Geçen ay 23 Nisan’ı kutladık. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı. Tüm bayram mesajlarında çocuksuz bir toplumun geleceği olmadığını vurguladı. Ama milyonlarca çocuk işçinin çalınan geleceği konuşulmadı. Hiçbir nutukta çocuk işçilerin durumu için neler yapılacağına değinilmedi…
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan, “Dünyadaki Çocuk İşçiler 2015” raporunda, düşük gelirli ülkelerde çocukların yüzde 30’unun 15 yaşında çalışmaya başladığı ve 5 ila 14 yaş grubu arasında dünya genelinde 120 milyon çocuk işçi bulunduğunun altı çizildi. Yaşları 15-17 arasında değişen 47.5 milyon çocuk ise ağır ve tehlikeli işlerde çalışmakta. Çocuk işçiler 78 milyon ile en fazla Asya-Pasifik bölgesinde bulunurken, burayı 59 milyon çocuk işçiyle Sahraaltı Afrika bölgesi izlemekte. Çocuk işçiler en çok tarım sektöründe çalıştırılmakta. Dünya genelinde 500 bin çocuğun ise militan gruplarca asker olarak kullandığı, Suriye, Irak, Afganistan, Nijerya gibi ülkelerde çocukların kaçırılarak silah kullanmaya zorlandığını belirtiliyor.
Türkiye’de durum ne?
Türkiye’de 22 milyon 870 bin 683 çocuk bulunuyor. TÜİK’in istatistiklerine göre, son 1 yılda istihdam edilen çocuk sayısı 7 bin artarak 709 binden 716 bine yükseldi. Üstelik bu artışı taşıyan kız çocukları oldu. 2014 yılında 503 bin olan erkek çocuk işçi sayısı 2015 yılında 497 bine gerilerken işçi kız çocuğu sayısı 206 binden 219 bine yükseldi. Çocuklarda istihdama katılım oranı toplamda yüzde 21’de sabit kalırken, kız çocuklarda yüzde 12.1’den yüzde 13’e yükseldi. Tüm bunların dışında Türkiye’de kaçak yollarla çalışan 250-400 bin Suriyeli işçinin yüzde 17’sinin çocuk yaşta çalıştırıldığı tahmin ediliyor.
Türkiye genelinde ekonomik işlerde çalışan çocukların haftalık ortalama fiili çalışma süreleri son derece yüksektir. 6-17 yaş grubundaki çocukların haftalık ortalama fiili çalışma süresi 40 saati bulurken, bu süre 15-17 yaş grubundaki çocuklar için 45.8 saattir. Erkek çocuklar haftada ortalama 43.2 saat, kız çocuklar 33 saat çalışmaktadır. Haftalık ortalama fiili çalışma süresi okula devam etmeyen çocuklar için haftalık 54.3 saat ile Türkiye ortalamasının üstündedir (TÜİK 2013)
İdari para cezası var
Ücretli, yevmiyeli veya kendi hesabına çalışan çocukların yüzde 52’si 2015 yılında aylık 500-700 TL’lik bir gelirle çalışmak zorunda kalmıştır. Ücretli ya da yevmiyeli olarak çalışan çocukların, yüzde 3.4’ü sakatlanma ve yaralanma yaşamıştır. Yüzde 34’ü aşırı yorulmaktadır. Üçte birine işyerinde yemek verilmemektedir. Yüzde 36’sının haftalık izni yoktur. Yıllık ücretli izin yüzde 89 için yoktur. Mesleki eğitim için çalışanların oranı yüzde 21.7 seviyesindedir. Bütün bu tablo çocukların düşük ücretlerle ve kötü çalışma koşulları altında çalıştırıldığını ortaya koymaktadır. Ayrıca iş kazaları çocukları da öldürüyor. 2013 yılında 59 çocuk işçi, 2014 yılında 54 çocuk işçi, 2015’te 63 çocuk işçi yaşamını yitirdi.
İşin en trajik tarafı ise; 1992’de Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) dünyada çocuk işçiliğinin sona erdirilmesine yönelik programı dünyada 6 ülkede başlatıldı. Bu altı ülkeden biri de Türkiye’ydi. 1999’da kabul edilen İLO’nun dünyada çocuk işçiliğinin en kötü koşullarının ortadan kaldırılması için acil eylem planı adı altında 182 sayılı sözleşmesine Türkiye’de taraf oldu ve bu çerçevede de Türkiye’de 15 yaşından küçüklerin çalışması yasaklandı. İş Kanunu hükümlerine aykırı olarak ağır ve tehlikeli işlerde 18 yaşını doldurmamış erkek çocukları ve gençleri ile çocuk ve genç işçileri gece çalıştıran işveren veya vekiline her bir işçi için 1.560 TL idari para cezası uygulanır. Bir milletin temel taşıdır çocuklar ve Mustafa Kemal’in sözleridir bunu en iyi özetleyen;
“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”
23 Nisan’ı yaşayamayan yarının büyükleri; çocuk işçi bayramınız kutlu olsun…