Geçtiğimiz gün Tarkan’ın günlerdir bu sayfalarda okuduğunuz konserinden çıkıyorum. İyi ya da kötü bir konser izledim her neyse benim için önemli olan nokta kafamda dönüp duruyor. Az önce sahnede izlediğim “megastar”ı ne kadar tanıyorum. Son röportajını 2012 yılında vermiş. Katiyen Tarkan’ın entelektüel birikimi ya da ilham kaynaklarına dair tek bir bilgi yok. Aslında genel olarak son 10 yılda verdiği hiçbir röportajda böyle anekdotlar yok. Bir röportajında şöyle diyor, “Medyayla aramızda güven krizi var! Söylediklerimin çarpıtılmasından, zorla birtakım polemiklere sokulmaktan sıkıldım. Benim için artık bu tür şeylerin esprisi yok. Canım istemiyor. Eğlenceli gelmiyor. Hatta sıkıcı ve banal buluyorum. Bir de tabii itiraf etmem gerekirse, inciniyorum.”
Yıllar önce Rock’n Coke’un VIP bölümünde Tarkan’ı gördüğümü hatırlıyorum. Hatta fotoğrafı bile var, adama meşhur rock hareketi ‘devil horn’ yaptırmışım. Hafızamda 90’larda yaptığı röportajlarından kalan cesur pozlar, cesur söylemler de var... Ama şu an, az önce konserinden çıktığım Tarkan’a dair bir fikrim yok. Yanımdan geçen adamın kolunda kocaman Tarkan dövmesi var. Fan club başkanı herhalde, onu durduruyorum soruyorum “Tarkan’ı sence çok iyi tanıyor musun?” Cevap veriyor, “Tabii ki eşinden bile daha iyi tanıyorumdur” diye. Merakımız tanımak üzerine kurulu değil yahu sahnedeki gerçekliği sorguluyorum. Sonuçta hologram teknolojisi ile de konser veriliyor artık. Dünya yıldızları Madonna, Beyonce, Rihanna, Kanye West stadyumları doldurup, turnelere çıkarken bir yandan da röportajlar veriyor, nelere güldüğünü, en son hangi filme ağladığını, en son hangi konserde şarkılara bağırarak eşlik ettiğini anlatıyor. Her şeyi geçtim sosyal medya hesaplarından tutkularını öğrenebiliyoruz. O meşhur albümlerini yaparken nasıl bir süreçten geçtiğini içtenlikle anlatıyorlar. Ama Tarkan’a dair hiçbir bilgimiz yok. Harbiden Tarkan en son iTunes’dan hangi şarkıyı indirdin? En son hangi filme bilet aldın? Game of Thrones izliyor musun ya da herhangi bir yabancı dizi? Yeni çıkan Türk şarkıcılarını biliyor musun? Berlin’de Berghain’da partiledin mi ya da senin Almanya rehberin nedir? Karısının yumurtalı çiğ köftesini çok sevdiğini biliyoruz, bir de sahne arkasında tütsü mumlar ile rahatladığını ama bunlar ne kadar vizyon açıcı. Yıldız olmanın getirilerini Amy Winehouse belgeselinde izlemiştik. Magazin baskısının ne kadar korkutucu bir hal aldığını görmüştük. Ama ülkemizdeki basın bu kadar rahatsız edici değil. Sosyal medyayı da ülkede yaşanan olaylara üzüntülerini dile getirmek dışında kullanmak gerekmez mi! Biraz da hayranların ufkunu açmak gerekmez mi?
Musikinin derin sularındayız
O yüzden Tarkan’ın konser analizini yapmadan önce karşımda şarkı söyleyen bu adamı ne kadar tanıyorum diye sorguladım içimden. Karşımda kocaman bir sıfır vardı. Ama şarkılarının bıraktığı güçlü etki bir o kadar gerçekti. Radiohead konserini izlerken Thom Yorke’un son dönemde neler dinlediğini, son yaptığı albümün alt yapısının hangi duygulardan geçtiğini çok iyi biliyordum. Thom o şarkıyı söyleme, o klibi çekme nedenlerini röportajlarında ya da sosyal medyada anlatıyordu. Ama Açıkhava’da karşımda, belirsiz bir megastar’ın olması beni rahatsız ediyordu. Cuppa kadar müzikal anlamda vasat bir şarkıyı neden tercih ettiğini bilememek, eleştirilerilere cevap vermemesi hep garip geldi ve gelecek de. Star algım biraz Amerika rahatlığında demek ki...
Konsere varırsam eğer Türk Sanat Müziği kısmına bayıldım. Tarkan, usta müzisyenleri de bir araya getirmiş. Onları dinlemek büyük bir ayrıcalıktı. Sahne dekoru özellikle inanılmazdı. Her kim ilgilendiyse, işinin ehli olduğu kesin.
İkinci yarısında ise tüm Açıkhava ayaktaydı. Tarkan’ın konser düzeni bakımından LED problemi var. Teknoloji çok ilerledi ve konserlerde yapılan mappingler çığır açıyor. Bunu kullanması gerekiyor bir megastar olarak.
Normalde gitaristler parlar ama Tarkan’da sistem ters işliyor bas gitaristi Alp Ersönmez sahnede ön plana çıkıyor. Volkan Öktem’in ezelden beri davula kazandırdığı ritme hayranım, konserde de devleşiyor. Tarkan sahneden pozitif bir enerji dağıtıyor adeta. Toplumun her kesiminden, bir araya gelemeyen insanları bir araya getirip aynı şarkılarla aynı hislerle buluşturuyor. Arka sıramdaki 70 yaşındaki beyefendi bağırarak Kış Güneşi’ni öyle içten söylüyor ki... Hepimiz aynı anda Tarkan’a öpücük gönderiyoruz, aynı anda ayağa kalkıyoruz, hepimiz ona sarılmak istiyoruz. Tarkan yıllardır değişmeyen dans stili, gülüşü ile sizi geçmişteki o 90’lardaki mutlu günlere de götürüyor...
Geriye niye gidilir ki!
Ama karşımızda zamanın çok ilerisinde bir yıldız yok artık. Bunu kliplerinde de görebilirsiniz. Klipleri tarih kronolojisiyle izlemeye bir çalışın... Ölürüm Sana ardından Hüp günümüze ilerleyin... Gittikçe daha sıradanlaşan bir klip kronolojisiyle karşılaşacaksınız. Keza Cuppa’nın klibi daha yok, belki ters köşe yapar. Muazzam bir klip ile bizi şaşırtır. Fotoğrafları için aynısını diyemeyeceğim. Güçlü bir görsel şölen sunuyor. Kostümleri için de yaklaşımım pozitif.
Diyeceğim o ki Tarkan’ın bu ülkede tartışmasız bir başarısı ve sarsılmaz birinciliği var. Her janradan müzisyen, dinleyici her şarkısında başka bir nefes, bir heyecan buluyor. Ama Tarkan 2016’da kala kalıyor, hatta gerilerde... Çağ atlama vakti gelmedi mi Tarkan!