Aslında artık alıştık...
Yalnız annelere... Evlenmeden çocuk sahibi olan kadınlara...
Daha açıkçası, birlikte oldukları erkeklerin “babalık itirazlarını” kaale almayıp çocuklarını doğuranlara... Karışık, sorularla dolu bir durum... Tabii buradaki ilk soru şu diyeceksiniz:
“Bir erkeğin baba olup olmamayı seçme hakkı yok mu?”
Özellikle erkekler... Hemen boş bir delik bulmuş gibi atılıp, “Biz damızlık mıyız?” falan diye kafa tutacaklar... Sanki dünyada başka erkek yok! Aslında sormaları gereken soru şu olmalı:
“Bu neden benim başıma geldi?”
Nedeni basit.
O soruyu, hani “babalık hakkı” sorusunu biraz daha açık sorarsak durum hem daha iyi anlaşılır hem de o sorunun cevabını verir.
Yani “istediği gibi” yatcak-kalkcak, sonra kadın hamile kalınca, “Yok, ben istemiyorum, sen bunu aldır” diyecek!
Hııı... Şimdi cevap verin:
“Erkeklerin böyle bir hakkı var mı?”
Olmalı mı?
Bunun yanıtı çok basit ve net.
Erkeklerin baba olup olmamayı seçme hakları tabii ki var!
Evet, var.
Ama kadın hamile kaldıktan sonra ve yatakta değil o hak!
Nerede?
Eczanelerde satılıyor. Hem de çok ucuza... Renk renk, boy boy...
(Bunu daha önce de aynı cümlelerle yazmıştım)
Şimdi kadınlar tarafına geçelim... Bu doğru mu, yanlış mı?
Onu bilemem...
Hissedemem...
Ha, neyi bilirim?
O çocuk doğduktan sonra olanları... Kadınların ve erkeklerin çocuk doğduktan sonra neler yaşadıklarını ve hissettiklerini...
Görüyorum çünkü...
Önce erkekleri anlatayım mı?
Aynı o meşhur 5 evreyi yaşarlar;
1- İnkâr: Haberi ilk aldıklarında bu duyguya kapılırlar. Hatta kendisi inkâr ederse kadının da vazgeçeceğini umarlar.
2- Öfke: Artık kadının vazgeçmeyeceğini anlamaya başlamıştır. Hem kendine hem kadına öfke duyar. Son bir gayretle başka kadınlarla birlikte olup bunun duyulmasını ve kendinden nefret edilmesi kozunu kullanırlar.
3- Pazarlık: Artık çocuğun doğumuna az kalmıştır. Her akşam başını yastığa koyduğunda kendisiyle, kadınla ve Tanrı’yla pazarlıklar yapmaya başlar. Öfkeyle depresyon arasındadır.
4- Depresyon: Çocuk doğmuştur. Görmediği, bir şey hissetmediği bir çocuğu vardır artık. Gece rüyalarında bir çocuk ona seslenmektedir: “Size baba diyebilir miyim?”
5- Kabullenme: Bu dönemdeki adamlar ikiye ayrılır: Bir kısmı durumu kabullenir ama kadınla da evlenmez. Çocuğunu da ara sıra gider görür, durumu uygunsa maddi yardım yapar ama kendi hayatından vazgeçmez. Bir kısmı da inkâr evresinde takılı kalmıştır. Durumu kabullenir ama gizli tutar. Kadından ve çocuktan uzak durur. Ama artık huzuru kalmamıştır. Ve bir daha hiç olmayacaktır. Çünkü bilir ki, bir gün o çocuk karşısına çıkacak ve o soruyu soracak:
“Size baba diyebilir miyim?”
‘Size baba diyebilir miyim?’
Haberin Devamı