenen, uygun ortam sağlanırsa yaz kış çiçeklerini ve yapraklarını dökmemesi umulan, makul sıcağa dayanıklı, gece serinliğine yatkın, neme alışabilen, esintileri seven, evlerde yetişti mi pek verimli olmayan, dışarıya, sokağa, caddeye, bayıra, yaşama açıldı mı büyüyebilen;
İnsan dediğin menevişli olgun ortamlara salındığında, sonrasında katmerli çiçekler açabilen, verimli mekânlarda soluklanabildiğinde, aşırı sıcağa bile katlanabilen, kuzey rüzgârının hışmına, güney rüzgârının yakıcılığına göğüs gerebilen, verimi bol bir cepheye baktığında her yerin ışığını en sağlıklı biçimde alabilen, belki de bu yüzden hem Akdeniz iklimine, hem eski toprakların kadimine erebilen, hatta suni, tuzlu, fazla asitli topraklara bile uyum sağlayabilen ama doğanın bir parçası olduğunu asla unutmayan;
İnsan dediğin, seçim yapma şansı ona verilebilirse süs bitkisi olmamayı tercih eden, pencere önünde hayali kışları ve yazları beklemeyen, bunun yerine yaşamın bir parçası olmayı seçen, gözleyen, soru soran, cevaplar bulan, bulduğu cevapları beğenmediğinde yeniden soru soran, soru sormaktan tükenmeyen, bıkmayan, bıktığı zaman soru soranlara yerini bırakabilen, yine de ne hava almaktan ne ışıktan vazgeçen, örneğin günde 4 saat direkt güneşi seven;
İnsan dediğin ne olursa olsun ömrü bir saksıya sığıştırılamayacak olan.
İnsan dediğin saksı olmayan. Ancak bu koşulda serpilebilen, büyüyebilen, yaşayabilen.
Yaşayabilen.
Çocuklarını büyütemeyen (daha doğrusu yaşatamayan) bir ülkenin 23 Nisan’ı geçiyor önümüzden. Haydi tempo tutalım şimdi hep birlikte. Gürül gürül aksın HES’li dereler. Güneş ufuktan şimdi doğsun. Balonlar havaya, marşlar rüzgâra karışsın, vatan şiirleri meltemlerle bir oraya bir buraya salınsın, masallar masalları uyutsun. 23 Nisan kutlu olsun.
(Bianet’te ‘Devletin Öldürdüğü Çocuklar’ diye güzel bir yazı çıktı. Meraklıları için: http://www.bianet.org/bianet/cocuk/154114-devletin-oldurdugu-cocuklar )
Hayatımdaki en bilge kadınlardan biri olan Bilge Doruk’u yitirmenin hüznü içersindeyim. Güle güle Bilge’ciğim.