Son dönemde müzikseverlerin yurt dışı festivallerine ağırlık verdiğinin farkındasınızdır. Seyahet etmek için en güzel yöntemdir. Hem tatil hem müzik bir arada... Sziget ve Primavera festivallerinin hatrı sayılır bir Türk popülasyonu var. (Aslında az da, burada konserlere kesilen biletleri düşününce yüksek diyebiliriz.) 2010 yılında ilk kez yurt dışı festivali deneyimlediğimde bu his öyle kanıma girmişti ki neredeyse her yıl bir ya da iki festivali es geçmemeye başladım. Merkezi Barselona’da bulunan Sonar da çok yönlülüğü ile dikkat çeken festivallerden. Geçen yıl ülkemizden Ah Kosmos katılmıştı, bu yıl da Adamlar Sonar’da yer alacak. Artık izleyici bir festivalden sadece müzik beklentisi içinde değil. Festivale gitmişken sanatın her alanı ile de iç içe olmak istiyor. Sonar da bu ihtiyacı gayet iyi karşılıyor. Sonar’ın Buenos Aires, Stockholm ve New York ayakları da var. İşte o ayaklardan birine İstanbul da dahil oluyor.
Son dakika iptal edilen konserler ve festival ruhunun gün geçtikçe ülkemizde azaldığını düşünürsek eğer bu kadar önemli bir festivalin ülkemize gelmesi büyük şans. Sonar İstanbul, müzik organizasyonu, konser bookingi ve sanatçı temsilciliği alanlarında faaliyet gösteren Charmenko bünyesinde bulunan Charm Music tarafından, Zorlu Performans Sanatları Merkezi işbirliği ile düzenlenecek. Şu an için line up belli değil ama festivalin İstanbul ile entegresini geçtiğimiz gün Murat Abbas ve Nick Hobbis’ten dinledik.
14-15 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek festivalin İstanbul’daki teması dijital, teknoloji ve fütüristik sanat üzerine kurulu. Nick Hobbis’in festivale dair altını çizdiği ayrıntılar çok önemliydi, “Sonar, özgür bir festival. Madonna gibi büyük isimler üzerine kurulu değil. Tam anlamıyla elektronik festivali de diyemez. Çünkü birçok katmanı içinde barındırıyor. Müzik ön planda evet, ama kültürel katmanlara da ayrılıyor. Gençlere festival olarak soruyoruz, ‘Hayatınızın bir sonraki aşamasında ne istiyorsunuz?’ Bunun yolunu müzik ve kültür ile bulmalarını sağlıyoruz. Bu festivale katıldığınız zaman mesajını da hissetmesinizi istiyoruz. Burada sadece performans izlememelisiniz, orada yaşadığınız duyguyu hayatlarınıza da empoze etmelisiniz. Burada vakit geçirirken kendi alanlarını yaratmalarını ve bir sonraki yıl için projelerini yaratmalarından yanayız.”
Hemen ardından Murat Abbas, Zorlu PSM’nin dip köşe her yerini festival için açacaklarını vurguluyor. Zorlu PSM’nin dehlizlerinde bir bakıma kaybolacaksınız. Ben Barselona’daki Sonar’ı deneyimleyemediğim için festivalin size neler vaad ettiğini söyleyemeyeceğim ama bir benzeri olan Hollanda’da gerçekleşen Lowlands’den yola çıkarsam eğer programdaki her etkinlikte yer almak isteyeceğiniz bir deneyim yaşayacaksınız.
Lowlands’de ben sahneler arası koşarken, söyleşiler, sergiler ile çizelge içinde neredeyse kaybolmuştum. Aynı zamanda elimde kalem kağıt not almadan duramamıştım. Gecenin sonunda ise müziğin kollarına kendimi bırakmıştım. Bir bakıma dinlediğim müziğin DNA’larına yolculuk yapmak gibiydi. İstanbul’daki Sonar da yakın geleceğinize kapı aralayacaktır. Bugünlerde müziğe daha fazla sarılmak gerekirmiş gibi düşünüyorum...