Geçtiğimiz hafta sonu uzun zamandır yapmadığım bir ritüeli gerçekleştirdim ve üç ayrı mekanda, sosyalleşmek ya da iyi müzik dinlemek için dışarı çıkan insanları gözlemleme şansı yakaladım. Öncelikle rotam Kadıköy, Karanfil Sokak’ta yer alan Bina oldu. Bina, özel bir Cumartesi programı hazırlamıştı. bant mag.’in düzenlediği etkinlikte sabahtan derginin eski sayıları Bina’da satışa çıktı. Hemen ardından mekanın üç ayrı katına yayılan bir program izledi. Üst katında Bubituzak sahne aldı. Malumunuz son albümleri Boyut’lar bu yılın şimdiye kadarki en iyi işlerinden biri. 50 kişilik konser alanı ağzına kadar dolmuştu. Grup, sahnede sanki arkadaş ortamı ile bir araya gelmiş gibi eğlenceli bir konser verdi. Ben albümde “Zamanla Anlaşılıyor Zaman” şarkısına bayılıyorum. Sahnede ise albümün bir adım üstüne çıkabilen gruplardan. Bubituzak ayrıca bu yıl Macaristan’da gerçekleşecek Sziget festivalinde sahne alacak. Sziget, adeta yerli bir festival edasıyla yeni nesil Türk gruplarına birkaç yıldır programında yer vermeyi ihmal etmiyor. Hafta sonunda kalabalıklar içine karışmak isteyenler için Kadıköy bayrağı en önde taşıyor.
Hemen ardından Cihangir’de minimüzikhol’de soluğu aldım. Kapısında kuyruk olan, nefessiz bir şekilde dans ettiğimiz o mekan eski günlerini aratır olmuş. DJ’in müziği ruhsuz ve çok sıradandı. Soundcloud’da zaten binlerce bu tarz DJ seti ile karşılaşma olasılığınız var. Hadi müziği geçtim gece aynı mekanda yer aldığınız insanların ruhu da önemlidir. minimüzikhol’un o ruhu emilmiş gibiydi. Belki de benim gittiğim o güne denk gelmişti.
Son mekanımız ise gece 2 sularında Harbiye’deki Klein oldu. Daha önce buranın VIP anlayışını ve müziğine dair eleştirilerim olmuştu. Ama mekan gitmediğim zamana göre büyük bir değişime uğramış ve son dönemde İstanbul gece hayatının özgürlük kalesi gibi olmuş gibiydi. Mekanın hemen girişinden aşağıya doğru inen bir merdiven vardır ve tepeden tüm alanı görürsünüz. Bunu özellikle bir Cumartesi gecesi deneyimlemenizi çok isterim. İnsanların dans ederken birbirlerine sarılmalarını, kahkaha atmalarını, DJ’e doğru bakmalarını ve tekrar ediyorum ama konuşmak yerine dans etmelerini izlemek bir hafta sonunun hakkını veren anlardan oluyor. Mekan çok doluysa eğer sirkülasyona göre içeri alım yapıyorlar. Genç kızlarımız dans mekanına sivri topuklularla gelmekten biraz da olsun vazgeçmişler. Muazzam bir kapı kuralı kuralları yok, tek istekleri var; saygı. Müzikleri de güçlenmiş ve ortaya güzel bir atmosfer çıkmış. İstanbul’da hala dışarı çıkıp dans etmek için binlerce sebebimiz var. Biraz sağınızı solunuzu izlemeyi bırakıp gecenin güzel ruhunu es geçmeyin...
Bu kadro ağlatır
Bu sene merakla beklediğimiz filmlerden biri Song to Song... Terrence Malick’in yönettiği filmde, Austin müzik sahnesi gözler önüne seriliyor. Michael Fassbender, Rooney Mara, Ryan Gosling ve Natalie Portman’ın başrolde olduğu filmde dikkat çeken en önemli detay ise konuk oyuncu olarak yer alacak müzisyenler. Lykke Li, Patti Smith, Iggy Pop, Tegan ve Sara, Alan Palomo ve Diplo beyazperdede karşımıza çıkaca. Geçtiğimiz gün yayınlanan filmin teaser’larından birinde Patti Smith, indie müzisyenini canlandıran Rooney Mara’ye muazzam bir kariyer ve hayat tavsiyesi verdi. Şimdiden filmi izlemek için geri sayıma başladık bile... Not alın derim.