Peki şimdi neler olacak?

Geçtiğimiz hafta gazeteye “Muse konserine neden gidilir?” adlı bir yazı yazacaktım. Geçen yıl Berlin’de izlediğim Muse’a dair övgülerle dolu bir liste hazırlamıştım. Ardından son yıllarda Rock’n Coke gibi festivallerdeki sinerjiyi neden artık hissedemediğimiz üzerine anekdotlar verecektim... Ama 15 Temmuz günü hayatımın en korkulu gecesini yaşadıktan sonra ne bir yazı yazmak için mecalim, ne de festival enerjisinden bahsedecek gücüm kalmıştı. Televizyonda izlediğim, internette okuduğum her şey kabus gibiydi. Gün aydınlanıp evden dışarı çıkabilme özgürlüğümün yerinde olabilmesine binlerce kere şükrettim. Hemen ertesi gün gazeteye giderken, kulaklığımı taktım ve şu an için beni hangi müziklerin mutlu edeceğini düşündüm. Konserlere gitsem ve bütün bu sıkıntıları şarkı söyleyerek bağırarak atlatabilseydim... Önümde bir Muse konseri yok muydu? Açtım son ses Madness şarkısını, omzumdaki yükler teker teker düşmeye başladı. Yaşanan olaylardan sonra Muse ardından Skunk Anansie hemen sonra Joan Baez konserlerini iptal etti.

Haberin Devamı

Peki şimdi neler olacak

Aylar öncesinden o konserlere gitmek için bilet alıp sevdiği sanatçının şarkıları ile moral depolayacağını düşünen gençler için hayal kırıklığıydı... Öyle ki Baez’den de gereksiz bir açıklama geldi; “Onca zamandır savaş bölgelerine, diktatörlük rejimine sahip ülkelere, sivil arbedelerin yaşandığı yerlere gittim. Ama bugünün Türkiye’sindeki gibi beklenmedik ve çok büyük tehlike gibisini gördüm mü emin değilim.” Birçok müzik yazarı, organizatör arkadaşım yazıyı yeterince eleştirdi.

Yaklaşık bir hafta önce İstanbul’da gerçekleşen Megadeth konserinde Dave Mustaine şöyle bir konuşma yapmıştı; “Pek çok grup korktukları için Türkiye’ye gelmiyor, bunu yapmak ta*ak ister” demişti. Galiba aklımdan geçen cümle bu oldu. Dünya turnesinde olan sanatçıların rotalarına İstanbul’u yeniden dahil etmesi için uğraş veren organizatörlerin çabalarına şapka çıkarmak gerek. Müzik sahnelerimizin imajını yükseltmek için büyük uğraş veriyorlar. Baez’in yaptığı açıklama şundan dolayı kötüydü. Diğer müzisyen ve menajerlerin kafasında kötü bir soru işareti bırakmasına neden sağlamış olabilirdi... Bunu gelecek sezon açıklanacak yabancı müzisyenlerin konser rakamı ile göreceğiz. Bu yazıyı yazarken Joss Stone konseri için heyecan duyuyorum ya da 8 Ağustos’taki Sia konseri için... Acılarımızı, mutluluklarımızı hala konserlerle sarabilmeyi umut eden insanlarız.

Haberin Devamı

Bunların yanı sıra sezon açıldığında sanırsam yerli müzisyene de büyük bir pazar kalacak. Bu şansı iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Mesela Tarkan, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda her yıl aynı sıradan setlist ve yenilikten uzak sahne düzeni ile konser veriyor. Değiştirmeli. Artık sektörü geleceğe taşıyacak projeler yapmalı. Sahneleri bıraktığını söyleyen Sezen Aksu, o zaman gençlerin sahneye çıkmasını sağlamalı. Bir noktada rock müzisyenleri orta yaş sendromlarını anlattıkları şarkı sözlerinden sıyrılıp şu dönemin ruhunu anlatmalı. Ne de olsa ülkenin yakın geçmişi bize hep şarkılarla ışık olmadı mı? Günün sonunda müzik piyasasını içine gireceği bu sarmaldan çıkarmak, sadece dinleyicinin elinde değil. Müziğin iplerini elinde tutan ana akım müzisyenlerinin elinde. Uzaktaki Joan Baez’e sinirlenmek kolay... Peki bizim müzisyenler bu süreçte neler ortaya çıkaracak? Göreceğiz.

Haberin Devamı

Peki şimdi neler olacak

DİĞER YENİ YAZILAR