Cuma gecesi İstanbul’da son dönemin popüler eğlence noktası Klein’in yolunu tuttum. Berlin’e bir süredir sadece gece kulubü Berghain ve müzik festivalleri için gittiğimden beri İstanbul gece hayatında ne türden bir eğlencenin var olduğunu unutmuşum. Son dönemde dilden dile dolanan Harbiye’deki mekanın merdivenlerinden aşağıya iniyorum, saat 00.00... “Gece yarısı mekan daha da dolacak ve eğlence tepe noktasına ulaşacak” diyor yanımdaki arkadaşım. Kulağım ise sadece müzikte...
Müzik bir saate kadar gerçekten ısınma turundaki ziyaretçiler için çok güzel... İki hafta arayla gittiğim mekanda Orkun Bozdemir ve Aksak’a denk geldiğim set, klasman olarak oldukça iyiydi. Sağlam bir DJ setine şahit oldum. İyi hazırlanılmış, popüler ritimlerden uzak imza niteliğinde. Ama ertesi hafta Waze&Odyssey aynısını söyleyemeyeceğim. Gece için oldukça suni ritimlerin arasında dönen, yenilikten yoksun bir set hazırlamıştı. İki ayrı haftada mekana gelen kitlesel farklılıkta oldukça belirgindi. Bir hafta önce sadece dans eden bir kitle varken, ertesi hafta gece hayatının ‘hunter’ları alanda yerini almıştı. Hunter tabiri, mekana müzik için değil ‘ortam var’ gelenlerden ibaret anlamında...
VIP alan mı?
Böyle kulüplerin mottosu haliyle yurt dışındaki örnekleri İstanbul’a getirmek ve bir süre sonra dışarı çıktığınızda kimsenin sizi rahatsız etmediği haftanın tüm stresini attığınız bir alan yaratmak. Klein ise Berlin’in rahatlığını, Paris’in jantiliğini almış. Yalnız şu unutulmuş Berlin’deki hemen hemen bütün kulüplerde fotoğraf çekme yasağı vardır. Bu, telefona bakmak yerine kendinizi müziğe bırakmanız içindir. Fotoğraf çektiğinin ikinci uyarısında dışarıya atılırsın. Ayrıca ‘dress code’ dediğimiz tabir vardır. Bu da dans etmenle alakalıdır. 1 metre topuklu ayakkabı giyerek dans edemezsin, o yüzden kulübe de giremezsin. Bunları Türkiye’de uygulamak çok güç. Öyleki statülerden uzak bir kulüp yaratırken Klein’da DJ’in arkasındaki VIP alan bana oldukça abuk geldi. Kızlar tuvaletinde “Şimdi plan şöyle. İsmail dersek VIP’e geçeriz. Biri öyle geçti. Olmadı artık aşağıda takılacağız” gibi bir muhabbete şahit olduktan sonra VIP’de müziğin daha mı farklı geldiğini merak ettim?
Dans etmek zor değil
Sevgili genç kızlarımız ve delikanlılarımız dans edin! Sağınıza solunuza bakmayı bırakıp dans edin! Gerçekten zor değil, gerçekten sizi mutlu edecek bir duygu. Kulüplerin sadece flört ortamı yaratan yerler olduğu klişesini silin kafanızdan. Günümüzün rock starları DJ’lerse eğer kulüpler bu konuda önemli bir etken. 80’ler ve 90’lardaki kulüplerin popüler olduğu zamanları düşünürsek eğer DJ’ler şarkıları parlatır. Klein’in daha kreativ ve fark yaratan önemli DJ’lere kapısını açması lazım. ‘Dum tıs’tan ‘güm güm’ baslardan sıkılmadınız mı? O yüzden sponsorluk anlaşmaları önem kazanıyor. Burn, Klein’in bazı etkinliklerine sponsor oluyor. Onlar da rap müzik ve elektroniği bulaşturacakları etkinlikler yapacaklar. Kulüplerin şehrin müzikal hafızasını yarattığını unutmamak lazım. Indigo, Babylon, Kiki, Minimüzikhol şehre DJ’lerle iyi müziği getirdi ve potansiyali olan yerli isimlere kapılarını her zaman açtı. Klein da umarım elektronik müziğin güçlü ve popüler bir adresi olur! Yalnız 15 TL’ye sattıkları sodanın fiyatını indirmeyi unutmadan!