Senin en güzel yerin...

Haberin Devamı

Öyle bir şarkı vardı ya; “Senin en güzel yerin kahverengi gözlerin” diye...

Küçükken dinlediğimde, kahverengi gözü küçümsediğimden herhalde, “En güzel yeri kahverengi gözleriyse, eyvah!” derdim...

En güzel göz yeşil falan olmalıydı...

Koyu renk olacaksa da, kömür gibi siyah...

İşte taa o yıllardan beri kim benim gözlerime güzel dese...

“Kahverengi gözlerim mi?” derim, soran bir ifadeyle... O da hemen lafı çevirir:

“Önemli olan bakışlardır. Senin bakışların...”

“Yaa... Şimdi bak bakalım, ne diyor bu bakışlar? Sana bir şey diyor?”

Heh heh hee...

Adam kaçar tabii...

Bir de kim ellerime ve sesime iltifat etse...

“A-ha!” derim; “Bu bana yazıyor...”

Hatta yazma faslını bile kendi kendine aşmış, artık bunun bana âşık falan olması gerekiyor. Ama en azından iyi niyetli dana!

Başka yerlerime iltifat etseydi...

Huyuma suyuma yani!!!

Yok, o da yemez. Anlaşılan iltifat aşamasını geçmişim ben galiba...

Ama yine de bu fikri elimin tersiyle itmiyorum.

Güzel yani...

İltifat güzel bir şey.

Yerinde ve en azından gerçeğe yakın olunca...

Yani dana gelmiş, “Dünyanın en güzel kadınısın” dese olur mu? Olmaz!

Ya da ne bileyim, “hayatımda gördüğüm en güzel bacaklar” falan... O da olmaz.

Ha, bence en güzel iltifat, bir insana verdiğin duyguyu ondan duymaktır.

Yoksa güzellik müzellik hikâye...

Zaten artık herkes güzel.

Ya da artık herkes kendini güzel zannediyor.

Tıpkı herkesin yaşından küçük gösterdiğini sanması gibi...

Onun için iltifatlar da artık değişmeli...

Mesela:

“Beni mutlu ediyorsun...”

Ya da hangisi biliyor musunuz?

En güzeli...

“Her şey seninle daha güzel.”

Temiz, net, hoş...

Ama anlaşılan herkes böyle değil.

Dün bizim gazetede vardı; Türk kadınını en çok etkileyen iltifat diye...

Neymiş?

“Bacakların çok güzel.”

Buymuş!

Kaç Türk kadınının bacakları güzeldir ki?

Güzel olması için uzun olmalı bir kere... Sait Sökmen‘in dediği cinsten: Füze gibi...

Hadi boyu tutturdun, dizleri de güzel olacak!

Kemiksiz...

Bilekleri...

Teni... Kriter çok yani...

Belki de onun için...

Yani kadınlar belki de güzel olmayan yerlerinden iltifat alınca daha mutlu oluyorlardır.

Ya da kendinde olmayanı duyunca...

Neyi eksikse iltifat oradan gelsin istiyor olabilir.

“Len oram bile güzel” diyerekten...

Belki yani... Ama şundan eminim:

Güzel kadınlar, akıllarına...

Akıllı kadınlar da güzelliklerine gelen iltifatları önemser...

Severler... İkisinin ortası olanlar...

Ne çok akıllı ne de çok güzel olanlar...

Öyle bir kadın yok ki!

DİĞER YENİ YAZILAR