Aşka uzaktan bakmak...
“Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli” gibi birşey...
Hele hele aşk acısına uzaktan bakmak, en paha biçilmezi...
Hadi bugün ikisine de biraz uzaktan bakalım.
Bu sefer keyfini çıkaralım...
Eski aşklara, aşk acılarına gülümseyelim...
“Allah korusun” diye tahtaya vuralım.
Şöyle rahatça arkamıza yaslanalım...
Ve hatırlayalım...
Psikeart diye bir dergi var, bilmeyenler için; her sayısında ayrı bir konuyu işliyor; Yaratıcılık, Cinsellik, Yalnızlık, Tükenmişlik vb...
Psikiatrist, gazeteci, edebiyatçı... Her telden insanlar o kunu hakkında yazıyor. Çok keyifli bir dergi.
Son sayısında konu: Aşk acısı...
Ben (izin de almadım ama...) Ayhan Eğrilmez’in yazdıklarından alıntılar yaptım.
Onun aşk ve aşk acısı üzerine toparladıklarını aldım...
Alın size bir psikiatrsit gözünden ‘aslında’ bizim yaşadıklarımız...
“Bir insanda yaşadığınız hayal kırıklığı onun gerçek karakteridir. Geriye kalansa sizsiniz, özlemleriniz ve yanılsamalarınız!”
“Aşk acısı bazen ‘atıf tutkunluğu’ndan doğar; ‘Oysa ben sana neler adamıştım...’
“Aşk acısı bazen örtük bir hiddet ve nefret barındırır. Karşılık vermeyen arzu nesnesine duyulan hiddet ve nefret adresine yöneltilemediğinden, ‘Bir gün karşılık verecek’ fantezilerini koruyabilmek için küpüne zarar verir ve eziyet eder. Nefret de aşka dahildir!”
“Çoğu aşk hayaldir! Hayalkırıklığı aşkın sonunda şöyle dillendirilir: ‘Sen aslında ...sın!’ Yanılsama öznesinden menkuldür oysa!”
“Aşk romantik mastürbasyondur! Bazen zorantılı bir hale gelir!”
“Aşk arzu doyurucu bir fantezidir ve arzu doy(urula)maz! Ne acı!”
“Aşk acısı ya bilinçli vedalaşmayı sağlar ya da kara sevdaya dönüşür.”
“Aşk acısının anatomisi: Seversin, kavuşamazsın, aşk olur. Kavuşursun, aşk ölür. Kavuşup da sevişmeyi sürdürebilene aşk olsun!”
“Aşk acısı ‘ruhsal cinayet’ gerektirir! ‘Biricik’ kıldığınızı ‘sıradan’ insan kategorisine iade etmezseniz acı bitmez.”