Tabi hayatımızın bu kadar içinde olan bir kurumun rekorlara imza atması da kaçınılmaz oluyor. Peki SGK, son zamanlarda nelerde rekor kırmış, gelin yakından bakalım.
31 Milyon Kayıtlı İstihdam Rekoru!
Sosyal Güvenlik Kurumu, geçmişte yaşamış olduğu acı tecrübelerinden ders çıkarmayı başaran ender kurumlardan. Etkin denetim mekanizmasıyla, kayıtdışı çalışmayı önlediği gibi sahte işyerlerini de kolaylıkla tespit edebiliyor. Peki bunu nasıl sağlıyor? tüm kurumlardan bilgi alarak elbette!
Emniyet, Gelir İdaresi, Hastaneler ve diğer kamu kurum ve kuruluşları yapmış olduğunuz işlemleri SGK’ya rapor ediyor. SGK ise bu gelen raporlar doğrultusunda inceleme başlatıyor. Örnek vermek gerekirse bir kişi işyeri açtığında Gelir İdaresi Başkanlığından o adrese yoklama memuru geliyor. Yoklama memuru işyerinin gerçekten var olup olmadığına bakıyor, resimler çekiyor ve çalışanların bilgilerini not ediyor. Sonrasında ise bu bilgiler SGK ile paylaşılıyor. SGK’da yoklama sırasında orada ismi geçen kişilerin sigortalı olup olmadığına, işyeri açılışının yapılıp yapılmadığına kadar incelemeye alıyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu, yılın ilk altı ayında 1631 sahte işyeri, 100 bin 391’de sahte sigortalı tespit etmiş durumda. Bu tabloya göre kamu 877,5 Milyon TL’lik zarardan da arındırılmış oluyor. Tüm bu etkin denetim mekanizması size 31 milyonluk tarihi bir istihdam başarısı getiriyor.
84 Milyon Vatandaş Genel Sağlık Sigortalı!
Son dönemlerde sağlık alanında olumsuz yorumlar bulunmaktadır, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet, ekonomik nedenler ve salgın nedeniyle artan hasta yoğunluğu. Tüm bu etkiler randevu taleplerinin yeterince karşılanamamasına neden oluyor. Haliyle bu durum, toplum içerisinde olumsuz eleştirilere dönüşmesine neden oluyor. Tabi bu alanda da hazırlanan eylem planları mevcut, burada dikkat etmemiz en önemli husus Sosyal Güvence kapsamında olup olmadığınız.
Etkin bir şekilde 01.01.2012 tarihinde hayata geçirmiş olduğumuz Genel Sağlık Sigortası ile 84 milyon vatandaşımız sağlık güvencesi kapsamına alındı. Elbette her değişimin ve sistemin uygulanması sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Bunların en başında GSS prim borcu gelmektedir. Sistemin halk tarafından benimsenmesi on yılı aldı diyebiliriz. Artık herkes GSS uygulamasını biliyor ve bunu etkin olarak kullanıyor. Kademeli prim sisteminden tek düzenli prim sistemine geçilmesiyle daha da erişebilir bir hale getirilmiştir.
Artık gelir ayrımı yapılmaksızın asgari ücretin %3’ü oranında (194,13 TL) prim ödeyerek siz ve bakmakla yükümlü olduğunuz kişiler sağlık güvencesi altında.
GSS’ye kısa bir örnek vermek isterim; 4 kişilik bir ailede sadece baba çalışıyor diyelim, eş ve iki çocuk da öğrenim görüyor. Baba işten ayrıldığında GSS’ye müracaat ederek aylık 194,13 TL’ye hem kendisini hem de eşi ve 2 çocuğunu sağlık güvencesi kapsamına alabiliyor. Tabi bu kişilerin gelirleri asgari ücretin 1/3’ünden az ise primlerini de devlet ödüyor.
Bu imkansız sağlık sistemini rekor bir sürede hayatımızın içerisine sokan da Sosyal Güvenlik Kurumudur. Almanya bu sistemin araştırılması ve uygulanabilirliğini izlemek için Sosyal Güvenlik Kurumu ile mutabakat zaptı imzaladı. Farklı Avrupa ülkeleri sağlık sistemimizi yakından inceliyor, konu başlıklarında ise ‘Türkiye’nin Sosyal Güvenliği’ mevcut.
Alkışlar bu başarıda emeği olan herkese…