Ceylan Ertem’in “Amansız Gücenik” albümünü hiçbir zaman sevemedim. Fazla ‘damar’dı ve Ceylan’ın müzikal değişiminin bu yöne kayması bir dinleyici olarak beni rahatsız etmişti. “Hayatımın hiçbir döneminde Yıldız Tilbe dinleyemediğim için mi?” diye de düşündüm... Bence tamamen pop albümüydü. Hatta o dönem Ceylan’a hazırladığım sorular sert bulunduğu için sanatçıya ulaştırılmamıştı. Bu bakış açımda bir şeyi es geçiyordum, Ceylan müzikal anlamda değişiminin temellerini aslında bu albümde atıyordu. Sanatçı büyüyordu ve yazdıkları hayatta rahatsız olduğu anlara dairdi. ‘Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir’ misali...
Geçtiğimiz hafta Ceylan Ertem’in ‘Yuh!’ albümünü biraz ön yargı ile CD çalara taktım ve bütün hafta aynı albüm bana eşlik etti. Cover gibi cover albümü yapmıştı Ceylan ve müzisyen arkadaşları... Herbir şarkı hissiyatı ve müzikal değişimi bakımından payına düşeni almış. Muazzam bir müzik şenliği sunuyor sanatçı. Albümde bir tek Bergen’in ünlü ‘Bir Erkek Yüzünden’in düzenlemesinin sorunlu olduğunu itiraf etmem gerek, albümü o şarkıyı atlayarak dinledim. ‘Yuh!’da Ceylan Ertem, sesinin her aralığını hiç sakınmadan sunuyor.
Modern bir ağıt gibi
Albümde beni en duygulandıran an Yavuz Çetin’in ‘Oyuncak Dünya’ şarkısı girişindeki sesini duymak ve ‘Son Bakış’ta balık hafızalılara unutma göndermeleri. ‘Beynim Zonkluyor’daki saksafon düzenlemelerinin ince ince işlenmesi, ‘Uçurtma’da Cihan Mürtezaoğlu ile Ceylan’ın ses uyumu, modern ağıt niteliğindeki ‘Odam Kireç Benim’ etkileyici bir iz bırakıyor. Albümün açılış şarkısı ‘Mapushane İçinde’, öyle bir hal almış ki, geri kalan şarkıların değişimine dair ipucu niteliğinde. Keza ‘Haydar Haydar’ düzenlemeleri bakımından ders gibi, dinlerken göğsünüze bir acı oturmuyor da değil. ‘Yuh!’un şöyle bir etkisi de var. Albüm çalarken uzun yollara çıkıyorsunuz, yıllar önce yazılmış sözlerin şimdinin dünyasına bile bir yap-boz’un parçası gibi oturduğunu fark ediyorsunuz. Ceylan’ın yeni ne şarkılar yazdığını merak ediyorsunuz ardından...
Gözünüz arkada kalmasın
Bu albümde yer alan müzisyenleri de es geçmemek lazım. Cenk Erdoğan, Ercüment Orkut, Murat Çopur, Ediz Hafızoğlu, Engin Recepoğlu, Tamer Karaoğlu enstrümanlarının hakkını sonuna kadar vermiş, her şeyi geçtim şarkılar ile onlar da bir olmuş. Belli ki çok konuşmuşlar bu şarkıların üzerine, geceyi gündüz etmişler... “Hadi cover yapalım” diye çıkılmamış yola, bu şarkıların esas sahiplerinin gözünü arkada bırakmamışlar. İtiraf etmek gerekirse son dönemde Türkçe sözlü iyi albüm bulmak ve dinlemek çok zor. ‘Yuh!’ albümü işte bu klişe söylemi bana göre yıkıyor. Bildiğiniz şarkılar, bilmediğiniz bir halde, sanki yeniden bestelenmiş, yeniden kaleme alınmış gibi karşınıza çıkıyor. Albüm kapağındaki renkli merdivenler gibi bir bir çıkıyorsunuz her şarkıda hayatınızı...