Her ne kadar ibadetler bireysel olsa da Ramazan gibi dönemlerde toplumsal olarak normalden farklı davranışlar sergiliyoruz. İş hayatından özel hayata, bireyden topluma tüm yaşayış bir aylığına değişiveriyor. İş hayatı da bu değişimden nasibini alıyor. Çalışan nüfusun çoğunluğunun Müslüman olması iş ilişkilerini doğrudan etkiliyor. Kimi işyerleri işi tatil ediyor kimisi ise çalışma saatlerini oruç saatlerine göre ayarlıyor. İş verimi düşen de oluyor iş hacmi artan da. Sonuç olarak işin asli unsurlarını işveren belirliyor, tabi kanunun çizdiği sınırlar çerçevesinde.
Ramazan’da sahura kalkmak ya da sahura kadar uyumamak, yiyip yatmak, yemeden oruç tutmak gibi herkesin kendine göre bir düzeni bulunmakta. Ne olursa olsun gece uyku bölünmesi ya da hiç uyunmaması durumunda gün içinde uykusuzluk ve halsizlik görülmesi normal. Bu halsizlik durumunun işe yansıması ya da yetersiz uyku sebebi ile işe geç kalınması işvereninizle iş kanunu çerçevesine imzalamış olduğunuz iş sözleşmesi ile pek uyuşan bir durum değildir. İşverenler, işçilerine onların bedensel, zihinsel, düşünce ve becerilerine dayalı ya da herhangi bir sanat icraat etmekteyse profesyonel becerilerine karşılık ücret ödemektedir. Düzenli olarak uykusunu alamayan bir işçi işini hak ettiği gibi karşılayamamaktadır ya da yerine getirememektedir. Düzensiz uykusuzluk üzerine bir de açlık eklendiğinde işin aksaması ya da hatalı olması kaçınılmaz olmaktadır. İşte bu gibi durumlarda işvereniniz sizden savunma ister ise ‘Oruçluydum, sahura kalktım’ gibi bahanelerde bulunmayın, yargı kabul etmiyor! Bizden söylemesi…
Ara dinlenmesi kaldırılamaz
Çoğu işyeri Ramazan ayına özgü bir uygulama ile öğlen yemek yenilen saati kaldırarak iş çıkış saatinden düşmektedir. Ama unutulmamalıdır ki öğlen ara dinlenmesi sadece yemek yemek için verilmiş bir ara değildir. Ara dinlenmeler 4857 sayılı İş Kanunu gereği çalışma saatlerine oranla belirlenmiş olup kullandırılması zorunlu sürelerdir. İşçinin ara dinlenmelerinde yemek yiyip yememesi ya da çay içip içmemesi ara dinlenmenin varlığını ortadan kaldırmaz. Ayrıca 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da ara dinlenmeleri zorunlu kılan bir kanundur. Öğle arası veya diğer dinlenme süreleri kaldırılmış olan bir maden ya da demir ocağında meydana gelecek olan iş kazasında işverenin kusuru öğle arasının kaldırılmasından ötürü artacaktır. Bu durumda cezai yaptırımlar da kusur oranınca artarak uygulanacaktır. Ayrıca öğle arası kullandırılmayarak, akşam öğle arası saati kadar erken çıkarılma uygulaması da Yargıtay kararınca kabul edilmemektedir.
Ramazan dolayısıyla işlerinde azalma olan işletmeler Ramazan ayı boyunca işyerindeki faaliyetlerini durdurarak tüm personelleri izne çıkarabilir. Yıllık ücretli izin yönetmeliğince Nisan ayı başı ile Ekim ayı sonuna kadar işveren tüm personellere ya da bir kısım personele toplu izin kullandırabilir. Belirtilen durumda, işyerinde tüm personellerin 1 aylık yıllık izin süresini hak ediyor olması gerekmektedir, aksi takdirde 14 günlük izin süresi olan bir personele 16 günlük ücretli izin vermiş sayılacaktır.
Ramazan kolisi sigorta priminden muaf
İşyerlerinin pek çoğunda Ramazan’da işçilere Ramazan kolisi şeklinde ayni yardımlar yapılmaktadır. Son dönemlerde süpermarketlerin hediye çeklerinin de bu amaçla kullanıldıkları görülmektedir. Bu durumda, Ramazan kolisinin net bedeli brüte çevrilecek ve çalışanların bordrolarında gösterilecektir. Ayni yardımın gelir vergisi ve damga vergisi hesaplanacaktır. Bu tutarlar SGK bakımından prime esas kazanca dahil edilmeyecektir. Bununla birlikte, işçilere nakdi yardım yapılması da mümkündür. Aynı şekilde nakdi yapılan yardımdan gelir vergisi, damga vergisi kesilmesi gerekmektedir. Fakat nakdi yapılan yardımlardan ayrıca sigorta priminin de kesilmesi zorunludur.