Tasarladıktan sonra da...

Haberin Devamı

Evet ne demiştik? Önce tasarlayacaksın! Ama tasarlamak öyle kolay bir iş değildir ha! Bilgi-görgü, araştırma, yenilik ve yaratıcılık ister. Akşam yatağında uykuya dalarken hayal kurmakla uzaktan yakından alakası yok yani!

“Yarın Leyla’yı arasam, akşam çıksak, yatsak” gibi bir plandan bahsetmiyorum.

Hoş, zaten bu biraz uzun bile oldu, aslı daha kısadır:

“Yarın Leyla’yla yatsak!”

Yok yok:

“Leyla’yla yatsak”

“Leyla’yla yatsam!”

“Leyla’yla şimdi...”

Ya da:

“Yarın Hakan’la çıksak, el ele tutuşsak, öpüşsek koklaşsak ama yatmasak. Ben yeni kıyafetimi giysem o da bana hayran kalsa...“ gibi aptal saptal bir düşünce de değildir.

Bunu da mı kısaltayım? Peki:

“Hakan’la çıksak, o bana hayran olsa...”

“Hakan olsa...”

“Biri olsa...“



Durumlar ciddi...

Tamam, cıvıtmayalım, ciddi bir durumdan bahsediyoruz. Ben bir projeden bahsediyorum. Tasarımdan... Tasarımın insan psikolojisine ve dolayısıyla davranışlarına yaptığı etkiler öyle böyle değil.

Renkler... Şekiller...

Sebebini anlayamasak da, bazı renkleri ve şekilleri daha çekici buluyoruz.

Yeşil mesela... Yeşil rengin insanları harekete geçirebildiği ve daha yaratıcı kıldığı bulunmuş. Yiyecek veren bitkilerle ilişkilendirdiğimizi varsayıyorlar.

“Yiyecek vaat ediyor“ diye...

Doğa manzarasına bakan pencereler hastaların iyileşmesine, öğrencilerin daha iyi öğrenmesine ve ofis çalışanlarının verimliliğine katkıda bulunuyormuş.

Belki başka ‘şeylere‘ de katkısı olur?

Neden olmasın?

Yeşil bir nevresim takımı...

Yok, direkt hedefe kilitlensin, yeşil iç çamaşırı! Şekillere hiç girmiyorum. Çıkamayız çünkü!

Aslında anlatmak istediğim ayrıntıların, ayrıntıları düşünüp olayı tasarlamanın önemi...

Ufak ayrıntılara kadar...

Hatta bazen ufak ayrıntılar, ana konudan daha da önemli hâle gelebilir.

Daha belirleyici olabilir, olayın gidişatını etkileyebilir.

Mesela?



Ufak ama işlevi var

Mesela bir kadın, akşam bir adamla yatma ihtimali dahi olsa, ki o bir ihtimal görüyorsa o akşam o adamla yatar, neyse o akşam o kadın, pantolon çorabı giymemeli!

Heh hee... Niye?

O çorap dizin altında saçma bir yerde derin bir iz yapacak, bütün bacağın duruşunu bozacak.

Ha, adam ona mı bakacak?

“Bunun bacağında çorap iz yapmış, asla yatamam!” mı diyecek?

Yoo...

Ama sen bakacaksın!

Belki saklamaya çalışacak, belki geçti mi diye durmadan ona bakacaksın. Onunla uğraşacaksın yani... Neyle uğraşman gerekirken sen pantolon çorabının izinin derdinde olacaksın.

E yani?

Al sana çok ufak bir ayrıntı...

Ufak mufak ama...

İşlevi var!

Her şeyi tasarlayacaksın.

Tasarladıktan sonra da...

DİĞER YENİ YAZILAR