3 çocuk yapanlar cezalandırıldı

Brüt ücret üzerinden anlaşan kişilerin dört gözle beklediği asgari ücret düzenlemesi ekim ayının son dakikalarında Asgari geçim indirimi (AGİ) ile geldi. 1.300 liralık asgari ücrette Ekim-Kasım-Aralık ayları için en az 70 liralık vergi kaybı yaşanacaktı. Bekar bir asgari ücretlinin maaşı Bin 231 liraya kadar düşecekti, ancak arada bulunan fark artık AGİ ile kapanacak. Evli, eşi çalışmayan ve 2 çocuklu birinin AGİ dahil maaşı 1.292,75 TL’ye düşüyorken arada yaşanan kayıp tutar eklenerek 1.300,00 TL’ye tamamlanacak. Normalde olması gereken maaş tutarı 1.362,75 TL olacakken sadece 1.300,00 TL’ye yuvarlanacak.

Adalet sağlandı mı?

3 ve üzeri çocuğu bulunan kişilerde ise tam 70 lira vergi kesintisi olacak ve maaşlarına herhangi bir ekleme de yapılmayacak. Çünkü; 1.387,00 TL yerine 1.317,00 TL ücret alacaklar, ücretleri 1.300,00 TL’nin altına düşmediğinden herhangi bir ekleme de mevcut olmayacak. İşin özünde, asgari ücreti 1.300,00 TL’nin altına düşürmeyen hükümet asgari ücreti AGİ ile geçen 2, 3, 4 ve 5 çocuklu kişileri es geçti. Vergi kaybını tam anlamıyla yaşayanlar ise 3 ve üzeri çocuğu bulunanlar oldu. Cumhurbaşkanımız ısrarla 3 çocuk diyor ancak Maliye Bakanımız galiba matematik olarak 3 çocukluyu mağdur eden uygulamanın bu detayını atladı.

Haberin Devamı

Kanun var denetim yok

Son olarak Siirt Şirvan’da bakır madeninde üzücü bir göçük meydana geldi. 3 işçimizi kaybettik. Yine umutla, dualarla 13 işçimizi de bekliyoruz yeniden gün ışığını görebilsinler diye…

Gözler yine iş güvenliğine çevrildi haliyle. Bir ülke düşünün… 2012 yılında 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu çıkartıyor. Uzman yetiştiriyor, bu iş güvenliği uzmanını ve işyeri hekimini zorunlu istihdam şartı koyuyor. Oldukça ağır yaptırımlarla kanunu düzenliyor. Ancak o ülke 2014 yılında Cumhuriyet tarihinin en fazla ölümlü iş kazasını yaşıyor. Kayıtlara geçmiş 1886 ölümlü iş kazasıyla Avrupa birincisi, Dünya üçüncüsü oluyor. 2015 yılında hızını düşürmüyor, sayıyı 1750 ölümlü iş kazasında tutuyor. İş Güvenliğine en çok emek veren ancak bu konuda sanırım en çok üzülen eski bakanımız Faruk Çelik’in tek sözü yukarıda ki tabloyu anlatmaya yetiyor belki de;

Haberin Devamı

“Biz bir kanun çıkardık ancak bize iki beden büyük geldi”.

Bu tablonun altına yüzlerce sebep yazabilirim. Malum kanun devşirme bir kanun. Yaptırımları yüksek ancak kanunun denetim ayağı zayıf. Bu işin denetimini yapsın diye oluşturulan ortak sağlık güvenlik birimleri çoktan çığırından çıkmış durumda. Öyle ki Ankara’da yapılan toplantı da 2 bin kayıtlı Ortak Sağlık Güvenlik Birimi, 2 binin üzerinde ise kayıtlı olmayan veya bireysel iş yapan iş güvenliği uzmanının mevcut olduğu bilgisi verildi. İş Güvenliği bu kadar hızlı büyüyen bir iş alanı haline gelince konunun ranta dönmesi, ucuz fiyatla müşteri yarışı, işyerinde gerekli saat çalışmalarının yapılmaması, müşteriyi kaybetmeme adına hataların sümen altı edilmesi kanunu ölü doğma noktasına getirdi.

Diğer taraftan bu işi devlet adına denetimini yapmakla mükellef, özellikle ağır ve tehlikeli sınıfın denetimini yapabilecek teknik müfettiş sayısı Türkiye gibi bir ülke için oldukça yetersiz. E bir de son dönemlerde başlayan ayıklama operasyonlarından sonra zaten az olan müfettiş sayısı oldu size kuş.

Haberin Devamı

İş Sağlığı ve Güvenliği işi ranta gidiyor, maaşını işverenden alan İSG uzmanı eksiklikleri Bakanlığa rapor etmiyor.

Galiba sorun burada başlıyor.

DİĞER YENİ YAZILAR