Haberin Devamı
Geldim yine...
Peki, Türkiye’yi ve buradaki gündemi şu kadar özledim mi?
Tabii ki “Hayır.”
Oralarda insan olmayı hatırladım da! Dönüşüm zor oldu...
Gelir gelmez pazar eklerini karıştırırken
Ahmet Hakan’ın bir yazısına takıldım:
“O kadar da özenilecek bir şey değil yalnız yaşamak” diye...
Madde madde yazmış.
Ben de madde madde cevap yazayım dedim.
Çünkü: Tek başına yaşamak yalnızlık değildir. Yalnızlık...
Nasıl algıladığınla ilgili galiba...
Bakın şimdi, onun yalnızlığını ben nasıl yorumluyorum...
- Dönüşümlü kapıya bakma olayını unutun! Kapı çaldığında sadece sen bakacaksın.
Keşke bedeli bu olsaydı!!! Zaten tek başına yaşayana çat kapı gelen olmaz. Çok kişiyle yaşamanın aksine, istemediğini çağırmama özgürlüğün de vardır. Ha, akşamları kapıcı gelir (gelirse) ona da salondan bağırırsın, “Yoook...”
- İki çubukla Çin makarnasına talim... Evde törensel yemekler söz konusu olamayacak.
Törensel yemekler asıl yalnızken başlar. Çin makarnası ya da kendi yaptığın bol domates soslu makarnayı tabağına tepeleme doldurursun; tepsiye koyarsın. Üstünü başını çıkarır rahat bir kıyafet giyersin ya da giymezsin. Kanepene oturursun. İstediğin bir TV kanalını açarsın, bir yandan da telefonundan Kelime Avı oynarsın. Makarnaları hüpletirken... Bundan iyi tören mi olur? Ne töreni... Ayin bu ayin! Ha, çok istiyorsan birilerini çağırıp tören yapma şansın var. Ama yalnız yaşamıyorsan ‘ayin’ olasılığı yok.
- Hep sakin ol hep... Seyrettiğin şahane filmin en şahane sahnesinde coşkunu duyurulabileceğin biri yok ki yanında!
O yalnızlıktan değil, öyle biri olmadığından! Olsa... Dükkân senin!
- Düzensizlik bekliyor seni! ‘Karşılıklı denetim’ ilkesi işlemediğinden tuhaf zamanlarda yatıp tuhaf zamanlarda kalkacaksın.
Biz buna “düzensizlik” değil de, “şeyimin keyfi” diyoruz...
- Kısır döngün şu olacak: Bilgisayar başı, okuma koltuğu, televizyon karşısı / Bilgisayar başı, okuma koltuğu, televizyon karşısı...
Biz bazen yatağa da gidiyoz:)) Heh hee... Ama çoklu yaşayanların düzeni farklı mı sanıyorsun? Onlar arada sırada yatağa da gitmiyorlar:)))
- Sessizliği evde açık televizyon sesiyle bozmaya kalkışacak kadar çaresiz kalacaksın.
Oysa sıkı bir müzik aleti alıp sevdiğin bir
şarkıyı 3000 kere dinleme hakkın var. Üç şarkı
dinlemeye kalksan sessizliği özlersin!!!
Yani tek başına yaşamak yalnızlık değildir.
Yine de insan bazen unutur, yalnız hisseder kendisini...
O anların en etkili ilacı şudur:
Kendini birisiyle aynı evde yaşıyor olarak
hayal etmek! Ama detaylarıyla, unuttuğun
ayrıntılarıyla...
Göreceksiniz hemen geçer.
Yalnızlık malnızlık hikâye...
Açarsın istediğin programı, yanına da koca bir kâse dolusu kiraz alırsın... Hayatta hiç kimsenin yanında yatamayacağın bir şekilde kanapeye uzanırsın... Kirazın çekirdeğini boş kâseye
fırlatıp tutturmaya çalışırsın. Ve kimse sana “N’apıyorsun?” demez!
Ha, biri olsa da, “Bana n’apıyorsun?” dese diyorsan hâlâ...
Gerçekten yalnızsın demektir.
Tek başına değil, yalnız yaşıyorsun demektir.